Bu bölümü yorumuyla bana tekrar yazma isteği getiren kişiye ithaf ediyorum.Desteği için ona teşekkürler :))
Ben bu ses için mi büyüleyici demiştim? En önemlisi de Barkın Derin'in abisi miydi? Olabilir mi?
.....................................................
Şarkıyı bitirdiğinde gitarı elinde,kafası eğik,düşünceli bir şekilde duruyordu.Ben de orada dikilmiş,hala onu izliyordum.Bir yandan da düşünüyordum.Tüm bu olanları,olacakları,olabilecekleri...Biraz da olsa şaşkınlığımı üzerimden atabilmiştim.O sırada fazla geçmeden kapıda birinin varlığını farketmesiyle kafasını yavaşça kaldırdı ve beni gördü.Gözleri şaşkınlıkla büyürken ağzı da açılmıştı.Bense ifadesizce bakıyordum.
-Senin burada ne işin var?
diyerek sessizliği bozdum.Gitarını usulca yatağının üzerine koyup sorumu cevapladı:
-Kendi evimde olduğum için bu soruyu bana sorman biraz saçma değil mi?
dedi yamuk bir gülümsemeyle.Bu çocuk ne kadar da güzel gülüyordu öyle.İnsanın içine huzur veren ve karşısındakine de bulaşan bir gülümsemeydi onunkisi.Ya da bilemiyorum,öyle bir şey işte.Belki de abartıyorumdur.Alt tarafı bir gülümseme işte.
-Ayrıca bu soruyu benim sana sormam lazım ama sormuyorum.
diyerek devam etti.
-Derin'in abisi s-sen miydin?
Lanet olsun,neden kekelemiştim ki?
-Evet,bendim de neden bu kadar şaşırdın?
-Bilmiyordum ve böyle birden karşılaşınca şok oldum açıkçası.
Sahte bir tiksinme ifadesiyle devam ettim.
-Derin'e acıdım valla,yazık kıza.
-Nedenmiş o?
dedi.Deminki gülümseyişinden eser yoktu.Neyi kastettiğimi anlamış olmalıydı ki biraz bozulmuştu fakat yine de doğru anladığına emin olmak için soruyordu.
-Çünkü senin gibi bir abisi var.
-Neyim varmış benim?
-Gıcıksın.
dedim tereddütsüzce ve kendimi tutamayarak gülmeye başladım.Kaşları da çatılmıştı ve yüz ifadesine bakılırsa gerçekten fena halde bozulmuşa benziyordu.Ama ne vardı ki bunda bu kadar bozulacak?
-Sen kendine bak huysuz.
Bana mı dedi o? Ben miymişim huysuz? Gülüşüm anında solmuş ve kaşlarım istemsizce çatılmıştı.
-Ben miyim huysuz?
dedim gözlerimi büyüterek.
-Evet.
Bu sefer gülme sırası ona geçmişti anlaşılan.Gerçekten gıcık! Onu takmamam gerektiğini düşünerek arkamı döndüm.Çünkü biliyordum ki birini sinir etmenin en güzel yolu onu umursamamaktı.Tam odadan çıkacaktım ki ;
-Pijamalı halin de ayrı bir tatlıymış.
dedi kahkaha atarak.Bunu demesiyle arkamı döndüm.Sırıtıyordu bide.Bu söylediğine karşılık vermezsem olmazdı.Bazen demin söylediğim umursamama taktiği kullanılamıyordu maalesef.Mesela böyle bir durumda.Kenarda duran koltuğun üzerindeki yastığı aldım ve ona doğru fırlattım.Tam isabet,kafasına denk gelmişti.Bu minik zafer ile sırıttım ve odadan çıktım.Arkamı dönüp son kez baktığımda, onun da sırıttığını gördüm."Şapşal şey" diye geçirdim içimden ve kendi kendime sırıtmaya devam ettim.Onu gördüğümde nedense hep didişesim geliyordu.Buna pek anlam veremesem de hoşuma gidiyordu.Heyecanlandığım da bir gerçekti.Noluyordu bana böyle? Neden böyle saçma duygular içine giriyordum ki? Hem de bu çocuk için mi? Hah çok komik. Sonra aklıma lunaparkta yanında gördüğüm kız gelince dudaklarım dümdüz bir hal aldı.Bütün keyfim kaçmış gibi hissediyordum.O gün gördüğümde de böyle olmuştu.Bu beni ilgilendirmezdi ki.Yanındaki her kim olursa olsun,bunu kafama takmamalıydım.Hem neden böyle anlamsız bir şeyi takacaktım ki? Banane Barkın'dan,banane yanındaki kızdan.
Kalbimi bu şekilde kandırdığımın bilincimdeydim fakat anı yaşamak adına bu aptal kalbimi kandırmalı ve kızlarla güzel bir gece geçirmeye bakmalıydım.Boş yere tadımızın kaçmasına gerek yoktu,hem onların gecesini suratsızlığımla mahvetmeye hakkım yoktu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Aptalım,Aptalsın,Aptalız!!!
RomanceGüzeller güzeli bir kız ve onu karşılıksız bir aşkla seven yakışıklı bir çocuk...Acaba kızımız da onun bu aşkına karşılık verebilecek mi?