UNUTTUN MU BENİ ?

Ukala

Medya: Hayal

Çocuk mağazanın önüne arabasını park etmiş ve arabasına yaslanarak beni bekliyordu. Beni görünce sırıttı ve bana doğru yürümeye başladı. Ben ise korkuyla ona bakıyordum. Ne sanmıştım ki hiçbir şey yapmadan çekip gideceğini mi? Yanıma geldi ve elini uzattı;
"Ben Enes. Biraz kötü bir başlangıç olsa da tanışmak istedim."
Ben bir ona bir de uzattığı eline bakıyordum. Demek ismi "Enes" di. Güzel isim. Hakkını almıyım çocukda çok iyiydi. Neler saçmalıyordum ben böyle ;
"Kalsın. Seninle tanışmasak daha iyi olur. Pek iyi anlaşacağımızı sanmıyorum."
"Bu kadar asi olma bence. O zaman hangi okula gittiğini söyle seni götüreyim. Hem her tarafını çamur yapmamın bir telafisi olmalı değil mi?"
Bu çocuk neyin kafasında ya önce her yerimi çamur yapıyor, sonra da okuluna bırakayım diyor.
"Sağol ama ben okuluma giderim. Zaten 5 dk içinde orda olurum." Diyerek onu terslemeye devam ettim.
"Tekrar üstünü çamur yapmamı istemiyorsan atla şu arabaya." dedi  sürücü koltuğuna oturdu. Ne kadar odun birşeydi bu ya. Ne sandım ki kapımı açıp benim oturmamı beklemesini mi? Tekrar çamurlanmamak için arabaya binmeye mecburdum. Arka kapıyı açıp oturdum. Ona çok yakın olmak istemiyordum. Bana döndü ;
"Öne geç ben senin şöförün değilim."
Allah'ım ne kadar sinir bozucu bir şey bu ya. Arabadan inip tekrar öne geçtim. Sırıtarak bana sordu ;
"Hangi okuldasın?"
"Yıldız Koleji"
"Şansa bak bende o okuldayım. Yeni misin?"
"Evet."
Arabayı çalıştırdı ve radyodan şarkı açtı. Bu sırada bende onu izliyordum. Gözleri kahverenginin en güzel tonuydu. Sanki daha güzel bir ton yoktu bu tondan başka. Çok kaslı değildi ama bence gayet iyiydi. Dudakları hafif kalbi anımsatıyordu.
"Çok yakışıklı olduğumu biliyorum." demesiyle kendime geldim. Ne diyordu bu ukala ya.
"Ne diyosun sen be! Ukalaya bak!!!" Gülümsemekle yetindi. Müzik konusunda zevklerimiz aynıydı. Arabanın radyosunda "Avril Lavinge-Rock N Roll" çalıyordu. Yol boyunca konuşmadık. Ama birkaç kez bana bakış atıp sırıttığını gördüm. Sonunda okula gelmiştik. Arabadan inince herkesin bakışlarının Enes ve benim üstümde dolandığını gördüm. Of of herkes bizi sevgili zannediyordu kesin ayrıca Enes'in de okulun şu yakışıklı famelerinden biri olduğuna imzamı atabilirdim. Enes'e döndüğümde beni süzdüğünü gördüm ama gözgöze gelince bakışlarını hemen benden kaçırdı. Yeni geldiğim için müdürün odasını bilmiyordum bu yüzden Enes'ten yardım almak zorunda kalacakdım ;
"Şeyyy... Enes ... Acaba..."
"Buyur söyle."
"Diyecektim ki beni müdürün odasına kadar götürebilir misin?"
bunu çekinerek sormuştum ve o da bunu fark etmişti.
"Tabii ki. Yanımdan gel."
Okul gayet lüks ve güzel bir yerdi. Bina çok büyüktü tabi bahçeside. Basketbol, voleybol,futbol ve tenis sahası bile vardı.
"Tenis sahası ne için var ki?" merakımı saklayamayıp Enes'e sordum.
"Tenis dersi alıyoruz. Ayrıca içeride yüzme havuzu da var."
Bu muhteşemdi ben tenis oynamayı biliyordum bu yüzden çok sevindim yüzmede de birçok madalya hatta kupam bile vardı.
"Bu harika!" Dedim bütün neşemle.
"Bence de."
"Tenis oynamayı sever misin? Ben çok severim ve çok iyiyim."
"Ya öylemi ? Bende çok severim ve gayet iyiyim şimdiye kadar okulda kimse beni geçemedi."
"Ama ben seni geçebilirim biliyor musun?" Dedim gülerek.
"Kendine bu kadar güvenme bence. Bir ara maç yaparız o zaman."
"Benim kazanacağıma emin olabilirsin." Dedim gururla.
Biz konuşurken müdürün odasına gelmiştik bile. Enes kapıyı çaldı ve içeri girdi. Ben de içeri girdikten sonra kapıyı kapattı. "Müdürüm yeni öğrenci gelmiş." Diyerek beni işaret etti. Müdür bana döndüğünde ona şirince gülümsedim. O da bana gülümsedi. "Hoş geldin Hayal." Dedi ve çekmecesinden birkaç dosya çıkarttı.
"Sınıfın 10/b Hayal'cim." Dedi. Bu sırada Enes'in sırıttığını fark ettim. Müdürün odasından çıktık ve merakımı saklayamadım ;
" Neden içeride otuz iki diş sırıttın acaba?" Diye sordum. Bana baktı ve tekrar sırıttı ;

Arkadaşlar umarım beğenmişsinizdir. Sonra ki bölüm yakın zaman da gelir vaktim olursa birazdan yazmaya başlarım hepinizi öpüyorum. Takip etmeyi ve vote lamayı unutmayın lütfen bb....