Bölüm 4-Kahve

406 61 13
                                    

Multimedia: Dolunay 

Umarım bölümü seversiniz :) 

Dolunay, evinden biraz uzaklaşmak için geldiği kafede kahve içerken, neredeyse 1 yıldır tek uğraşı olan şeyi yapıyordu; annesinin eski günlüğünü okuyordu.

Dolunay ve babası Sadık Bey, geçen yıla kadar hep seyahat etmişlerdi ve asla bir yere yerleşmemişlerdi, Dolunay kendini bildi bileli hep seyahat edip durmuşlardı.
Fakat geçen yıl, Sadık Bey artık yaşlandığı kanaatine varıp, uğrunda ömrünü çürüttüğü deryalardan ayrılıp, kaptanlık mesleğini bırakmıştı. Ne zaman bir yerlere gitse, sevgili kızını da yanına alırdı.''Küçücük çocuk, harap olacak yollarda!'' diye binlerce söz işitmişti lakin gönlü kızını bırakmaya el vermiyordu.

Sadık Bey'in karısı Fahriye Hanım, Dolunay 3 yaşındayken vefat etmişti. Dolunay'ın annesiyle ilgili hatırladığı tek bir anısı bir yoktu. Hatırlamadığı şeyin özlemi çekilir miydi? Çekilirdi tabii! Hatırlamadığın kişi annense, hayli hayli çekilirdi.

Dolunay ve babası 1 yıl önce evlerine kesin dönüş yaptıklarında, Dolunay'ın annesinin babasının odası hala eskisi gibi duruyordu. Dolunay temizlik yaparken, şans eseri annesinin eski günlüklerine ulaşmıştı ve Deniz'le kardeş olduklarını bu sayede öğrenmişti.

Sadık Bey, Fahriye Hanım'ın ilk evliliği değildi. Fahriye Hanım ilk önce Deniz'in babasıyla kaçarak evlenmişti. Fakat Deniz'in babası cinayetten hapse atılmıştı ve Fahriye Hanım ne yapacağını şaşırmış, aklının bulandığı bir dönemde bir hırsızlık yapmıştı.

Soyduğu dükkândan çok fazla uzaklaşamayan Fahriye Hanım, dükkân sahibinin geri döndürülemez ısrarı ile hapse atılmıştı. Hapse atıldıktan birkaç ay sonra hamile olduğunu anlayan Fahriye Hanım, güvenebileceği tek kişi olan kız kardeşiyle bir anlaşma yapmıştı.

Fahriye Hanım çocuğu doğurunca, kız kardeşi onu yetimhaneye bırakacaktı. Kız kardeşi çocuğa bakamazdı, çünkü Fahriye Hanım kaçarak evlenmişti ve ailesi çocuğu kabul etmezlerdi. Plan tıpkı planlandığı gibi işledi. Fahriye Hanım'ın kız kardeşi, çocuğu yetimhanenin kapısına bırakmadan önce, ablasının kızına koymayı düşündüğü ismi kızın tulumuna işledi.Deniz. Fahriye Hanım 5 yıl sonra hapisten çıkmıştı ve kızını deliler gibi aramıştı. Fakat kız kardeşinin Deniz'i bıraktığı yetimhane 5 ay sonra kapatılmıştı ve çocuklar başka yerlere dağılmıştı. Fahriye Hanım, Deniz'i ne kadar aradıysa da bulamadı.

En sonunda da, bir tesadüf sonucu Sadık Bey'le tanışmış, onunla evlenmiş ve bir kızı olmuştu. Fakat ölümden kaçılmıyordu. Fahriye Hanım da kaçamadı. Dolunay 3 yaşındayken, Fahriye Hanım alkollü bir sürücünün 1 saniyelik hatası yüzünden ruhunu teslim etmişti.

Dolunay annesinin günlüğünü ilk okuduğunda, ne kadar ağladığı ile ilgili hiçbir fikri yoktu. Gözyaşları adeta sel olmuş, onu boğacak konuma gelmişti.

Uzun uğraşlar sonucunda ablasını bulmuştu ve onun karşısına hastası gibi çıkmıştı. İlk karşılaşmalarını daha farklı hayal ediyordu aslında. Ablasının onu tanımamasına rağmen boynuna falan atlamasını beklemiyor değildi.

Dolunay annesinin tuttuğu günlüğü tekrar tekrar okurken, bir yandan da kahvesini yudumluyordu. Açılan kapı sesiyle birlikte kafasını kaldırdı ve içeri giren Deniz'i gördü. Burada ne işi var? Diye düşündü. Ardından burasının bir kafe olduğunu, herkesin gelebileceğini hatırlayınca kendine kızdı. Kafamı kuma mı gömsem? Diye düşünürken, yine saçmaladığını idrak etti ve sadece bir şeyler okurken taktığı siyah çerçeveli gözlükleri çıkarıp masanın üstüne koydu. Ardından Deniz'e bir ''Merhaba'' demenin bir yerini eksiltmeyeceğine karar verdi ve biten kahvesinin yerine başka bir şey almak için tekrar sıraya -Deniz'in arkasına- geçti.

Sorgu  -Tamamlandı-Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin