Aradan tam bir ay geçti. Ne telefonlarıma ne mesajlarıma tek bir cevap bile vermedi.Elimde sadece o sabahın dudak izleri ve kan damlaları kalmıştı. Çantama kitaplarımı koyup otobüs durağına gittim . İçimde yine bir heyecan vardı belki yine duraktadır diye . Ama o bir daha hiç o durağa gelmedi...
Okula gittim . Size en yakın arkadaşımdan bahsetmemiştim değil mi ? İsmi Emel . Şarışın , mavi gözlü, sürekli renkli etek giyen o kız benim en yakın arkadaşım, arkadaşımdı. Okula gittiğimde Emel yanıma koşarak geldi.
- İpek sana anlatıcaklarım var .
- Dinliyorum Emel.
- Uzun zamandır hoşlandığım birisi var . Aramızda birşeyler oluncaya kadar sana sölemeyi düşünmedim . İki haftadır konuşuyoruz hatta çıkıyoruz gibi birşey. Dün evindeydim öyle güzel eğlendik ki . Biliyomusun bana kadın olduğumu hissettirdi .
- Nasıl yani ?
- Saatlerce öptü beni , parmakları saçlarımı okşarken sanki kalbimi okşuyordu .
- Bak sen bizim deli kıza kim peki bu ? bu arada benimde sana anlatcaklarım var malum iki haftadır okula geldiğin yok konuşamadık .
-Hepsini dinleyeceğim ama önce seni eniştenle tanıştırıcam aşağıda bizi bekliyor hadi çabuk.
Emel elimden çoçuk gibi tutarak koşuşturuyordu . Arkası dönük olan genci gösteriyordu bana bak işte o diye ! Cenk'e ne kadar da benziyordu. Yanına gittik . Yüzünü dönünce Cenk'e benzemediğini Cenk'in kendisi olduğunu görmüştüm. Evet Cenk' ti o ! Tam karşımda o kömür gözleri ile bana bakıyordu. Kalbim atmıyordu sanki boğazımda bir sızı oluştu yutkunamıyordum . En sevdiğim arkadaşım ve Cenk mı ? şakamıydı bu rüyamıydı ? Emel elinden tutuyordu ' bak İpek bu Cenk benim sevgilim. '' Benim sevgilim !! '' sevgili , Emel ve Cenk sevgili ! Beynimden aşağıya doğru kaynar sular döküldü sanki. Allahım kalbim de savaş mı çıkmıştı nasıl dayanıcaktım bu sızıya . Evine gittiğim , ilk öpüştüğüm , kadınlığıma sahip olan o erkek karşımda ve en yakın arkadaşımın elinden tutmuş bana bakıyordu . Ne hakla bakabiliyordu ? Hiç mi sızlamadı yüreği? bu kadar gaddarmıydı ? iğreniyormuydum ondan ? Lanet olsun ki onu hala çok seviyordum . Beyinim uyuşmuştu, Emel ise sürekli konuşuyor birşeyler anlatıyordu daha fazla dayanamadım kendimi iyi hissetmediğimi söyleyerek oradan ayrıldım . Bir sahil kenarına gittim . Denizi ve kumsalı severim . Küçükken denizin göz yaşından oluştuğuna inanırdım . Göz damlalarından Allahın denizi yarattığına . Neden diyceksiniz . Babam alkölik bir adamdı . Her gün annemi ve beni döverdi. Annemle o kadar ağlardık ki bir küçük deniz topluluğu oluşurcasına. O yüzden denizin göz yaşından olduğuna inanırdım . Fırsat buldukça deniz kenarına gidip ağlardım . Büyüdüm ama hala küçüklüğümde ki gibi deniz kenarında ağlamayı seviyorum . Yine deniz kenarındaydım içim de bu sefer öle bir acı vardı ki boğazım da ki sızıyı her yutkunuşumda kalbime hancer sokuluyordu . Erkekler neden böyle ? Neden döverler ? Neden aldatırlar ? Dünyada sevmek kadar güzel birşey varken nedendi bu acı , gözyaşı . Saat gecenin ikisine geliyordu gözlerim tıp kı bir vampir gibi kıpmırızı beynim ise uyuşuk gözyaşlarımı yine dalgalara karışıp gitmişti. Aşk neydi? Kumsala yazdığımız isimleri dalgaların alıp gitmesimiydi ? Yazıyorsunuz kalp yapıyorsunuz 2 3 saniye sonra yok . Dalga silmişti . Aşk da öyleydi hayal kuruyorsunuz yaşıyorsunuz bir dalga alıp götürüyordu hayallerinizi. Bir hafta okula gitmedim . Saçımı kestirmiştim . Bildiğiniz kadın tribi yaşıyordum kendi kendime . Zayıflamıştım ve artık okula gitmeye karar verdim . Okula gittiğim de Cenk'i gördüm . Oda beni gördü. Hızla ilerlerken kolumdan tuttu ' konuşmamız lazım ' dedi. Konuşmamız lazımmış karşısında çoçuk mu vardı kandırabileceği ? 22 yaşındayım herşeyi anlayabilcek yaştaydım . Karşısında durmaya gücüm yoktu her bakışımda yüreğim de bir sızı oluşuyordu . Güçlükle ona baktım . Ve şöyle söyledim ;
- Konuşacak birşey yok .
- Hayır var lütfen konuşmama izin ver .
- Dinleyecek vaktim yok .
- İpek beni gerçekden dinlemelisin bilmediğin şeyler var hakkımda kötü düşünmeni istemiyorum.
- Dinliyorum.
-Bİr cafeye gidelim lütfen.
Cafeye gittik. Bana annesi ve babasının ayrıldığını babasının annesini sürekli dövdüğünü ve kendısinin psikolojik sorunlar yaşadığını, Emel ile de sarhoşken bareber olduğunu anlattı. Ona inanmak istemiyordum ama kalbime söz geçiremiyordum . Benim gibi bir ailesi vardı onu anlabiliyordum . Uzun süre sohbet ettik ve beni ikna etmişti. Peki Emele ne olcaktı ? onun temiz duygularını kirletmeye ne hakkımız vardı ? İçimden bu aşkı kalbine göm üstüne toprak at ve buradan çek git diye düşünceler vardı . En iyi arkadaşına ihanet etme dese de zihnim , kalbim beni duymuyor sadece Cenk için atıyordu adeta .
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Boğazımda Ki Sızı
Historia CortaHerkesin kendine göre bir hikayesi vardır aslında kiminin ki saçma sapan kiminin ki kırılmış kiminin ki ise beklediğinden tamamen farklı ...