Babamın o görüntüsü gözümün önünden gitmiyordu. Her babamı hatırlayışımda hayatımı kurtardığı geliyordu aklıma. Daha küçüktüm belki 9 yaşındaydım... Ağaçtan en güzel dutları seçip babama atıyordum. O sırada ayağım kaymıştı. Babam beni tutmak için bacağını feda etmişti. Şimdi ise güzel yaşamam için lüks yaşamam için hayatını.
Her ne olursa olsun okula gitmek zorundayım. Zaten okulun kapanmasına 1 hafta kalmıştı. Annem özel okula gönderecekti. Fakat özel okullarda notlar sisiriliyordu. Başarılı bir öğrenciydim. Annemin sesi gelmişti aşağıdan:
"Selina kızım. Hadi hazırlan." Ismimi bile bilmiyordu.
"Anne! Benim adım Elçin. " Annem kapıyı açıp içeri girdi.
"Nasıl Elçin?"
"Sadece adım Elçin. "
"Fa...Fakat, ismini ben koymuştum. Ismin Selina'ydı. Ah şu şerefsiz baban yok mu!" Babam ismimi değiştirmişti. Çünkü bana hiç bir zaman Selina denmemişti... Siyah ve pembe çizgili çantamı kapıp odadan çıktım. Servis gelmişti.
"Elçin? Sen ne zaman servise başladın?"dedi alaycı bir sesle Beril.
"Ben artık annemle yaşıyorum. "Dedim.
*****
Sınıfa girince hiç kimse yoktu. Yerime oturduktan sonra defterimi açıp bir şeyler karaladım. Hiç bir hoca ders işletmiyordu. Herkes koridordaydı. Hem telefonumla ilgileniyordum hemde yürüyordum koridorda. Sadece hatırladığım şey telefonumu elimden kayıp düşmesi. Bir elin hemen telefonu yerden aldığını fark ettim.
"Özür dilerim. " o kadar etkilenmiştim ki sadece:
"Yok yok. Önemli değil. Asıl ben Özür dilerim. "
"Şey ee. Hangi sınıftasın?"
"10-K. Seninki?"
"10-A"
"Tamam."
"Ismin ne?"
"O kadar ileri gitme derim. Merhabalaştık bu kadar. Ben senin bildiğin kızlardan değilim. "
"Peki. Ben Yekta."dediginde yanından uzaklaştım.
*******
Servise bindiğimde her yer tıkabasa doluydu nedense. Sadece bir yer boştu. Oda Yektan'nın yanıydı. Mecbur oturdum...
"Selam."dedi. Beni istediğini çok belli ediyordu.
"Selam. Sana bir şey sorabilir miyim?"
"Tabi ki! Tabi... Ya.Yani sor."dedi heyecanla.
"Bir daha ki başka okula gideceksin değil mi?"
"Evet. Başarı Koleji. Sen?"
Ya of... Bende o koleje gidecektim.
"Aa. Ne güzel! Bende o okula gideceğim."
"Peki o zaman neden 2 sene devlet okulunda okudun?"
"Gerçekten çok doğru bir soru. Şey sana bunu anlatamam."
"Ben anlatırırım. Benim okuduğum yetimhane beni lisede devlet okuluna gönderdi. "
"Iyide cevabı alamadım."
"Sözümü kestin." Kendimden utanmıştım. Çünkü ilk defa birini dinlemeden cevap vermiştim.
"Özür dilerim."
"Benim artık ailem var. Maddı durumları iyi olduğu için beni en güzel okullarda okutmak istiyordu."
"Ne çabuk ailem yerine koydun?" Aslında bende ne çabuk anneme "anne" demistim.
"Sözümü geri aldım. "Dedim.
"Neden ki... Sen?"
"Sen?"
"Bana halen ismini söylemedin. "
"Elçin. "
"Tanıştığıma memnun oldum. Ah az kalsın unutuyordum. " cebinden 5 tl çıkardı.
"Yanımdan gidince cebinden bu düştü. Al. Bu arada ben gidiyorum. Yetimhaneye geldim. "
"Dur hani ailen vardı?"
"Daha onlarla değilim. Islemler bitmedi." El sallayıp servisten çıktı. Gerçekten çok senpatik ve beyefendiydi. Etkilemiştim. Aslında aşık olmuştum.