6. Bölüm

30 7 1
                                    

1 yıl sonra , şaka şaka fazla oldu. 1 ay sonra :
1 ay boyunca full çalıştım. Sınavlar çok yoğundu. Bazı günler 1-2 öğün ile yetiniyorduk. Veee en sonunda bitti 15 tatile girdik. Allahım çook mutluyum. Bir ara kurban falan kesmeyi düşledim de kızlar beni engelledi. 1 ay boyunca Irmak , Umut ile çok yakın oldular ilişkileri çok iyi Merve ise okula yeni gelen bir çocuğa tutulmuş. Adı soyadı daha bilinmiyor. İlayda ve Öykü kendi hallerinde yaşıyorlar. Ben mi ? Ben de öyle ben kolay kolay kimseye aşık olmam. Irmak bazen " Barışa aşık olacaksın o da sana" diyor ama ben inanmıyorum. Ben onu sevsem bile o beni sevmeyeceği için boşuna ümitlenmeye gerek yok. O sabah erkenden uyandım ve uyandığım da saat 5 idi. Kendime az da olsa sövdüm. Tatilin ilk gününden böyle bişey çok acı verici. Tekrar uyumayı denedim ama bir türlü uyuyamadım. En sonunda kalktım ve lavaboya girdim elimi yüzümü yıkayıp kısa bir duş aldım. Eşorfmanlarımı ve spor ayakkabımı da giydikten sonra günlük makyajımı yaptım. Saçımı da at kuyruğu yapıp okulun biraz ilerisindeki parka giderk yürüyüş yapyama başladım. Son 1 ay içerisinde 3 kilo almıştım. Olamaz hayırr. Bu çok kötü bir şey. En azından benim için çok kötü ama sizin için kötü olmayabilir. Ama bana göre kötü neyse işte. 10 kez tur attıktan sonra çok yorulmuş ve susamıştım. Yan taraftaki bakkaldan su almaya gittim. Bakkalda tanıdık birisi vardı ve yaklaşınca o kişinin Barış olduğunu gördüm. Bu soğuk havada sporcu atleti giymiş ve kaslarıyla çok yakışıklı gözüküyordu.
-Kendine gel Deniz !!
-Ammaa çookk yakışıklı
-Saçmalama kaslı başka erkek mi yok !?
-Baklavaları var hem de 6 taneee
-Ben sana 1 tepsi alırım 6 tane de neymiş?!
Böyle kendi iç sesimle savaş içerisindeyken bana Barışın el salladığını gördüm. Görüp görmediğimimi anlamaya çalışıyordu. Ancak öyle kendime gelebildim. O sırada Barış:
- heyyy orada mısın ??
- Haaa! Ne?
Güldü, aayyy gamzeleri varrr yerimm.
- Sabahtan beri sesleniyorum duymuyorsun da ? İyi misin ?
-şey evet iyiyim sağol eksik olma
- Adın neydi ?
- Deniz
- Benimki...
- Barış dedim hızlıca
- Aaa gerçi ben okulun popisiyim bilmen normal dedi egoistçe.
- ayyy ne varmış popiysen ?
- Ünlüyüm yanii
Daha fazla sinirlenmemek için hızlıca suyu aldım ve parayı verdim. Ardından bakkaldan çıkıp okula doğru yöneldim. Arkamdan sesler geliyordu. Bu mal beni mi takip ediyor düşüncesiyle arkama baktım. Koşarak yanıma geldi ve yüzüme bakmadan koşmaya devam etti. O sırada bir köpeğin de koşarak geldiğini fark ettim ve ben de koşmaya başladım. Normalde köpekleri çok severim ama köpek pitbula benziyordu. Kocamandı ve korkunç bir yüz ifadesi vardı. Hızlı bir şekilde Barış' a yetiştim. Ve sinirli bakışlarımı ona gönderip koşmaya devam ettim. Sokağın başına gelmiştik. Ve okuldan uzaklaşmıştık , bir yere saklandım. Barış da yanıma geldi köpek düz koşmaya devam etti. Onu atlatmıştık. Ben de sevinmiştim benim için koşuyo diye ,gerçi bundan ne bekenir ki ?
Egoist ,kibirli,sinir bozucu , gıcık kelimelerinin eş anlamlıları " Barış ve diğer erkekler " saklandığımız yerden çıktık. Ben çok acıkmıştım ve okula çok uzaktık. Galiba Barış ta benim gibi düşünüyordu ki :
- İstersen bi kafeye gidelim orada yiyyelim yemeğimizi?
Açıkçası sevinmiştim, şöyle bir düşünüyormuş gibi yaptım ve ardından "evet olur" dedim.
- Benim burda bildiğim güzel ve küks bir kafe var oraya gidelim mi ? dedi. Ben de buraları pek bilmediğim için:
- Olur gidelim dedim
Tama itiraf ediyorum ilk defa buraya geliyorum. Yani ne yapayım gelmedim işte. Aman karnım doysun da, o bana yeter. Kafe cidden çok güzel bir görünüşe sahipti ama önemli olan yemekleri. Ondan sonra görünüşü. Kapıda nedensizce 1-2 dakika bekledik.  O sırada karnım guruldadı. Barış bana baktı ve güldü. İçeriye girdik. Bir garson geldi yanımıza :
- Hoşgeldiniz Barış Bey
- Hoşbulduk Hasan
Birbirlerini tanıyorlar geliba diye düşündüm. Herhalde Barış hep buraya geliyor. Masalardan birine oturduk. Kahvaltı sipariş ettik. O sırada duramadım sordum :
- Sürekli buraya mı geliyorsun ? Garson seni tanıdığına göre.
- Yok sürekli geliyorum ama bu kafe bana ait. Yani benim kafem.
Ben şok , iptal, wefat yaniii. Hiç de söylemedi yaaa ben gıcık demiştim. Tam birşey diyecekken siparişlarimiz geldi. Ve ben merak ettiğim herşeyi sordum. Yanii :
- Niye bana gelmeden önce söylemedin?
- Senin mi yoksa babandan falan mı kaldı?
- Buranın düzenini falan herşeyi den mi dizayn ettin ?
- Madem kafe açacak kadar paran var niye böyle bir okulda okuyorsun?
Cevapları ise :
- Belki gelmek istemezsin diye söylemedim.
- Tamamen benim kafem.
- Evet ben dizayn ettim.
- Onun sebebi özel.
Son cevaptan hoşlanmamıştım. Ama daha fazla üstüne gitmek de istemedim. Yemekleri yedikten sonra okula gittik. Kızlara kafedeyken kısa bir mesaj atmıştım. Onlar da alışverişe gitmişleri. Gel demişlerdi ama ben alışveriş yapmayı pek sevmem. Laptopumu açtım. Mail gelmişti , açtım ve okudum. Bir an gözlerim karardı. Ve sandalyeden yere düştüm. Bu olamaz annem yaşıyor olamaz.

Bakalım neler olacak. Çok heyecanlı bitti bence. Umarım beğenirsiniz , oy ve yorum yapmayı unutmayın !! :)

İlk ve Son AşkHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin