woodkid:ıron
From the dawn of time to the end of days
Şafak vaktinden günlerin sonuna kadar
I will have to run, away
Uzaklara kaçmak zorunda olacağım
I want to feel the pain and the bitter taste Of the blood on my lips, again
Acıyı ve kanın acı tadını Dudaklarımda hissetmek istiyorum, yeniden
Rüzgar odadan hırsla çıktığında Alev saklandığı yerden çıkıp,odaya girmişti.Burada bıçaklar olduğunu hatırlıyordu.Hemen eline, gözüne kestirdiği bıçağı aldı.Kesici yerini kaplayan el yapımı bir bez vardı.Oldukça etkileyici gözüküyordu.Alev ise beynini ve o koca buz mavisi gözlerini bıçaktan çekti ve bıçağı belinin kenarına sabitledi.Dışarı çıktığında Rüzgar'ın arabayı beklediğini gördü.Bu sırada evin arka tarafında bir adet gümüş grisi 'LEXUS LS 600'Rüzgar'a doğru geldi.Tam arabaya binecekken Alev vakit kazanmak amacıyla eline büyük bir taş aldı ve arabanın az uzağına fırlattı.Sesi duyan Rüzgar ise son anda arabadan indi ve etrafı kontrol etmeye başladı.Bu ise Alev'e zaman kazandırmıştı.Acilen kendini arabanın bagajına atmıştı.
Murat'tan aldığı eğitim bu sefer işini kolaylaştırmıştı.Beş sene Murat'tan dövüş,savunma,bıçak kullanımı,şu anda yaptığı gibi bagajı içten ve dıştan açmak gibi birçok şeyler öğrenmişti.Bagaja kendini iyice yerleştirdi.Bir,iki dakika sonra da Rüzgar arabaya binmiş ve araba çalışmaya başlamıştı.Alev iyice sıkışırken iyi şeylere odaklanmaya çalışmıştı.O sırada Rüzgar'ın bağrışı kulağına ulaşmıştı.Onu bu kadar sinirlendiren şey ne ise Alev içinden ona güzelce saydırıyordu.Onun sinirlenmesi anlayamadığı bir şekilde kalbini buruk bırakıyordu.Anlamak istemiyordu.Alev böyleydi.Bir kez her şeye inanır,güvenirdi.Ama bir kez bu güven,bu kalp kırılırsa kurtulamazdı.Geçmişi en mutlu gününde bile peşini bırakmazdı.Bu yüzden anlamak istemiyordu kalbindeki o acıdan,öfkeden bile güçlü olan duyguyu.
Birkaç dakika sonra sadece Rüzgar'ın iç çekişleri kalmıştı.Alev kendini sadece birkaç saniye Rüzgar'a nefesi gibi mecbur olduğunu hissetti.Bu birkaç saniye içindeyse gözleri kapanmış,alt dudağı dişlerinin arasında sıkışmış ve sık nefesler almaya başlamıştı.İçinden yavaşça kıvılcımlar kopmaya başlamış ve alev alev yanmaya başlamıştı.Neler oluyordu böyle?Nasıl bu kadar kısa sürede bu kadar değişmişti.Beyni ise vücudunda kırmızı alarm vermeye başlamıştı.Alev bir an arabanın durduğunu hissetti ve kapı açılıp kapanma sesini.Son kez tekrarladı,Hadi Alev sadece etkilendin.Yeşil gözlü,kumral,kaslı,yakışıklı ve tehlikeli görünse de aşk falan yok diye.
Bagaj kapağını temkinli bir biçimde açtığında eski bir deponun karşısında buldu kendini.İçinden bir ses Rüzgar'a hiç iyi şeyler olmayacak diye fısıldarken oda hafifçe mırıldandı;
-Niye buraya geldin Rüzgar?diye.Birkaç adım attı.Deponun kapısı hafif açıktı.Yavaşça içeriye göz gezdirdiğinde kimseyi göremedi.Neredeydi bunlar?İçeriye doğru birkaç adım daha attı.Deponun diğer ucunda ki kapıdan sesler geldiğinde hemen bir sandığın arkasına saklandı.İçeriye Rüzgar ve sekiz tane gri takım elbiseli adam gelmişti.Her yerleri griydi.Saçları bile griye boyanmıştı.Sadece ellerinden gerçek ten renkleri anlaşılıyordu.İçeriye sonradan bir adam girdiğinde Alev kalbini gömmek istedi.Yine olmuştu,hızlanmıştı işte.O...Yine karşımda diye düşündü.Yine gelmişti Alev'in kalbini almak için beklide.Alev'in o saf sevgiyle bakan gözlerinden bir damla yaş aktı.Bu bir damla yaş Alev'in isyanıydı,yine bana bunu yapma,dayanamam demesiydi.O sırada Alain'in elinde gördüğü gümüş silah Rüzgar'ın tam arkasında duruyordu.Rüzgar ise şu gri adamlarla hararetli bir şekilde konuşuyordu.Fark etmemişti...Alev'in ise aklına aldığı bıçak gelmiş ve tüy gibi yavaş adımlarla sandıkların arkasından Alain'in arkasına kadar varmıştı.Bu sefer izin vermeyecekti.Bıçağı belinden çekti ve işte bıçak Alain'in şah damarının üzerindeydi.Yavaşça kulağına fısıldadı;
-Arrêt Alian !
(Dur Alian !)
Silahın yere düşmesiyle tüm gözler onlara döndü.Rüzgar şoktan açılmış gözleriyle Alev'e bakıyordu.Griler ise telaşla efendilerine bakıyordu.Rüzgar transtan çıkıp bir adım attı. -Dur Rüzgar.Bu şerefsiz burada ölecek,dedi mavi gözlerini belerterek.Rüzgar sadece bir saniye ne kadar da tatlı,diye düşündü.
-NE YAPIYORSUN ALEV?ASIL SEN DUR,diye gürleyince Alian'ın kahkahası boş depoda iğrenç bir şekilde yayıldı.Alian yavaşça ellerini kaldırarak Alev'den kurtuldu.Yavaşça Alev'e yaklaştı.Pürüssüz,beyaz teninde ellerini gezdirdi.Elleri yavaşça alt dudağına indiğinde ikisi de irkilmişti.Rüzgar ise gözlerinde ki acıyla onları izliyordu.Alev daha fazla dayanamadı ve bir adım geriledi.Dudakları titriyordu,gözlerini sıkıca kapatmış bir şekilde duruyordu.Ellerinin arasından kayan bıçak yerle temas edince çıkan ses ürkütücüydü.
-Yapma,diye fısıldadı.Gözlerinin arasından çoktan bir yaş akmıştı..Alian onu dinlemeden bir adım daha attı.Yine aynı yakınlıktaydılar.Elleriyle yüzünü kavradı ve bu sefer o fısıldadı;
-Sen benimsin,diye.Sonradan grilere eliyle bir işaret vererek depodan çıktı.O gittiğinde ise Alev korkuyla,telaşla yere düştü ve gözlerine izni verdi yaşların akması için.O günkü gibi güçsüzce düşüp,ağlıyordu.Rüzgar ise donmuş bir şekilde,boş gözlerle onu izliyordu.Bugün herkesin kalbi parçalanmıştı acıyla.Rüzgar değer verdiğini anlamış,Alian sevdiğinin yıkıldığını görmüş ve Alev yine aynı acıyı yaşamıştı.Herkes paramparçaydı...
Bu bölüm biraz kısa oldu canlar.Aklımda bir şeyler var.Öbür bölüm de yapıcam.Eğer okuyorsanız ve hak ediyorsa ne olur voteleyin.Hiç beğeni yok ve bu beni üzüyor.Öpüyorum...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kara Para AŞK
Mystery / Thriller"Beni her geçen gün daha da yakıyorsun Alev..." dedi oğlan. Kız ise çoktan kalbinin yarısını teslim etmişti. *** Tehlikeye aşık bir kız kara para aklarsa ne olur? Bataklığa çoktan girmiş ise ne kaybeder?