Köprüde Ki İki İnatçı Keçi

9 1 0
                                    

Yağmurlu buz gibi bir Mart ayı gecesiydi..

-dönmeyi düşünmüyorsun heralde bu saatte.? Kusura bakma ama ben sabah gitme taraftarıyım. Gece gece başımıza ya bişey gelirse hiiiiii Allah ım sen koru ya Rabbim

-Amma büyüttün Yağmur ya tamam kalalım tamam. Bütün gece direksiyon başında bir de sen çekilmezsin zaten. Sonra cidden birşey gelir başımıza falan ömür boyu seni çekemem 'bin dimiştim kirim' diye.

-suçlarım tabi suçlusun çünkü, ben yola çıkmayalım demiştim.

-of çıkmadık ya zaten Yağmur

-çokmodokyo zoton yoğmor (mırıldanarak) neyse ozaman şu sobayı yakta ısınalım :)

-yok ya! Kalmak isteyen sizdiniz hanımefendi. Ben de sizin maharetlerinizi görmeyi düşünmüştüm.

-demek öyle Kerem Bey valla siz bilirsiniz, ben montum ve içine gömüldüğüm çizmelerim ile iyiyim:@ ama sizin o gömlek ile donmanız an meselesi olsa gerek

Yağmur duvar dibinde ki yatağın üzerine oturup zıplamaya başladığında Kerem de oda da yavaş adımlarla turlamaya başlamıştı. Bikaç hafta önce kötü haberle sarsılan genç kadın - sözde-patronuyla böyle bir iş gezisine çıkarak biraz olsun kafa dağıtacağını sanmıştı. Aslında biraz olsun işe yaşamıştı.
Kerem ile didişmek her zman yaptıkları şey olsa da onun yanında olmak ayrı huzur vericiydi. Ona olan sevgisi aslında çok belliydi. Belki Kerem için de öyleydi ama henüz ikisi tarafından da dile getirilmemişti.Yağmur boş bakışlarını genç adama çevirdi. Aklından geçmeyen hiç bir şey kalmamış gibiydi. Gözlerinden kıvılcımlar yayılıyordu.Duyguları patladı patlayacak olan göğsünü sıkıştırıyordu.Genç adam duraksadı.

-şunu keser misin artık!

Zıplamaya son veren Yağmur irkildi.
-ne-yi-pardon dedi kelimeleri geveleyerek

-çocuk gibi zıplamanı diyorum

-durduk ya işte çocukmuş haspam, kasıntı şey

-patronun olduğumu unutmuş gibisiniz Yağmur Hanım

-yok efendim na mümkün. Hem görüyorsunuz ben unutmaya yeltensem de siz beynime kazıma konusunda gayet ısrarcısınız.

-of yine şu ergen laf sokmalar dedi kerem gözlerini devirerek

-birgün gözüme gözüme soktuğunuz bazı şeylerden kör kalıp yüklü miktarda tazminat talep etmek zorunda kalacağım :) dedi yağmur muzipçe

-korkarım bende şu dilin yüzünden kendime yeni sekreter bakacağım döner dönmez

-ben ciddi şekilde kendimi düşünüyorum. Kusura bakmayın da bir ben var bende benden içeri sorumluluk duyduğum :) her nekadar patronumun umrunda olmasamda

Genç adam kadına dönerek yüzünü buruşturdu.ona söylediklerinin hiç bir zaman karşılıksız kalmayacağını biliyordu :) onunla didişmek kendisinin de hoşuna gidiyordu. Kadının gülümsemesi kulaklarına varmıştı.
Sonra aniden gülümsemesi buruklaştı.bu adamı çok özleyecekti. Oysa daha bir kez olsun sarılabilmiş değildi. Gözlerinin dolmasını engelleyerek burnunu çekip sessizliği böldü.

-yatarak geçirdiğin askerliğin vicdan yaptı heralde. Odanın ortasında sabah kaça kadar dikilmeyi düşünüyorsunuz er Kerem Güney?

-efendim? Dedi adam boşluktan düşercesine. Sanki tam kendini bıraktığı anda biri kollarından yakalamıştı.

-şafak diyorum, şafak kaç? Beni yordun ayaklarıma kara sular indi otur şuraya. Yatağın karşısındaki tekli koltuğu işaret etmişti.

Kerem Yağmur'un lafını ikiletmeden koltuğa geçti. Acaba kadının böyle davranmasının sebebi neydi. Bazen öyle düşünceli öyle iyimser davranıyordu ki gönlünün güzelliği yüzüne yansıyordu. Bazen de dehşet saçıyor öyle burnu havada davranıyordu ki şımarık ukala bir genç kız oluyordu. Ona karşı hissettiği şeyin ne olduğunu bilse de görmezden gelmeye çalışıyor, zorlanıyordu. Sessizce bikaç saat öylece oturdular. İkisi de derin düşüncelerden birbirinin yüzünü göremez olmustu. Yağmur titreyip irkildi. Kollarını ovuşturmaya başladı.
-uyusak mı artık, yorgun bedenim biraz daha direnmeye kalkarsa bundan sonra gecelerin kadını olacağımdan endişeleniyorum. Uyku benim herşeyim böyle bir şeye değişmek istemem. Bul örtünmeye birşeyler ben yattım bile. Diyerek yorganı açıp yatağa daldı ve gözlerini yumdu. İki İnatçı da birşeyler bulup sobayı yakmamışlardı.

En Çok Ben Sevdim Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin