q.Düşü{n}me Z{a}manı

210 32 19
                                    

Gitme!!
Dur bekle!!
Hayır istemiyorum!
Hayır!!!

"Myungsoo iyimisin?
Yine mi aynı rüya?
Olamaz. Nefes nefese kalmışsın.
Dur tamam sakin ol.
Sana su getireyim."

Yine aynı rüya.
Yine gözümün önünden yavaşça kayboluşunu izlemiştim.
Her uyuduğum da bunu görmekten bıkmıştım.
Her sabah nefes nefese uyanmaktan , her lanet olası güne acıyla başlamaktan sıkılmıştım.

"Al. İç bunu. "

"Saol."

"Şimdi iyimisin?"

"Evet iyiyim.
Kang Joon
Nasıl yapıyorsun?
Ben her gece bu rüyayı görmekten bıkmışken sen her gün bana yardım etmekten her sabah benim bu acınası halimi görmekten bıkmadın mı?"

"Ahh saçmalama. Sen benim küçüklükten beri dostumsun.
Sana yardım etmekten neden bıkayım?
Ama Myungsoo artık kendine gelmelisin.
Daha fazla böyle yaşayamazsın.
Görmüyor musun?
Kendine acı verip üzmekten başka bir şey yapmıyorsun."

"Yapabilsem yapardım.
Olmuyor.
Ben engelleyemiyorum.
Onu özlüyorum.
Yanımda olmasını istiyorum.
Geri gelmesini istiyorum. "

"Sende biliyorsun.
O geri gelmeyecek.
Bu yüzden kendini suçlamayı bırak.
Tek yapabileceğin kabullenmek.
Böyle daha ne kadar devam edeceksin?
Yaşlanana kadar mı?
Ölene kadar mı? "

"Okula geç kaldım.
Sonra konuşalım. "

"Artık düzgünce düşünmenin zamanı geldi.
Tamam. Hadi giyin ve git.
Artık seni mutlu görmek istiyorum.
Anladın mı? "

"Bende istiyorum. "

Giyindim ve çıktım.
Nasıl mutlu olabilirdim?
Üzerimdeki bu ağırlığı nasıl kaldırabilirdim?
Eskisi gibi bahardan nasıl hoşlanabilirdim?
Bakınca hüzünle değilde sevinçle nasıl dolabilirdim?

Yorulmuştum artık.
Bazı zaman hiç bir şey yapamamak,yapabilecek hiç bir şeyinin olmaması çok acınası...

Okula gelmiştim bile.

"Günaydın!!!"

"Haaa???"

"Neden bu kadar şaşırdın?"

"Bunu nasıl yapıyorsun? "

"Neyi?"

"Bunu. Aniden ortadan kayboluyorsun.
Ve aniden ortaya çıkıyorsun."

"Hmm bilmem. Öyle mi yapıyorum?
Boşver. Hadi gel sınıfa çıkalım. "

"Dur. Bekle. Bende geliyorum."

Belkide artık kendime tek seçenek vermeyi bırakıp ikinci seçeneğide sunmalıyım.
Artık mutlu olmayı denemeliydim.

"Sen hep bu sıraya mı oturuyorsun?"

"Hmm. Evet. Çoğunlukla pencere kenarı.
Sıkıldığım da dışarı izliyorum."

"O zaman bende şu önündeki sıraya oturayım."

"Ama tahminim orda birisi oturuyor.
İstemeyebilir."

"Olsun. Bişey demez.
Bak oturdum.
Diyebilecekse desin."

"Ahahaaa ."

"Vavv neden daha önce hiç gülmeyi denemedin?
Baharın verdiği o sıcak hissi gülüşünle verebiliyorken somurtmayı mı tercih ediyorsun?"

"Bilmem. Gülmeyi bırakalı yıllar oldu.
Aslında o kadar zamandan sonra bu ilk gülüşüm."

"Bence daha çok gülmelisin.
Hmm neyse.
Sınıf neden bu kadar boş.
Erken mi geldik?"

》SUICIDE《Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin