Okul bana göre zaman kaybıydı. Eve özel öğretmende getirilebilirdi. Okul sadece "gençlerin hayatını nasıl zehir edebiliriz?" düşüncesinde yapılan bir yerdi.Kesinlikle.
Sabah sabah yine (!) saat 6 da kalkmış yatağımda sızlanıyordum. Uykulu ve bıkmış bir şekilde kalkıp banyoya ilerledim.
Bundan sonrasını anlatmama gerek yok herhalde?
Rutin işlerimi yaparak odamdaki dolaba doğru ilerledim. Üstümü bir çırpıda giydim ve telefonumu alarak aşağı kata indim.
Saat 6.30
Erenin babası Selim amcaya ve annesi Beril teyzeye gülümsedim. Onların yanında kendimi ailemleymiş gibi hissediyordum.
"Günaydın kerata. " bana bakmadan konuşan amcam teyzeme ekmeleri kesmesinde yardım ediyordu.
Yapmacık bir kızgınlıkla " Hadi ama ! Artık genç bir adam oldum amca. "
" Hadi ya ? Daha geçen gün teyzee bitti ! Diye sesleniyordun. " beni taklit ettiği sırada sesini inceltmiş bir bebek gibi çıkarmıştı.
Teyzeme döndüğümde o da gülümsüyordu.
" Abartmaa Selim! O hep olgun biri gibi davranıyordu. " Bana kocaman bir gülümsemeyle bakıyordu.
Nasıl da seviyorum.
Masayı ikisi donatmışlardı. O kadar lezzetli gözüküyordu ki. Bugün galiba onlar hazırlamak istemişlerdi. Hizmetlileri bugün hiç görmemiştim. Masada açıkçası yok yoktu. Ama bugün okula erken gitmem gerektiği için bu güzel sofranın tadına varamayacaktım.
Kapıya doğru ilerledim. Onlara tekrar bakıp kocaman gülümseyerek el salladım. Okula biraz erken gitmek istiyordum. Sizce neden olabilir ?
" Nereye gidiyorsun ? Kahvaltı bile yapmadın. "
" Okula biraz erken gitmek istiyorum. Ha bu arada... Eren çıktı mı ? Geçerken onu da bırakıyım. "
Amcam tam ağzını açıcakken Beril teyzem ortaya atladı.
" Eren erkenden çıktı tatlım. Galiba barı açma sırası ondaymış. Bizim şoförlerden birine söyledim bıraktılar onu."
" Tamam teyzem. Ben çıkıyorum. Görüsürüz ! "
Yerdeki çantamı alarak içinden arabanın anahtarını çıkardım. Evin hemen sağ tarafında duran bebeye gülümsedim. Bugün çok güzel gözüküyordu. Bir çırpıda koltuğa binerek arabayı çalıştırdım.
" Nabersin güzelim ? Bugün ufak bir yolculuğa ne dersin ? "
Arabadan çıkan gaz sesi ben hazırım demek oluyordu. Gaza yüklenerek parktan çıktım.
Madem öyle , kendini sıkı tut !
Ah şuan kesinlikle bir arabayla konuşuyordum. Lanet...
#
Okula geldiğimde boş bir yer bulup arabayı park ettim. Bizimkilerin her zamanki yerinde oturduğunu görünce kafa selamı vererek yanlarına ilerledim.
Herkes tam olarak gelmemişti. Zaten saat daha erken olduğu için tek tük kişiler vardı. Emre , ilayda , uygar ve ben. Başka kimse yoktu. Ben en iyisi size bizimkileri tanıtayım. Herkesi tam olarak tanımıyorsunuz.
Emre ;
Pek konuşmayan bir tip. İyi çocuk ama biraz fazla soğuk davranıyor. Karıyla kızla pek işi olmaz ama teklif edildiğinde ise itiraz da etmez. Çok iyi dövüşüyor. Buna geçen günlerde tanık olmuştum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Yarım Ay
Teen FictionHiç ayrılmıycakmış gibi önce , sonra hiç kavuşamayacaklarmış gibi baktılar birbirlerine. Biri uzaklara gitti , biri hep uzaklara baktı geceleri... Hoşçakalları sevmediğimi biliyorsun sevgilim. Sonra görüşürüz...