Yer : Ingiltere / Rochdale
Yakın zamanda kuzenimin yanına Rochdale / Ingiltere'ye gittim. Beni kendi uzerinde arastirma yaptigi eski terkedilmis bir eve goturdu.O her nedense bu evin eski ve terkedilmis evin sahipleriyle uzaktan bir yakinligimizin oldugunu dusunuyordu.Eve bakarken birinin elimi tuttugunu histettim. Fiziksel olarak varligini hisediyordum. Daha sonra uzun zaman once olmus genc bir erkegin sesini duydum.
Bana yıllar once oldugunu soyledi, daha sonra kuzenime donup, daha once burada 2 kisinin olup olmedigini sordum.Kuzenim ise benim boyle dusunmeme neyin sebeb oldugunu sordu? Bense arkadamda varliklarini hisettigimi soyledim. Ergenlik caglarinda belki de daha genc olabileceklerini soyledim. Birinin digerinden daha kucuk oldugunu ve bir akrabalari tarafindan 100 lerce yil once yaklasık IS (Isa'dan sonra)1200 yillarinda oldurulduklerini soyledim.
Bu binan'in (Clegg Hall)suan bulungu yerde daha onceden kale hendegi varmis.Ve babalari, 2. Henry ile birlikte Hacli Seferine gitmis.Cocuklari Bertrund (14 yasinda) ve kardesi Randulf (13ysd) amcalarina birakmis.Amcalari araziiyi ve mirasi kendine istiyormus.
Bir aksam en buyuk erkek kardes gece uzun bir yuruyusten donmus ve biraz hava almak icin kucuk kule'ye tirmanmis.Amca tam hamlesini yapacakken, amca'ya guvenmeyen kucuk kardes abisini mirasadan feragat etmesi icin cagirmis,
Amca kucuk kardesi .korkuluklardan atarak kale hendegine dusurup oldurmus, olaylari goren abi ise amcayi yaralar, amca yasli fakat kuvettli bir adamdir, kendi yaralandigi gibi buyuk kardesi de yaralar.Fakat buyuk abinin de sonu kucuk kardes gibi olur.
Baba hacli seferlerinden dondukten sonra, amca yegenlerinin nasil oldugunu hakkinda hic bir fikri olmadigini soyler.Baba amca'ya ogullarinin olmesine izin verdigi icin ofkelidir.Amca komsu koylere kacar ve abisini oldurmek icin planlar yapar.
Evlerin icinde diger evlere gecmek icin gizli bir tunel vardir. Amcanin bu gizli tunellerden ana yatak odasina gectigini varsiyoruz, Amca bu duvara asili olan goblenin arkasinda bulunan gizli gecitte beklerken baba da aci icinde yatagindadir. O sirada en kucuk oglunun hayaleti belirir ve babayi dikkatli olmasi konusunda uyarir.
Baba duvara asli gobleni cekince yere kilic duser ve amca gizli gecitten cikar ve aralarinda kavga cikar, bu kavga sonucu amca olür.
O zamandan bu zamana bu iki kardesin ruhunun bu evde dolastigina ve insanlari uyardigi soyleniyor.
Kaynak: Jane Ingiltere / Rochdale
Digitürkün yeni yayına başladığı zamanlar...Bir belgesel yayınlandı. Belgeselde hayaletler ile ilgili ciddi araştırmalar yapan bir bilimadamı yanında asistanları ile hayaletlerin görüldüğü söylenen bir eve girdiler.Techizatları bile vardı.Eve kameralar yerleştirdiler.İnanmamıştım önceleri ama ilginç gelmişti izlemeye devam ettim.Fazla uzatmayacağım.Asistanlardan bayan olan birinin çığlıklarıyla yerimden zıpladım.Sanki biri kırbaçlıyordu onu.Sırtında gerçekten kırbaç izleri oluşuyordu.Sonra aynada bir görüntü çok korkunçtu sanki yüz derisi yüzülmüş bir insan silüeti.Ve Resimler bulundu.Zenci köle resimleri zincirlenmiş ve işkence görmüş.O evde köle olarak yaşıyorlarmış şu kuzey ve güney savaşının olduğu zamanlarda.Bu arada olay amerikada geçiyor.O zaman güneyli diye adlandırılan zalim bir ev sahibesi tarafından bunlara işkence yapılmış ve öldürülmüşler acı çektirilerek.O korkunç hayalet görüntüsü o zalim kadına aitti ve o belgeseli çeken tüm o insanlar ps**kolojik yardım almıştı o belgeselden sonra.
Birgün rüyamda beyaz saçlı bir kadın geldi bana seni oglumla evlendirecegim dedi ve gitti bende uyandım umursamadım ama daha sonra bu rüyayı defalarca üst üste görünce korkmaya ve endişelenmeye başladım her gözümü kapattıgımda o kadın geliyor ve seni oglumla evlendirecem diyor ve gidiyor ben çok korkmuştum artık anneme babama anlattım babamda benim tanıdıgım bir hoca var ona sorarım dedi tamam dedim sonra babam sormuş hocada demişti kızınla evlenmek istiyorlar demiş babam kim evlenmek istiyor kızımla demiş hocada bunların kim oldugunu sana söyleyemem söylersem beni bu gece dövmeye gelirler demiş babam bunu bana anlatınca korkum dahada arttı neler oluyordu diye soruyordum kendime sonra yine bir gece rüyama o kadın geldi seni oglumlaevlendirecem dedi yine sonra oglu geldi bak oglum budur dedi ben oglunu görünce rüyamda aglamaya başladım ve yine uyandım kalktım babama anlattım yine babamda bu böyle olmaz dedi ben yine hocaya sorayım dedi sonra hocaya söylemiş hocada kızını yanıma getir demiş neyse babamla yanına gittim eline bir kagıt aldı ve bu kagıda iyice bak ama gözünü bir yere dik ve oraya dikkatlice bak dedi bende baktım ve o beyaz saçlı kadını gördüm hoca bana dediki gördügün kadın bumu evet dedim sonra hoca kagıdı aldı eline yırttı bu kadın kimdir dedim hocada zamanı gelirse sana söyleyecem dedi ben artık çok bunalmıştım sıkılmıştım neyse günler öyle geçdi sonra dayım oglu beni istemeye gelmişlerdi beni dayım ogluyla nişanladılar sonra yine rüyamda o kadın geldi bana sen evlenemezsin sen oglumunsun dedi ve elimdeki nişan yüzügünü çıkarttı ve uyandım hemen parmagıma baktım yüzük elimdeydi neyse sakinleşmeye çalıştım ve aradan 1 ay geçti ve nişan pozuldu çünki sebebi dayım oglu yani nişanlım trafik kazasında öldü ben bu olaydan sonra sınır krızi geçirdim hastanede yattım sonra aradan 6 ay felan geçti herşey düzenine yavaş yavaş oturmaya başlamıştı ki yine o rüyalar devam etmeye başladı bende birgün gece yatagıma geldigimde rüyamda o kadının gelecegini yine biliyo ve o sözleri söyleyeceginide biliyordum ve yatagıma uzandım gözümü kapattım gel gel gel dedim oglunla evlenmeyi kabul ediyorum dedim daha fazla dayanamayacaktım çünki sonra uyudum ve o kadın geldi bana dediki senin göz perdeni kaldıracam ve bizi tam olarak göreceksin dedi elini gözlerimin üstünde gezdirdi tam o sırada uyandım babama dedimki baba ya beni öldürün yada ben artık daha fazla dayanamayacagımdedim babam noldu dedi anlattım olanları sonra babam beni cinci hocaya ***ürdü hoca bana dediki kızım sana cinlerin rüzgarı deymiş ve senle evlenmek istiyorlar sana aşık olmuş bunlar dedi üstüme dua okudu ve bana muska verdi boynunda taşı dedi daha görmezsin dedi inşallah dedim oda bundan emin ol dedi görmessin dedi tamam dedim eve geldim gece olmuştu odama gittim odam karanlıktı ışıgı açacaktım vazgeçtim direk uyuyayım dedim tam yatagıma uzandım tepemde bir bayan gördüm çok güzel bir bayandı yataktan fırlayıp kalktım bana korkma benden dedi ben boynunda taşıdıgın muskanın bekçisiyim dedi seni korumakla görevliyim dedi sonra dua felan okudum gitmedi ne yaptıysam gitmedi bana korkma benden rahatca yatagına yat uyu dedi bende ama ben senden korkuyorum dedi bana tamam ben görünmem ozaman sana dedi ve kayboldu ama ben yine korktum yatamadım odamın ışıklarını açtım öyle uyumuşum sabahsı babama anlattım o cinci hocaya söylemiş hocada şaşırmış allah allah demiş o muskada kızını korumakla görevlendirdigim cini nasıl görmüş demiş babam bilmiyorum demiş cinci hocada kızın baya yükselmiş o taraflardan demiş neyse anlamadım ama heralde iyi bişi olsa gerek sonra o bayanı herzamn görmeye başladım ama korkmuyordum artık çünki bana zarar verecek şeylerden koroyordu artık o kadınıda görmüyordum çok rahatlamıştım aradan 5 ay geçti ve ben şimdi bunları yazıyorum gayet iyiyim bunları yazarken bile o bayanı görüyorum güler yüzlü biri dost olduk onla günlerimde hep iyi geçiyor artık allaha şükür dilerimki artık öyle şeylerle karşılaşmam...
***
Köyümüz, Tipi Köy İç Anadolunun en eski köylerindendir.Köyümüzün mezarlığı evimizin tam karşısındaydı.Komşumuzun bize orada garip şeyler gördüm, demesi bizi ne kadar ürkütsede inandırmıyordu.Ta ki Burak arkadaşımın sünnet gecesine kadar.Birden arkadaşımın hediyesini evde unuttuğumu farkettim.Gece garip olayların olduğunu bildiğim için eve gitmeye korkuyordum.Eve yaklastığımda bazı çığlıklar duymaya başladım.Musalla taşının üzerinde garip ışık hüzmelerinin daire biçiminde döndüğünü gördüm ve birden at sesleri gelmeye başladı.İleriye doğru baktığımda atın üzerine binmiş bir gelinin hızla musalla taşına doğru geldiğini gördüm.Gelin bir süre musalla taşının etrafında dolaştıktan sonra mezarlığa girerek ağıt yakmaya başladı.Ben bu arada korkudan ne yapacağımı şaşırdım.Daha sonra bir düğün alayının gelip gelini alarak oradan hızla uzaklaştığını gördüm.Bende düğün yerine koşup olanları dedeme anlatmaya başladım.Dedem bana inanmadı.Ertesi sabah mezarlığa bakmaya gittigimde bir gelin duvağının bir mezara bağlı olarak buldum.Bu duvağı dedeme gösterdiğimde dedemin ağladığını ve bu duvağın savaşta gelinken şehit olan ablasına ait olduğunu ve mezarınsa sevdiğine ait olduğunu söyledi.Bir kaç yıl sonra Akşehir gölünün taşmasıyla köyümüz sel altında kaldı, bir daha böyle bir olay görülmedi...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
YAŞANMIŞ PARANORMAL OLAYLAR
ParanormalHerkes hayatının çeşitli zamanlarında garip olaylar yaşamıştır. Bu nasıl olur dedirten cinsten. Bilimin tesadüf olarak nitelendirdiği olaylar... Başımıza gelenlerin açıklaması bazen sebep-sonuç ilişkisinden çok daha ötededir.