"zeynep..! Yeter aşkım ya. Lütfen konuş artık" gözlerini sinirle keremin gözlerinden geçirdi genç kadın. Konuşmamakta kararlıydı. Sonuçta kerem, ondan habersiz, zeynepin deyimiyle çiyanalarla 'başbaşa' yemeğe gitmişti."zeynep! Bak konuşmazsan şuraya çıkıp ben bu kadına aşığım diye bağırırım!" diyerek öğle yemeği için geldikleri mekanın sarmaşıklı yüksek duvarını gösterdi. Oraya çıkmakta bir şey yoktu ama aşşağısının uçurum olduğunu düşünürsek, ayağı kayıp sendelerse kötü sonuçlar çıkardı ortaya.
Yapamayacağını düşünüp omzu silkti genç kadın, adamın söylediklerine.
"iyi sen bilirsin!" kerem hızlıca masadan kalkıp uzaklaşınca kaşları çatıldı zeynepin. Yapamayacağını düşünüyordu.
Adam biraz sonra elinde tahta seyyar bir merdivenle gelip onu duvara yasladı. Artık zeynep dur desede aklına koyduğunu yapacaktı. Merdivenin adımlarını yavaş yavaş çıkarken mekandaki herkes onları izliyordu. Zeynep hemen oturduğu yerden zıpladı. Anlamıştı adamın kararlı olduğunu.
"kerem! Saçmalama gel aşkım.!" bu seferde kerem susma hakkını kullanmıştı.
"portakal! Herkes bize bakıyor. Eğer oraya çıkarsan öldürürüm seni! İn aşşağıya!"
"Kereeeem! Cevap versene ya! Hayır bak! Çıkma oraya kerem! Öldürürüm seni!" Keremin onun bağırışmalarını dinlemeyip, tepeye çıkmasıyla zeynepin kalbini korku sardı. Ya oradan düşerse?! Ya sevdiği adamı tekrar kaybederse?
"oradan düş kerem! Sakın aşşağıya inme! Ölürsen ne hakkımı ne de aşkımı helal etmiyorum sana!" kerem zeynepin bu haline sırıtıp yavaşça ayağa kalktı. Gerçekten o küçücük duvarın üzerinde durmak zordu ama zeynep için, aşkı için değerdi.
"beni seviyormusun zeynep?!"
"seviyorum tabiki gerizekalı! Bunu söylemem için oraya çıkmana gerek yoktu. İn aşşağıya çabuk!"
"bağırarak söyle kıvırcığım duyamıyorum! Seviyormusun?"
"SEVİYORUM! Çok seviyorum! Hadi in aşşağıya."
"bende seni çok seviyorum güzelim.! Duyuyorsunuz değilmi? Ben bu kadına deli gibi aşığım!!"
" kerem, hadi tamam aşkım in aşşağıya lütfen. Korkuyorum bak" gittikçe yalvarıyor gibi çıkıyordu sesi. İnat gibi rüzgar başlamıştı ve az önce söylediklerinin aksine adamın oradan düşmesinden deli gibi korkuyordu.
"güzelim" kollarını iki yana açtı.
"bana şu parlayan gökyüzünün şahitliğinde evet dermisin?"
"ne? Kerem in aşşağıya aşkım hadi. Bak korkuyorum ya!"
"benimle evlenir misin zeynep!"
***
Zeynep
Dudakları, dudaklarımı örteli sanırım yaklaşık üç dakika oldu. Bundan hemen önce iki dakikalık, ondan biraz öncede uzun bir süre olmak üzere sanırım on dakikadır dudaklarımıza işkence ediyoruz. Ama mutluluk veren bir işkence..
Sonunda dudaklarımız ayrılınca kerem, nefes nefese dudaklarını anlıma yaslıyor. Ağzımdan çıkan hızlı sıcak nefesler, onun boynuna ulaşıp sanki yüzüme geri çarpıyor..
"sormayacağım dedim ama dayanamadım" kıkırdadım.
"kaptım teklifi"
"cevabını vermedin ama"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KURAL
FanfictionHayatı kurallara göre yaşamak zorundamıyız?? Kimilerine göre 'evet' .. Kimilerine göre 'hayır'.. Kimilerininse burada olduğu gibi kafaları karışık... > ' "Düzenim bozulur, hayatımın altı üstüne gelir" diye enişe etme. Nereden biliyorsun hayatının al...