28. bölüm ' izin'

1.8K 131 9
                                    

Merhaba. Bölümlerin sık gelmediğinin farkındayım. Ama daha sık yazmak için çabalıyorum. Keyifli okumalar..

Zeynep

İmkansız diye bir şey varmıdır? Yoktur! E yoksa bu adam ne diye bir saattir söyleniyorki?

Mutfak dolabından aldığım büyük bardağı soğuk su doldurup, salona doğru yürümeye başladım. Salondakilerin bıkkın bakışlarımı üzerime topladığımda ilerleyip elimdeki bardağı babamın eline tutuşturdum. Biraz önce kalktığım ananemin ve dedemin arasına oturup tekrar ellerini tuttum.

Babam bozuk plak gibi aynı şeyleri tekrar ederken aklımda sadece kerem vardı. Babamı umursamıyor, düğünümüzün hayalini kuruyordum.

"olmaz diyorum kızım anlıyorsun değilmi? Bak o adam"

"para karşılığı seninle birlikte olmak istedi. Asla izin vermiyorum. Asla!"  babam cümlesini tamamlamadan yağmurun araya girip babamı taklit etmesiyle, içimdeki gülme isteğini bastıramayarak gülmeye başladım . Tabi başıma yediğim anneanne şaplağıyla kestim sesimi.

"anane yaa!"

"zeynep!"

"üf baba! Keremle evleneceğim! Beni vazgeçiremezsin"

"onaylamıyorum zeynep! Evlenmeyeceksin diyorum! Babanı dinleyeceksin!"

Kerem

Kız aniden sarılınca ellerim havada kaldı bir an. Geri çekilmek istedim ama olmadı. Kız öyle sarmışki  beni,  hareket edemiyorum. Kıvırcığım, böyle görse bizi kıçıma tekmeyi yerim. Allah korusun!!

Başını gömdüğü kucağımda yukarıya kaldırıp dolu gözleriyle gözlerime baktı. Turuncu saçları, yeşil gözleri, beyaz teniyle sevimli bir kızdı.

"şeyy kerem sayer değil mi?" kaşlarım istemsiz çatılırken  gözlerimi gözlerinden kaçırdım. Lan  eskilerden bana takan kızlardan biri olmasın bu!

Kollarından çıkıp,  oturduğum yerden kalmak istedim ama kız daha çok kenetlendi bana. Hay lanet! Ne diye beni bulurlar ki!

"lütfen, çok özlemişim" işte aradığımız ipucu! Kesin eskilerden. Anlamamış ayağına yat kerem, en iyisi bu.

"özlemişim derken? Tanışıyormuyuz?" burnunu çekti.

"hayır. Yeni buldum seni. Şükürler olsun" kız başını kaldırıp yanağımdan öpünce gözlerim şaşkınlıktan açıldı.

"gözlerimiz çok benziyor. Çok güzel göz renginiz" resmen ayak üstü tacize uğruyorum. Ama ne bok yemeye çıkmıyorum kızın kollarından o da bir muamma.. Kızı hızla kolundan tutup üzerimden çekince, az önceki gibi bir yerinin acımasını önemsemedim. Acıdan inleyince kolunu sıktığımı anladım.

"bu odaya nasıl girdin bilmiyorum ama hemen  bu odadan defol! "  gözleri yaşlı yaşlı yanıma gelip elimi tuttu.

"sen beni yanlış anladın"

"yanlış falan anlamadım yürü git! Ya da dur ben gideyim! Ne bok yemeye geldim ki zaten buraya."hızla kapıya doğru ilerlerken ayak sesleriyle arkamdan geldiğini anlıyordum.
Kolumdan tutup önüme geçti.

"lütfen gitme. Açıklamama izin ver" kolundan tutup,  kolumu bırakması için sıktım. Yavaş yavaş kolundaki gücümü artırırken,  yüzü buruştu. Acı çektiği anlaşılıyordu. Bu kızın kafası yanık kesin. Acı çektiği halde ne diye geri çekilmiyor!

"kerem! Ne yapıyorsun sen!" teyzem kapıyı açıp telaşla yanımıza gelince,  kızın kolunu elimden kurtardı. Onun eli hala kolumda olsada benim aksime baştan beri hafifçe tutuyordu.

KURALHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin