Bölüm 3."♧Hissedebilmek.♧"

190 58 9
                                    

Yazar notu: Multimedia Çağkan'ın ofisi. Beğenirsiniz umarız.

~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~

Bu gün hevesle uyanmıştı. Bacağındaki, ellerindeki; bedenindeki ağrı ve yaralara bakmayarak. Nedeni vardı; sonuçta dün Çağkan onun performansından memnun kalmıştı.

Bu gün Çağkan'dan özel olarak ders alacaktı. Bunun içinde daha çabuk uyandırılmıştı. Rosemaria yine saçlarını taramadan topladı ve yatağını düzelterek odanın kapısına doğru yol aldı. Koridorlar o kadar sessizdi ki, nefes aldığında bile gürültü yaranıyordu. Eğitim odasına doğru yürümüyor, adeta koşuyordu.

Sonunda oraya ulaştığında, büyüklüğünden dolayı pencereleri de çok olan odanın sadece küçücük penceresinden bakan ve elindeki kahvesini eksik etmeyen Çağkan'la karşılaştı Rosemaria.

"Günaydın, efendim."

"Çağkan," Diyerek düzeltdi onu . "Sana da günaydın Rosemaria. Bakıyorumda bu gün çok mutlusun! Eminim ki, bazı şeyleri öğrenmek için hazırsındır, değil mi?"

Hemen kafasıyla onayladı onu.

"Güzel. Biliyor musun, Rosemaria? Eğitimi bu gün dışarıda yapmak istiyorum."

Olur anlamında omuzlarını çekti. Zaten o her şey için hazırdı.

"Beni izle." Diyerek önden Çağkan yürümeğe başladı. Rosemaria da onun peşine düşdü. Kalbi heyecandan göğüs kafesini patlatmak istercesine çarpıyordu. Elleriyse zangır-zangır titriyordu.

Çıkışa vardıklarında Çağkan ona dönerek, "Rosemaria hemen dövüşmeyeceğimizi biliyorsundur umarım. Sana sadece bu gün bir kaç tane teknik öğreteceğim." Dedi ve yeniden yola koyuldu.

"Evet, biliyorum." Diyerek Rosemaria onu onayladı.

"Ama döyüşe ısınmakla başlıyoruz."

Rosemaria hemen eğitim odasında her gün yaptığı ısınma haraketleri yaparak işe başladı. Bir kaç dakikadan sonra kendini hazır hissetdiğinde dimdik durarak eğitmeninin emrine hazır bir şekilde bekledi.

"Dövüşmek için lazım olan ilk şey Rosemaria, karşındakının haraketlerini hissedebilmektir. Bu hareketten sonra o ne yapabilir diye hissetmelisin. Mesela," Diyerek Çağkan beklenmedik bir şekilde yumruğunu Rosemaria'nın karnına moraracak derecede sert bir şekilde savurdu. Rosemaria bunu beklemiyordu, bu kesindi. Hemen ellerini karnına siper etti, acı dolu inlemeleri ise soğuk havada buharlaştı.

Rosemaria bir kaç dakika eğik şekilde acısının durmasını bekliyor, bir yandan da derin-derin nefesler alıyordı. Bir kaç dakikadan sonra Rosemaria eski halini yeniden almıştı. Ama az da olsa karnı sızlıyordu, bu sızıltıysa, onun karnından bacaklarına doğru yol alıyordu .

"Bunu beklemiyordun değil mi?"

"Evet." Diye fısıldayarak cevap verdi Rosemaria.

"İşte ben de bundan bahsediyorum. Karşındakının sana hangi zararı yetireceğini hissetmeli, ona karşı hazırlıklı olmalısın."

Çağkan sararmış ve kurumuş çimlerin üstünden ağır ve siyah botlarıyla bir o yana, bir bu yana gezerek Rosemaria'ya az önce anlattıklarını daha da incelikleri, ayrıntılarıyla anlatıyor, Rosemaria ise neden bu soğuk sonbahar gününde mont ve ya polar almadığını düşünüyordu.

Çağkan'ın her adımının altında ezilen yapraklar kadar zayıf bir şekilde gözlerini Çağkan'a dikmişti Rosemaria. Çağkan ise ciddi bir suratla, ellerini arkasında birleştirmiş ve düzgün fiziğiyle sanki kendi kendine konuşuyormuş gibi Rosemaria'nın karşısında geziyordu.

1 Gelecek 2 GeçmişHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin