Selinin ağzından...
Sabah gözlerimi açtım. Saate baktım. Ohoo saat 10 olmuş ya. Kahvaltıyı kaçırıcam. Hemen elimi yüzümü yıkadım. Üzerimi giyinip saçımı fönledim ve aşağı indim. Masaya oturdum. Dikkatimi çeken ilk şey alinin masada olmamasıydı. neyse olmasın zaten onu görmek istemiyorum. Sadece haluk abiye sorucam o kadar o da merakımdan yoksa banane ondan.
Ben: haluk abi ali nerde? Dedim umursamadan.
Haluk abi: bende sana sorucaktım selin.
Nazlı: annesindedir deyince herkes önüne döndü. Yemek bittikten sonra nazlı yanıma geldi. Elindeki dört bileti salladı.
Nazlı: Savaşla sinemaya gidiyoruz gelmek ister misin? Aslında sen ben ali savaş gidicektik ama aliyle aranız bozuk galiba. Bizde sen ben peri savaş gitmeye karar verdik.
Ben: olur da sizin savaşla aranızda ne var? Yoksa çıkıyomusunuz?
Nazlı: şşt sus!
Ben: oo hayırlı olsun gençler
Nazlı: saol da artık gidelim istersen diyince olumlu anlamda kafamı salladım. Hepimiz toplanıp sinemaya gittik.
...................................
Sonunda film bitmişti. Yine hep beraber eve döndük. Kapıyı en sinir olduğum hizmetçi açtı. Bu kız hergün aliye yiyecekmiş gibi bakıyordu. İçerde herkes bi tuhaftı.
Ben: haluk abi noldu?
Haluk abi: ali yok selin. Sevilayı aradım ama dün gece ali buraya gelicem demiş onada.
İçimi bi telaş sardı.
Ben: emrelerde olabilir ben bi emreyi arayım deyip onlardan uzaklaştım. Çalıyor ama açmıyor. Tekrar yanlarına gittim.
Ben: cevap vermiyo ama ben nazlı savaş bi emrelere gidelim.
Annem: tamam ama bizede haber verin.
Evden çıktık bi taksiye binip emrelere geldik. Umarım burdadır. Emre kapıyı açtı. Uykudan yeni kalkmış gibiydi.
Emre: noluyo ya?
İçeri girdik.
Nazlı: ali burda mı emre?
Emre: evet yukarda benim odamda da noldu ki.
Cevap vermeden yukarı çıktık ve emrenin odasına girdik. Ali emrenin yatağında uyuyordu. Saçları hafif dağılmıştı ve çok tatlıydı! Melek gibi uyuyordu! Tamam selin kaptırma kendini fazla.
Ben: ben şimdi uyandırırım onu deyip alinin yanına gittim ve kulağına eğildim. Uyansana! Diye bi çığlık atınca ali kendini yerde buldu. Uykudan yeni uyandığı için gözleri küçüktü.
Ali: noluyo ya!
Ben: nerdesin sen?!
Ali: burdayım işte.
Selin: neyse şimdi hazırlan eve gidiyoruz sonra sorucam ben sana bunun hesabını.
Tekrar aşağı indik. Ali de hazırlanıp geldi. Emreye teşekkür edip eve geri döndük. Haluk abi aliyi görünce aliye sarıldı. Şimdi napıcaksın bakalım ali bey! Anlat bakalım...
Ali: ben bişey hatırlamıyorum. Sadece en son emrelerde içtik. Sonrası yok.
Bende ondan korkuyorum ya! Kim bilir ne haltlar karıştırdınız! Biraz sonra herkes dağıldı. Aliyle başbaşa kaldık.
Ben: ali sen neden didemleydin?
Ali: selin bak ben didem çok içmiş o yü-
Ali konuşurken aliye sarıldım. Çok korkumuştum bugün. Ona bişey olucak korkusu içimi kemirmişti bütün gün. Kokusunu içime çektim. Aliden ayrılıp ona döndüm.
Ben: bidaha olmasın dedim gülümserken. Alide gülümsedi.
Ali: asla.
Bir süre sessizlik oldu.
Ali: selin seni biyere götürmek istiyorum.
Ben: nereye?
Cevap vermedi. Beraber dışarı çıktık. Alinin arabasına binip yola çıktık. Biraz sonra arabadan indik. Küçük bir parktı burası. Ali elimi tuttu. El ele yürüdük patika yolda. Çok mutluydum. Çokkk!
Bu bölümü ben pek sevmedim ama yeni bölüm için bişeyler düşünüyorum. bu arada kafamda final için bazı fikirler var. Henüz final yapmayı düşünmüyorum ama var bişeyler işte. Öpüldünüz. :)
