Chapter One: Potion Class

717 83 104
                                    

medya: iksir kitabı

Açın bakalım İksir kitaplarınızın ilk sayfasını, işte başlıyor hikaye. Bir iksir sınıfında iki farklı çocuk tek bir kader...

Hogwarts koridorlarına iki çocuk daha eklenmişti o sene. Fleamont ve Euphemia.

Flemaont'un evi Aslan Yuvası'ydı. Şapka daha kafasına konar konmaz bağırmıştı, ''Gryffindor!'' diye

Euphemia bir şapka kilitleyendi. Şeçmen Şapka, Black soyundan gelen bu ufak kızı daha başına konar konmaz Slytherin'e seçecekti. Kız farklıydı ama. Daha önce kafasına konduğu Black'ler arasından bu kız farklıydı işte.

Şapka kendisinden daha küçük olan kızı hangi binaya seçeceğine bir türlü karar verememişti. Gryffindor olacak kadar cesur muydu? Ya da Ravenclaw olacak kadar zeki? Belki de Hufflepuff olacak kadar hoşgörülüydü.

Şeçmen Şapka dakikalar sonra bağırdı. ''Ravenclaw!''  Kız zekiydi. Zeki olduğu için seçilmemişti ama. Çalışkanlık ruhunda vardı. Aklı fikri yeni şeyler üretmek, araştırma yapmaktı. Kendisini geliştirmek istiyordu kız, çok belliydi. Seçmen Şapka yanılmazdı, değil mi?

Euphemia ne hissedeceğini bilmiyordu. Sadece Slytherin'e gitmediği için mutluydu.

Zıplaya zıplaya kendisini alkışlayan öğrencilere doğru gitmeye başladı.

Bu sırada onu diğerlerinden farklı olarak izleyen bir çift elâ göz vardı.

Aradan bir hafta geçti.

Fleamont ve Euphemia'nın ilk İksir dersleri bugündü.

Ne şans ki, ders Gryffindor-Ravenclaw ortak dersiydi.

Karanlık zindanlar Euphemia'yı biraz ürkütmüştü ancak çok fazla aldırmadı.

Sonuçta küçüklüğünden beri yanıp tutuştuğu uğraşın dersini alacaktı.

Fleamont erkenden sınıfa girmişti.

Meraklı gözlerle etrafına bakınıyordu.

Sonra sınıf kapısında kızıl saçlar gördü.

Minicik bir kız sınıftan içeriye girmişti.

Fleamont gülümsedi.

Taburesinden kalktı.

Kıza doğru yürüdü ve kızla neredeyse aynı ağırlıkta olan kitapları elinden aldı.

Kız kendisine baktı.

Fleamont gülümsedi. "Merhaba. Ben Potter, Fleamont Potter. Yardım edebilir miyim?" Diye sordu çekingen bir tavırla.

Euphemia gülümsedi.

"Aslında." Dedi "Çok güzel olur."

Flemont kitapları masanın üstüne koydu.

Kız ilk defa gülümsedi ve o an genç Fleamont hayatı boyunca daha güzel bir gülümseme görüp görmediğini sorguladı.

Hemen kendine gelip konuştu.

"Şeyy, adın neydi?" Diye sordu. Aslında adının ne olduğunu pekâlâ da biliyordu fakat kızla daha fazla konuşmak istemişti.

"Ah." Dedi kız. "Ne kadar da kabayım. Euphemia. Adım bu." Dedi sevecen bir şekilde.

Genç Potter elini uzattı.

Kız elini sıkınca, Fleamont konuştu.

"O zaman memnun oldun Euphemia."

Kız bu sefer dişleri gözükecek şekilde içten bir şekilde gülümsedi.

Felix Felicis fleamont•euphemiaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin