Felix Felicis fleamont•euphemia

Chapter Six: Future Plans

medya: brunette contumacem ve euphemia black  

Altıncı sınıf, normaldi sanki. Zamanla Brunette de alışmaya başlamıştı bu iksir işlerine. Kır atın yanında duran, ya huyundan ya da suyundan demişlerdi sonuçta. Hala iksir dersi Olağanüstü değildi, yine de eskisi gibi de değildi. Bu sene bu cıvıl cıvıl gençler bir adet edinmişlerdi. Hogsmeade'ye gidip, eğlenmek! Bunu keşfettiklerinden beri onlar gençmiş meğerse, böyle düşünüyorlardı. 

Yine bir Hogsmeade günüydü...

''Fleamont!'' diye bağırdı Euphemia, -o'yu uzatarak.

Fleamont tatlı bir sitemle gözlerini devirdi ve gülümsedi.

''Yine ne oldu, Bayan-Fleamont'suz-Yapamam?''

Euphemia, Fleamont'un omzuna bir yumruk geçirdi. Yumruk, sağlamlarından.

''Euphemia, dua et ki insanlara hiçbir şekilde zarar vermeyi sevmiyorum, yoksa çekeceğin vardı benden!''

Brunette lafa karıştı.

''Geçen gün o Slytherin'liye lanet yollarken öyle demiyordun ama.''

''O ayrı, o ahmak küçük bir kız çocuğuna 'o kelime'yi söylemiş. Sinirlerime hakim olamadım. Yoksa, asamdan çıkan tek bir büyüye bile layık değil ya...''

Euphemia gururla gülümsedi. ''Seninle gurur duyuyorum sevgilim.''

Amica anında dalga geçti.

''Sininli girir diyiyirim sivgilim.'' Sonra da devam etti. ''Amma vıcık vıcıksınız.''

Flemaont ve Euphemia aynı anda ona baktılar ve gözlerini kısıp dil çıkardılar. Senkronize olmuş gibi yaptıkları hareketten sonra bir beşlik çaktılar.

Onlar böyle konuşadursun, çoktan gidecekleri yere gelmişlerdi.

Hep beraber bir masaya oturdular. Mevsimlerden kıştı, yani sıcak bir kahve de fena olmazdı hani. 

Amica ve Euphemia birer sıcak çikolata istediler. Brunette ve Fleamont ise sıcak birer kaymakbirası aldılar.

Kahve demiştim değil mi, unutun gitsin.

Dakikalar geçip de zaman akmaya devam ederken sohbet de koyulaşmaya başlamıştı. Konu yavaş yavaş gelecek planlarından açılmaya başlamıştı. Mezun olduktan sonra ne olacağına, ne işle meşgul olacaklarına...

Fleamont, Amica ve Brunette İksir Ustalığı mı yoksa Seherbazlık mı diye tartışadursunlar, Euphemia'ya anlamlı ve derin bir bakış atmıştı.

Bu bakış, geleceğimde her ne olursa olsun ama seninle birlikte olsun bakışıydı. Euphemia da o bakışı milisaniyede yakalamış ve göz kırpmıştı. 

Dükkandan çıktıklarında akşam olmak üzereydi.

Konu şu an bambaşkaydı, yılbaşında ne yapacakları gibi mesela.

Her yılbaşında, hepsi de evlerine gitmişler, tek bir kez olsun beraber geçirememişlerdi. 

Bu sefer hep birlikte olsunlar istiyorlardı.

Şatoya varmak üzereyken, Amica'dan dahiyane bir fikir geldi: ''Bizde kalmaya ne dersiniz, ailem sizinle birlikte vakit geçirmekten hoşnut olacaklar.''

Hepsi de gülümseyip Amica'ya sarıldılar ve Ortak Salonlarına çekildiler.

Yazar notu: Bölüm bir geri dönüş gibiydi. Bonus bir yılbaşı bölümü yazmayı düşünüyorum, altıncı sınıfın yılbaşısı. Normalde her bölüm bir yılı anlatıyor ama değişiklik yapmak istedim. Umarım beğenirsiniz.