Temmuz aynın kavuran sıcağı uçaktan dışarı adım atar atmaz Uras'ın tenine işledi. Hafif uzun, düz saçlarını eliyle geriye atarak o havalı yürüyüşüyle merdivenlerden inmeye başladı. Karşıda bekleyen magazin ordusu ve güvenliklerin zor zaptettiği hayran kitlesi, ne söyledikleri anlaşılmadan bağırıyordu. Uras her seferinde yaptığı gibi öncelikle hayranlarının yanına gitti. Birkaç resim imzaladıktan sonra asistanına döndü. " Magazinle uğraşamayacağım. Söyle ilgilensinler." Dedikten sonra gözlüğünü taktı ve koruma ordusuyla beraber arabasına doğru yürümeye başladı. Arabaya biner binmez Cumhurbaşkanı konvoyunu aratmayacak koruması ordusuyla evine doğru yola koyuldu. Yanında oturan asistanı Uras'a döndü ve bu günkü programını anlatmaya başladı. " Uras bey isteğiniz üzere bu hafta hiç konseriniz yok. Yarın akşam dedenizin evinde aile yemeğiniz var. İstediğiniz hediye çoktan hazırlandı siz gittikten 1 saat sonra gelicek. Sizi kurtarmak için ben 1.5 saat içerisinde arayıp acil bir toplantıya yetişmeniz gerektiğini hatırlatacağım. Onun dışında bu hafta tamamen boşsunuz." Uras sıkılmış gözlerle dışarıyı izliyordu. Sakin bir şekilde Emre'ye (asistan) döndü. " Bu akşam biraz kafa dağıtalım Emre boş musun?" Emre ufak bir gülümseme ile karşılık verdi. " Evet efendim. Uzun zamandır çok yoğunduk ikimiz içinde iyi olur." Uras karşılık verdi. " O halde her zamanki mekanda yerimizi ayırt. Herşey harika olsun. Tek dostum sensin biraz kafa dağıtalım. Magazin istemiyorum. Güvenliklerede söyle bu hafta izinliler. Biraz gerçek hayata dönelim." Emre kafasını onaylar şekilde salladı.
...............................................................................................................................................................
"Sizin gibi işe yaramazları bana sayıylamı veriyorlar yahu. Akşam Uras bey gelecek diyorum size! Acele edin herşey mükemmel olmalı. O adam burdan memnun ayrılmazsa her birinizi haşların. Ay çabuk olsanıza. Arya kızım sen buraya gel." Arya, elindeki tepsiyi bırakıp hızlı adımlarla Burçin'in (patron) yanına gitti. "Buyrun patron." Burçin her zaman ki gibi kaygılı yüz ifadesiyle Arya'ya birkaç saniye baktı. Sonra tehditkar bir ses tonuyla konuşmaya başladı. "Bana bak kızım. Bu gelen adamlar bu barın kaderi. Bu hazırlıklar sırf onlar mutlu ayrılsın diye yapılıyor. Onların hizmetini sen koordine ediceksin. Eğer bir hata yaparsan tüm kariyerini bitiririm. Anladın mı beni?" Arya bu tür durumlara alışkın bi garson olduğu için patronun söylediklerinin çoğunu dinlememişti bile. "Anladın mı diyorum sana !" Arya birden kendine geldi. " Aa-anladım patron. Sorun yok. Her şey bende, sen merak etme aslan patronum." Dedikten sonra hiçbir şey beklemeden gitti. Burçin delirmişti. " Ayy öldürüyosunuz beni. Bu sehpanın hali ne kızlaar.." Söylenmeye başlamıştı.
Tüm hazırlıklar tamamlandıktan sonra tüm ekip Uras Kaya'yı beklemeye başladılar. Diğer müşterilerle ilgilenirken bile elleri ayaklarına dolanıyordu. Güvenlik şefi içeri girdi. "Patroon ! Uras bey geliyor." Burçin, yüzünden dökülen terleri silmek için elinde tutuğu mendili birden yere attığı ve bağırmaya başladı. " Herkes yerine geçsin. O adam bu gece burdan mutlu ayrılacak anladınız mı? " Tüm ekip aynı anda cevap verdi. "Anladık patron." Tam o an herkesin gözleri faltaşı gibi açıldı. Gelen sesle tamamen yıkıldılar. " Neyi anladılar patron?". Konuşan Uras'tı. Burçin bir anda afalladı ve toparlamaya çalıştı. "Uras'cım neyi anlayacaklar canım... (bağırarak ) Neyi anladınız ?" Tüm ekip susuyordu. Uras bu duruma alışkın olduğu için gülümsüyordu. Burçin konuşmaya başladı. " Aman canım neyi anlayacaklar. Bilmiyor musun işe yaramazlar ordusu işte. Boş ver canım sen gel böyle hoş geldin. Geç otur masanı ayırdık." Uras gülümseyerek yerine geçti. Emre tam karşısına oturdu. Uras'ın oturmasıyla beraber sahneye çıkan grup, Uras'ın en sevdiği parçaları çalmaya başladılar. Tüm ekip onun mutlu olması için çabalıyordu. Sevdiği yemekler hazırlanmış, sevdiği şarap servis edilmeyi bekliyordu. Emre'nin işareti ile tüm ekip çalışmaya başladı. Yemekler büyük bir özenle servis edildi. Her şeyi koordine eden Arya'ya ise şarabı sunmak kalıyordu. Süslü bir şekilde hazırlanmış olan tepsiyi bir eline havalıca alan Arya, kendine güvenen adımlarla yürümeye başladı. Uras kafasını çevirip Arya'ya bakınca kendine güvenini daha da artırmaya çalışıyordu. Ta ki patronunun yere attığı mendile basıp kayana kadar. Elinde şarap kırılmış, kaptaki buzlar olduğu gibi Uras'ın kucağına dökülmüştü.. Tüm ekip birden duraksadı. Sahnedeki grup çalmayı bıraktı. Herkes şaşkın şaşkın Uras'a bakarken, Uras sinirli gözlerle Burçin'e bakıyordu. Ama her şey yeni başlıyordu...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
TUTUKLU TANRI
Fantasy"En fazla ne değişebilir ki?" dedi meraklı ve korku dolu bakışlarla. Arya dalga geçer gibi hafif bir gülümsemeyle beraber bir kaç adım yaklaştı. "Olmak istediğin kişi ile karşılaşmaktan bile korktuğun kişiyi aynı anda hissedeceksin. Daha fazla ne de...