Teklif

765 51 8
                                        

Flashback

Jongin gece bir anda uyanmıştı. Bir süre etrafına bakındıktan sonra yavaşça kalktı yataktan ve banyoya gidip bir duş aldıktan sonra odaya geri döndü. Üzerini giyindikten sonra yatağın önünde saçlarını havlu ile kurularken gözüne Baekhyun'un yanıp sönen telefonu takıldı.

Telefonu eline alıp kilidi açtığında görmeyi beklediği şey, sevişme sonrasında çekildiği belli olan bir ChanBaek fotoğrafı değildi.

Telefonu elinde sıkarken kafasından milyonlarca soru ve cevap geçmişti. Yatakta yatan bedene baktığında ise yine her şey sıfırlanmıştı.

Baekhyun'un bunu kasıtlı yapmazdı. Yapmadığını biliyordu. Elbet bir açıklaması vardı,olmalıydı.

Flashback end

Jongin fotoğrafı gördüğü andan beri en uygun zamanı beklemiş ve sonunda söylemişti Baekhyun'a. İfadesiz bir yüzle vereceği cevabı bekliyordu.

"Jongin telefonun derken?"

Baekhyun anladığı şey mi diye sormuştu.

"Anladığın şey Baekhyun."

"Jongin bak..."

Derin bir nefes aldı küçük olan.

"O fotoğraf biz ayrılmadan bir hafta önce falan çekildi. Her şey o kadar ani gelişti ki onları yok etmeye fırsatım olmadı. Uzun zamandır telefon aklıma bile gelmiyor zaten. Luhan ve Sehun'un kafesinde baktım yalnız kalınca. Her şeyi sildim hatta. Bir tek o kaldı ama yemin ederim bile isteye saklamadım. Tam silecektim Chanyeol geldi ve gerisini biliyorsun zaten."

Anlattıktan sonra oturduğu yere iyice sinip Jongin'in söyleyeceği cümleleri bekledi. Kısa bir süre sonra vücudunda hissettiği kollarla kafasını arkaya çevirip, sandalyenin arkasından kendisine sarılan sevgilisine baktı.

Jongin saçlarına birkaç öpücük kondurdu ve sevgilisini kaldırıp kendisine çevirdi.

"Sorun değil Baekhyun. Aklıma değişik şeyler geldiği için değil sadece merak ettiğim için sordum. Sana güveniyorum çünkü seni tanıyorum. Tanıdığım için değil, güvenmek istediğim için güveniyorum. Hem ben sildim bile o resmi."

Baekhyun kıkırdayarak sarıldı sevgilisine. Anlayışı için binlerce kez teşekkür etmek istiyordu ama boğazında ki yumru buna engel oluyordu.

~~~~~~~~~~

Yemekten sonra Jongin Baekhyun'u sahile getirmişti. Sahilin bomboş olması her ne kadar tuhaf gelse de bir şey demedi Baekhyun.

Arabadan inip yürümeye başlayalı neredeyse 15 dakika olmuştu. Hava biraz serin gibiydi. İlerledikçe de artıyordu sanki bu serinlik. Jongin'e iyice sokulup daha sıkı sarıldığında esmer olan anlamış olacak ki sımsıkı sarılmış ve kollarını sıvazlamaya başladı.

Bir süre daha yürüdükten sonra Jongin aniden durunca Baekhyun da durmak zorunda kalmıştı. Sevgilisine baktığında gökyüzüne baktığını fark etti ve kendisi de onu taklit etti. Bu gece yıldızlar ve ay haddinden fazla parlaktı sanki... Bu manzara küçük olanın gülümsemesini sağlamıştı. Zaten çocukluğundan beri severdi gece gökyüzünü izlemeyi...

Yanında bir boşluk hissettiğinde kafasını sol tarafına çevirdi fakat Jongin yoktu. Bakışlarını biraz daha aşağı indirdiğinde Jongin'in elinde bir yüzük kutusuyla oturduğunu görünce gözleri fazlasıyla büyümüştü.

"N-ne yapıyorsun J-Jongin?"

"Baekhyun... belki senin için erken bilmiyorum ama benim için fazlasıyla geç bile kalındı. Burada, en sevdiğin ay ve yıldızların altında soruyorum; benimle evlenir misin? Ani oldu,erken oldu farkındayım ama sabrım kalmadı. Seni seviyorum. Seni ömrümün sonuna kadar kaybetme korkusu yaşamadan sevmek istiyorum. Beni ömrünün sonuna kadar sevebilir misin? Ömrümü beraber geçireceğim adam ol Baekhyun. Ben de senden sonrası yok. Sende de benden sonrası olmasın. Evlen benimle."

Geç Gelen MutlulukHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin