Bölüm 3

115 8 8
                                    

      Eve girmeden ayakkabılarımı çıkarttım ve derin bir nefes alıp zile bastım. Kapıyı kardeşim açtı, ayakkabılarımı elime aldım ve ayakkabılığa koyup ev botlarımı ayağıma geçirdim. Çantamı hemen odama bırakıp üzerime değiştirecektim ki annem hemen önümde bitiverdi. Ve sorularını arka arkaya sıraladı.  "Kiminle Geldin? Neden servise geç kaldın? İyisin değil mi? Kim getirdi demiştin?"  dedi hızlıca bu kadın beni korkutmaya başlamıştı sanki. "Dediğim gibi, bir arkadaşımla geldik, son ders uyuyakalmışım sınıftakilerde bilerek uyandırmamışlar, biliyorsun ya. Arkadaşım getirdi işte. Tekrar olmaz merak etme" dedim ve cevap vermesini bile beklemeden odama geçtim. Kapıyı kapatıp üzerime giyecek rahat bir şeyler baktım. Tayt ve bol bir kazak. Tek vazgeçilmezlerim bunlar galiba, belki biraz da pizza, ve biraz da uyku, belki birazda Galatasaray. Şuan fark ettim ki birçok vazgeçilmezim vardı. Sonra birden aklıma Cengizhan gelmişti. Neden gelmişti ki aklıma ben oysa kendi kendime vazgeçilmezlerimden bahsediyordum. Saçmalamayın tabi ki Cengizhan bir vazgeçilmez değil. En azından şuan deyip gülümsedim ve saçlarımı hızlıca toplayıp kitaplarımı çıkardım. Saat akşam 21.30'a gelirken yeterince ders çalıştığımı düşünüp kitaplarımı toparladım ve mutfağa gidip bir fincan kahve hazırladım. Sonra odama geçip yatağıma uzandım ve bugün yaşadıklarımı düşündüm. Cengizhan'a bir günde fazla mı güvenmiştim. Artık korkuyordum. Bir kişi yüzünden herkese duvarlar örmüştüm ama sanki Cengizhan beni oradan çekip kurtaracakmış gibi hissediyordum. Ya beni daha da kötü bir enkazın içinde bırakabilirdi. İşte o zaman kaldıramazdım. Çok ağır gelirdi galiba yapamazdım o gücü kendimde göremiyorum yani. Kahvemi bitirip mutfağa götürüp yatağa geçtim. Bir süre sonra uykuya dalmıştım bile...
       Sabah alarmın sesi ile uyandım. Bugün diğer günlerden farklı uyanmıştım. Çünkü normalde her gece ağlardım ve sabah gözlerim.şiş olurdu fakat bu sefer öyle olmadı. Tam aksine gece gayet mutluydum. Şuan da mutluyum. 

       Okul formasını giymedim çünkü ilk iki ders bedenmiş. Bu yüzden siyah bilekte biten bir tayt ve üstüne de bir tişört giyip hızlıca uzun saçlarımı toplayıp ayakkabılıktan spor ayakkabılarımı alıp çıktım. Tüm yol aynıydı. Aynı apartmanlar, aynı ağaçlar, aynı mağazalar, hatta bazı  insanlar bile aynıydı. Her gün gördüğüm için bir kaç tanesinin yüzü artık tanıdık geliyordu. Servis okulun önüne gelip durduğunda geldiğimizi yeni fark etmiştim. Hızlıca indim ve sınıfın olduğu kata doğru çıktım. O an keşke Cengizhan'ın telefon numarasını alsaydım dedim içimden. Okulun koridorları bomboştu. Okula bu saatlerde kimse gelmeyi tercih etmiyor çünkü. Bizim sınıfta ikinci katın en sonundaki sınıftı. Koridor karanlıktı. Aslında siyah rengi bana her zaman daha çekici gelmişti. Her zaman karanlığı daha çok sevdim bu yüzden. Koridorun sonunda duvara yaslanan elinde telefonuyla uğraşan biri vardı. Kız ya da erkekti artık bilemiyorum. Umurumda değil yani açıkçası. Tam sınıfa girecekken bana bana doğru yürümeye başladı. Gideceğini düşünmüştüm ama olmadı. Tam arkamda durup elini omzuma attı ve 'oo günaydın hanımefendi bugün nasılsınız?' dedi. İstemsiz olarak ona döndüm. ' Umarım tanışıyoruzdur yoksa o elini biraz sonra kırabilirim.' dediğimde bana tek kaşını kaldırıp baktı ve sonra bir eline bir de benim gözlerimin içine baktı. Sonra elini indirip bana uzattı ve 'Tanışmıyoruz fakat şimdi tanışacağız, Ben Burak'dedi. Bu ne rahat tavır ya sanki okulu satın almış gibi. Elini sıkacakmışım gibi yapıp hızlı bir hamleyle çevirdiğimde ufak bir ses çıkardı fakat boş koridorda bu ses yankılandı. 'Şimdi git başımdan seninle uğraşamam' dedim ve dönüp sınıfa girdim. İlk ders beden olduğu için çantamın içinden kitabımı alıp çantamı sınıfa bırakıp hızlıca indim. Çünkü o Burak denen kendini beğenmiş ukala şahısla karşılaşmak hayatım boyunca isteyeceğim son şey olurdu. Bahçeye indiğimde boş bir bank bulup hemen oturdum ve kitabıma kaldığım yerden devam ettim. Yıllardır hiç bıkmadan kitap okuyorum. Evde kitap katacak yer kalmadı galiba. Bu yüzden tek hayalim bir gün kendi evim olursa sadece kitaplarla dolu bir oda yapmak istiyorum. Koskocaman bir kitaplık ve içi tamamen kitaplarla dolu olacak. Hayali bile güzel işte. Kitabın içine kendimi kaptırdım ve uzun bir süre kitabı okumaya devam ettim...

Kim Bu MavişHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin