ADI GİBİ " Yiğit "BİR GENCİN KOMANDO SEVDASI !!
KAÇIRILAN ÖĞRETMEN KIZIN, BİR KOMANDOYA SEVDASI !!
ÇILGIN VE CESUR BİR ASKERİN HİKAYESİ...
ATTIĞINI VURAN KESKİN BİR NİŞANCI...
BİR O KADAR HAYALET VE BİR O KADAR CANINI ESİRGEMEYEN...
VATAN AŞKI İLE D...
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Kapıya tam vuracakken bir an Şafak belirdi. Kapıyı açmış dışarı çıkıyordu o an kapı diye alnın ortasına "SLAP!"diye istemeyerek hafiften kondurmuştum. Şafak nerdeyse iki metre öteye uçmuştu...HOOPP KÜÜÜT ! diye...
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Şafak,"AHHHG! ÖKÜZZZ! Lan yarma şeeettimin yarması lan YAVAŞ YAVAŞ kırdın kırdın! anladık lakabın "SİLİNDİR" de kapıyı kırmaya mı geldin DALLAMA! YAVAŞ DAVOR YAVAŞ!! " diyor bir yerden de alnını tutuyordu Şafak, gerçekten de hafifçe dokundurmuştu...
Vural basmıştı kahkahayı AHAHAHA! diye. Kapıyı tıklamak için atmış olduğu yumruğun hafif darbesiyle yere düşen Şafa'ğı işaret ediyor bir yerden de benim yüzüme bakıp 40 dişini birden göstererek ağzını da açmış gülüyordu alaycı alaycı...
Vural," AHAHA HO HOH HAHAH ! lan Yiğit! şuna bak lan bebeye bak nasıl da yuvarlandı b*k çuvalı gibi "AAAHAHA" sadece dokundum lan!" diyordu.
Vural," Lan gardaş var mı bir şeyin?" diye üstünü çırpıyordu gülerek...
Yiğit," Bre! Ayarsız, biraz yavaş vursana adamın alnının çatısının ortasına haaa! "AHAHAHA! " diye ben de gülerek takılmıştım Şafa'ğa...
Vural," Neyse takma canım gardaşım ben hem döver hem severim AHAHAA! şimdi sen bunu bırak ta söyle sana bu aralar mektup geldi mi? Bir haber falan hııı?" diye dudağını yandan çizdirerek yanağını da gözüne doğru tikleyerek sormuştu...
Şafak,"Yok lan gelmedi ne o yoksa şikayet mi var dayak attığım hırsızlardan ?" diye merak etmişti ...
Yiğit,"Yoook öyle bir şey olabilir mi? G*t ister şikayetçi olmaya. Hele Muhtar'a gidelim belki bilir iyi kötü bir b*ka yarıyor nasıl olsa " diyerek muhtarlığa doğru şakalaşarak yürüyorduk...
Yolda bizim yalaka ve puşt gibim Rıza'ya rastlamıştık anında adamı satan biriydi bizim felaket tellalımızdı bir nevi İSPİYONCU yani ,hiç sevmezdim karakterini ama bilgi almak için iyi oluyordu. Nasıl olsa adam dövmekten başka yapacak işimiz yoktu zamanı böyle geçiriyorduk çoğu zaman artık polis karakolu bile alışmıştı bize ,"BUYRUN GENÇLER NEZARETHANEYİ BİLİYORSUNUZ"
