"BBB 10"

27 6 0
                                    

Oğuz'dan

Elini tuttuğumda eli buz gibiydi benden korkuyor ya da utanıyor olabilirdi ama bunların hepsini yeneceğine ve benim yanımda kendini mutlu hissedeciğine inanıyorum güneş bunu yapabilcek bir kız ve o kendini güvende hissedene kadar ben onun yanında olucam her daim güneş halen elini çekiltmemişti ilk defa benden kaçmadı bana doğru yaklaşıp sıkıca sarıldı boynundaki çilek kokusu benim çok hoşuma gitti o çilek kokusunu içime çekip boynundan öptüm halen benden kaçmıyordu şaşırmıştım o geri çekilmediği sürece bende çekilmedim neredeyse beş dakika sonra benden ayrıldı gözleri dolmuştu yanakları göz yaşlarıyla ıslanmıştı onu ağlarken görünce cidden bende üzülüyordum iki elimle başını okşadım ve o yanaklarını ıslatan göz yaşlarını baş parmağımla sildim halen bana karşı sakindi başını omzuma yasladı ve boş boş etrafa bakınmaya başladı elini sımsıkı tuttum kendi parmaklarımı onunkinlere kenetledim şuan sadece iki sevgili gibiydik ama sanırım bu bugünlükdü yarına güneş yine benden uzaklaşcakdı bende kendi başımı onun omzumda olan başının üstüne koydum ve gözlerimi yumdum bileğinde mor bir ip gibi sade bileklik vardı elinden onu çözüp kokladım ve cebime koydum buda güneşten bana bir özel eşya olsun güneşten ses çıkmıyordu baktım uyumuş ben bu kızı çok seviyorum artık o istemeden ben onu bırakmam fazla mı ciddi konuştum
Neyse oğuz sen bu cezayı haketmiştin zaten şuan ilk defa bir cezayı hakettiğimi düşünüyorum bende gözlerimi yumdum ve onunla beraber uyuduk güneş beni bu kadar kolay affetmezdi demekki bugün gerçekten bana ihtiyacı vardı onu artık anlıyabiliyorum
***

Sabah erkenden o uyanmadan kalktım ve küçük bir kağıda ona mesaj bıraktım yanına yaklaşıp dudağına küçük bir öpücük kondurdum ve evden ayrıldım bilekliği halen cebimdeydi okulların açılmasına az kaldı altı gün sonra istanbula dönmemiz gerekiyor güneşi çok özliycem bu durumu bir şekilde halletmemiz lazım ama nasıl onun nerden geldiğini öğrenmem lazım onun ile aynı okulda olmak istiyorum her sabah onu görmek belkide oda istanbuldan gelmiştir ben böyle düşünürken yanına nehir geldi.
"Nasılsın bugün"
"Fena değil"
"Oğuz artık burdan istanbula gidiyoruz gidiyoruz ve ben oraya küs bir şekilde dönmemizi istemiyorum en azından iki normal arkadaş gibi olalım"
Artık onunla arkadaş dahi olmak istemiyordum ama sırf onu kırmamak için teklifini kabul ettim
"Tamam sadece arkadaşız ama arkadaş"
On anda hemen boynuma yapıştı öyle sıkı sarıldı ki nesef almakta zorluk çekiyordum sadece arkadaştık en azından biraz mesafeli davranması lazımdı nehirin böyle yapıcağını tahmin etmeliydim neyse artık onunla ilgilenmiycem bile nehir ile birlilte bizim cafe ye oturduk daha doğrusu ben oturdukdan sonra oda arkamdan oturdu bizden sonra serra ile burak geldi bunlarda sevgilimi acaba ne ara burak çok hızlısın nehir serra'yı görür görmez hemen elimi tuttu napmaya çalışıyo acaba
"Napıyorsun nehir"
Dedim ve elimi çektim
"Özür dilerim alışkanlık olmuş"
Bana doğru sandalyesini yakınlaştırıp kolunu benimkiyle birleştirdi
"Dün nerdeydiniz oğuz bey evine geldim konuşmak için ama yoktun"
"Evimemi geldin"
"Evet arkadaş değilmiyiz sohbet etmek konuşmak için evine geldim"
"Bu aralar çok da konuşmasak iyi olur nehir uzak durmak daha iyi bizim için güneş'in yanlış anlamasını istemiyorum"
Nehir sinirlenmiş gibi görünüyordu napabilirdim o bana yaklaştıkça dışardan yanlış görünüyordu
"Oğuz sanane güneşten nasıl anlarsa anlasın"
Elini sımsıkı tuttum
"Onun hakkında artık olumsuz konuşmanı istemiyorum"
Elini bıraktığımda biraz canı acıdı gibiydi gerçekden de eli morarmıştı
"Afedersin nehir bir anda sinirlendim"
masanın üstünde duran buzu alıp elinin morarmış yerine koydum buz bir işe yaramazdı ama
"Yok bişeyim oğuz"
Nehir ağlamaya başladı neden her kızla ciddi bir konuşma yaptığım zaman ardından ağlamaya başlıyorlar bilerek mi yapıyorlar yoksa ben mi yanlış üzücü bir kelime kullanıyorum
"Tamam ağlama"
"Oğuz seninle o kadar çok şey yaşadık ki bunları bir anda silip atamam üzgünüm senin gibi kolay sişemiyorum çünkü ben sana aşık'dım sen olmasan da ben öyleydim o yüzden bunu çabuk unutmamı bekleme benden"
"İşte sana söylüyorum beni ve şadıklarımızı unutmak istiyorsan eğer bana yakın olmayı şeçmiyceksün bana arkadaş kalalım o zaman demiyceksin tam tersi benden uzak durmaya çalışıcaksın nehir düşün biraz"
"Sen benimleyken seni gördüğüm zaman olumlu düşünemiyorum oğuz yapamıyorum"
Yanın'dam kalktım ve hızla uzaklaştım
Serra ile burak'ın olduğu masaya oturdum serra hemen konuşmaya başladı her zaman ki gibi
"Senin derdin ne dün gece güneş ile berabersin sabah olunca nehir ile berabersin derdin ne oğuz"
Burak ordan el kol işareti yapıp serra'yı susturdu
"Dışardan öyle görünüyo olabilir ama yanlış anlıyosun sabah yanıma nehir geldi ve benimle barışıp en azından arkadaş olmak istediğini söyledi"
"Sende kabul etmedin tabiki dimi oğuz bak o kızın derdi seni tekrar kazanıp güneşi hayal kırıklığına uğratmak"
"Belkide öyle değildir bunu bilemeyiz az önce önümde ağlayıp bana onu affetmem için yalvardı"
"Sende inandın tabi bak oğuz madem nehiri affetmek istiyosun o zaman güneşin duygularıyla oynamıycaksın o kız sana aşık oğuz eğer sende aşıksan güneş ile beraber ol onu tekrar geri kazanmak için çabala ama eğer nehir halen seviyorsan güneşi kullanma lütfen"
Kafam çok karışıktı nasıl davranıcağımı ne yapıcağımı bilmiyordum güneşe aşıkdım kalbiöde güneş olmasına rağmen halen aklımda nehir vardı ama kalbim her daim güneşe ait olucakdı
Serra halen bana ters ters bakıyordu o sırada yanıma güneş oturdu
Yanağımdan öpüp "günaydın herkese ne konuşuyorsunuz"
Bana çok yakındı demekki artık beni affetmiş buna sevindim
"Sana yazdığım yazıyı okumuşsundur umarım"
"Güne o yazı sayesinde güzel başladım zaten"
Yüzünün eskisi gibi gülmesi güzeldi
Serra ayağa kalkıp
"Hadi güneş saat geldi gidelim artık"
"Nereye gidiyorsunuz böyle"
"Otele kafa dinlemeye gidiyoruz herkesden ve herşeyden uzak"
"Kaçıyorsunuz bizden yani"
Kafasını evet der gibi salladı ve güneşin elinden tutup çıkış kapısına doğru yürümeye başkadılar arkalarından seslendim
"Güneş beklermisin"
Güneş serrada olan elini çekip durdu serra ise yürümeyye devam etti
"Edendim bir şey mi oldu"
Onu arka tarafa doğru götürdüm kiöse yoktu zaten burda elini benimkinlerle birleştirdim ve alnını benimkine yasladım
"Seni çok seviyorum küçük hanım oraya gittiğinde beni aklından sakın çıkarma belki bende arkanızdan gelirim"
"Oğuz sakın lütfen gelme biraz dünlenmek ve herşeyi unutmak istiyorum "
Dudaklarımızı birleştirdim ve iki saniyelik küçük bir öpücük oldu hemen kendini çekip konuşmaya başladı
"Sevgili falan değiliz beni öyle sürekli öpemezsin"
"Seni öpmem hoşuna gidiyor ama kıpkırmızı oluyosun"
"Neyse gidicem ben artık geç kaldım babam bekliyordur"
"Babanlarlamı gidiyorsunuz"
Evet şeklinde kafasını salladı ve yanağımdan öpüp sonra gitti beni seviyorsun küçük hanım ama merak etme bende seni seviyorum eve gidip eaki günlerde çok çaldığım gitarımı elime aldım ve eskiden bestelediğim bir aşk şarkısı vardı birgün aşık olduğum kıza söyliycekdim bu besteyi o kız artık karşıma çıktı ve az da olsa bu besteyi dinlemeli ama kısa bir kısmını tamamını ileride dinliycek telefonumu ses kayıt kısmını açtım ve bestemi çalmaya başladım biraz çalıp ses kaydımı kapattım ve gitar ile olan bir resmimi çekip ses kaydı ile güneş'e attım anında gördü ama tabiki geri cevap yazmadı

Gönderen : oğuz
Bu beste benden sana hediye olsun küçük hanım eminim ki devamını merak ediyorsundur ama devamını çok ileride dinliyceksin

Bir başka benHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin