Bölüm 2

313 43 9
                                    

İsmail Küçükkaya Aksiyon Ekibi'ni Fox Tv de Çalar Saat programında tanıtırken

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

İsmail Küçükkaya Aksiyon Ekibi'ni Fox Tv de Çalar Saat programında tanıtırken...
                                                                                                                 12 Mayıs 2016



Sabah ilk iş polislerin yanına gittik bir olay varmı diye. Bizim her zaman gittiğimiz polis karakolları vardır. En sık gittiğimiz polis karakolu; dünyadaki her ülkenin, her karakolundan haberdar olup bize bildiren DÜNYA POLİS HAREKETLERİ KARAKOLUDUR. Biz buna kısaca DPHK diyorduk.
Biz de DPHK ya gittik. Karakol müdürü "ancak şunu söyleyebilirim: Dünyada gizli cimayetler ve insan kaçırma çok fazlalaştı. Üstelik kimin yaptığı da bilinmiyor" dedi.

"Bu ülkede en çok hangi şehirde yapılıyor?" Dedi Master.

"Washington'da dedi müdür.

"Hangi caddesinde?" Diye sordu Franklin.

"En ıssız olanlardan 'Kerşın' caddesi" dedi müdür korkuyla: "Sizin yerinizde olsam oraya gitmezdim."

Kerşın caddesinin adresini alıp karakoldan çıktık. Kerşın caddesine doğru sora sora ilerliyorduk. Küçük bir markete girip adresi sorduk.

Marketçi"o caddede ne yapacaksınız? Neden gidiyorsunuz oraya?" Gibi tuhaf ve meraklı sorularla soru yağmuruna tuttu bizi. Yüksek bir sesle "Sana bir soru sorduk cevabını alamadık" dedi Lamborji.

Marketçi korkuyla "özür dilerim o sokak çok tehlikelidir. O yüzden demiştim"diyerek konuşmasına devam etti: "ileriki sokaktan sola dönün 5 km ilerleyin, apartmanları göreceksiniz. Beş apartman geçtikten sonra sağa dönün"dedi.
Marketçi adresi çok iyi tarif etmişti. Nasıl böyle iyi bilebilirdi. Ben ondan çok kuşkulanmıştım. Diğer beşi, on metre ilerlemişti. Ben geri dönüp gizlice onu gözetledim. Diğer beşi de arkamdan geldi. Marketçi hemen eline bir telsiz almıştı "patron, 6 tehlikeli adam oraya doğru geliyorlar. Çok dikkat et!" Dedi.

Hemen içeri girip telefonu kapattık. "O konuştuğun kimdi?" Dedi Devır. "Bizi ispiyonlarsın ha!" Dedi Stompa. "Çabuk konuş!" Dedi Lamborji.

Marketçi "bana zarar vermeyin" dedi korkuyla "Ben onun adamıyım"

"'O' dediğin adam kim?" Diye sordu Franklin.
"Bilmiyorum" dedi korkuyla.
"Söyle yoksa şimdi biz seni öldürürüz." Dedim ben.

"Tamam" dedi titreyerek "o, bu şehirdeki cinayetlerin ve adam kaçıranların başı" dedi.

"Peki öbür şehirler" dedi Master.

O kadarını bilmiyorum diye cevapladı marketçi.

"Hadi gidelim" dedi Franklin. Ben de adama "arkamızdan yetiştirmeye kalkarsan işin biter." Dedim. Oradan çıktık. Hızla Kerşın caddesine doğru ilerliyorduk. "Bu çetenin işi bitti" dedi Devır.

Kerşın caddesinin başındaydık. Ürkütücü bir sokaktı. Lamborji'nin "dikkat yere yatın!" Demesiyle tepemizde bomba patladı. Neyseki yaralanan olmadı. Hepimiz silahlarımızı çıkartmıştık. Yolun sağları ve solları ağaçlarla kaplıydı. Birden ağaçların arasından çıkan büyük bir jip bizi ezmeye çalıştı. Arkasından helikopyerli adamlar yukarıdan ateş etmeye başladı
Mermiler hiç durmuyordu. Sonumuzun geldiğini düşündük. Bir anda Master, füzesini çıkarıp helikopteri indirdi. Birdenbire ağaçlar üstümüze devrilmeye başladı. Yol geniş ve uzundu. Silahşarımız vardı ama ağaçlarla başa çıkılmıyordu. Biz hem koşuyor hem zıplıyorduk. Ölümle burun burunaydık. Birden arkamızda bir jet uçak belirdi. Yere çok yakındı. Neredeyse bizim boyumuzda gidiyordu. Galiba bizi ezecekti.

"Buldum" dedi Master. "Uçağın üstüne atlayacağız."

Evet tek şansımız buydu. Uçak geliyordu. Hepimiz, birden nasıl olduğunu bilmeden uçağa atlayıverdik. Kapısını açıp içeri girdik. Pilotu uçan tekmeyle aşağı attım. Kontrolü ben aldım. Uçağı biraz yükselttim. Uzakta çok büyük bir ev vardı. Galiba marketçinin 'patron' diye bahsettiği adamın kaldığı yer burasıydı. Eve iyice yaklaşmıştık. Ben evin içine uçağı soktum. Hepimiz uçaktan indik. Elli ya da daha fazla adam yere yığılmıştı. Yukardan gelen adamın (galiba patron denilen adamın) kendisi aşağı iniyordu. "Ne oluyor burada?" Demesiyle ağzının üstüne uçan tekmeyi geçirdi Franklin. Ardımızdan Master bomba atıp onun adamlarını öldürdü.

"Senin adın ne?" Dedi Lamborji. Adam korkuyla "Tekavor" dedi.

Stompa "neden böyle bir işe kalkıştın?" Diye sordu.

"Sana emir veren kim!" Dedim ben. "Bana emir veren Almanya'da her ülke için birini görevlendirdi. Bu ülkedeki cinayetlerin ve adam kaçırmaların sorumlusu benim" dedi Tekavor.
"Sana emir veren Almanyada ki kişi kim" diye sordu Devır bıçağını çıkartarak.
"Bilmiyorum" diyerek konuşmasına devam etti Tekavor; "bir gün bana bir mektup geldi. Mektupta bu ülkede cinayet ve adam kaçırma yapacaksın. Biz sana her ay 100 trilyon dolar vereceğiz. Gerekli silah ve adamı da göndereceğiz" yazıyordu. Ben de bu teklifi kabul ettim. Her şey bu" dedi.

"Bu mektubu yazanın Almanya da olduğuna emin misin?" Dedim.
"Evet, mektubun arkasında Almanya Berlin yazıyordu. Dedi.

"Haydi Almanya'ya gidiyoruz" dedi Stompa. Giderken Tekavor'u hapishaneye attık.


Aksiyon Ekibi - İlker KeleşHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin