4.Bölüm

107 14 0
                                    

Washington'da hayat aynen devam ediyordu. Hiçbir sorun yoktu. Karakollardan, DPHK' den hiç ses yoktu. İyice dinleniyorduk. Öğleye yaklaşıyorduk. Master dedi ki hepimize:
"Bence dünya dışına, uzaya, gezegenlere gidelim."
Kabul ettik biz de.
Vakit kaybetmeden uzay gemimize bindik, yola çıktık.
"Ben diyorum ki bu kez dünyadan çok uzak gezegenlere gidelim." Dedi Franklin.
"Tamam" dedik hepimiz.

Güneşten git gide uzaklaşıyorduk. Bizim donmamız gerekirdi. Ama uzay gemimizde özel ısıtıcımız var. Bu sayede hiç üşümüyoruz.

Artık o kadar uzaklaşmıştık ki güneş küçük bir nokta haline geldi. Uzayın bu tarafına hiç gitmemiştik daha önce. Ve birden... Oda ne!

Garip görünüşlü bir gezegenden füzeler uzay gemimize geliyordu. Sürücü Franklin'di. Füzelerden kaçmaya çalışıyordu. Çok zordu. Birden rota değiştirecekti ki diğer füzelerden üç kat büyük bir füze bizim uzay gemimize çarptı.Gemimizden dumanlar yükseliyordu. Başka bir gezegene sürüklendik. Uzay gemimiz birden yere gömülmüştü.

Oksijen tüplerimiz her zaman kafamızdaydı. Uzay gemimizden indik. Hiç kimsenin yaşamadığı ıssız bir gezegendi. Uzay gemimizin ortasında büyük bir delik oluşmuştu.

Ne yapacaktık? Bu ıssız gezegende açlıktan ya da susuzluktan ölecek miydik? diye düşünürken altımızda bir delik açıldı. Uzay gemimizle birlikte gezegenin derinliklerine indik.
Asker uzaylılar, birden kolumuzdan tutup hızlıca bir odaya girdirdiler. Bir uzaylı vardı içeride. Kraldı galiba. "Yoksa siz kötü Kral Şevku'nun adamları mısınız" dedi Kral.

"O da kim? Hayatımızda ilk defa öyle birisim duyuyoruz" dedim.

Derin bir oh çekti. "Neden geldiniz buraya?"
Başımıza gelenleri anlattık. Kral "size saldıran da Şevku olmalı"dedi.

Master "bu Şevku'nun sizle alıp veremediği ne? diye sordu.

"Çok aç gözlü biri" dedi Kral. "Bir çok gezegeni olmasına rağmen bizim yaşadığımız bu gezegeni elimizden alıp bizi öldürmek istiyor."

"Ama siz Şevku'ya karşı koyamıyor musunuz? diye sordum.

"Ne yazık ki hayır" dedi Kral.

Franklin "biz size yardım ederiz" dedi.
"Tamam siz de gelin bu sefer. Şevku ve adamlarıyla ölümüne savaşa gireceğiz.Ya zafer ya ölüm!" dedi kral gürleyen bir sesle.

"Bence ilk biz gidelim. Gizlice onun yanına girmenin bir yolunu buluruz" dedi Master. Kabul etti kral.

"Ben sizi Şevku'nun gezegenlerinden birine bırakırım" dedi kral.
"Tamam" dedi Stompa. Master krala "adınız nedir?" diye sordu. "Yakoliça" dedi kral.

Yakoliça bizi,saldırıya uğradığımız gezegene götürdü. Geri gelmemiz için bir uzay gemisi bıraktı.Gezegen çok farklıydı. Her yer uzaylı askerlerle doluydu.Geçmek çok zor olacaktı.

Askerlerden saklana saklana ilerliyorduk ki birden Devır ortadan kayboldu. Her yeri aradık ama yoktu. Devır neredeydi? Yoksa uzaylı askerler mi kaçırdı onu? Ya da bir şey görüp de mi gitti? Çoktan şehir merkezine gelmiştik. Fabrikalarla doluydu her yer.

"Bence şu fabrikalardan birinekaçırdılar Devır'ı" dedi Franklin.

"O zaman hepsine girip teker teker arayalım." dedi Stompa. "Tamam"diyerek onayladık hepimiz.

Aksiyon Ekibi - İlker KeleşHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin