Evet, yine ölümün eşiğinden dönmüştük. Tehlikeli bir olayı atlatmış, zor kurtulmuştuk. Ama yinede bu olaylar bizim için iyiydi. Tecrübelerimizi arttırıyordu. Ben, Mastır, Devır Franklin, ve Stompa Doğal Piknik Alanındaydık. Washinton'un en güzel yerlerinden olan Doğal Piknik Alanı'nda Piknik yapacaktık. Ama Lamborji yoktu. "İşim var" deyip gitmişti "Şu helikoptere bakın" dedi Stompa Evet. Üstümüzde bir helikopter vardı. Hızlıca 2-3 metre solumuza iniş yaptı. İçinden DPHK (Dünya Polis Hareketleri Karakolu) müdürü çıktı. Çok şaşırmıştık. Hızla yanımıza geldi. "Çabuk gitmeliyiz. Halyo gezegeniyle savaş başladı. Dünya tüm araçlarıyla saldırıyor. Sizin yardımınıza ihtiyacımız var. Dünya tehlike altında. Hemen gelip savaşa katılmanız gerekiyor" dedi DPHK müdürü. "İyi ama Lamborji" dedi Devır. "Onu da savaşa çağırmalıyız." "Zaman yok" diyerek sözlerine devam etti DPHK Müdürü. "Savaş dünya içinde, çok dikkatli olmalıyız." Hemen helikoptere atladık. Savaşın olduğu yere iki üç dakikada vardık. Dünya, başta Amerika ve Çin olmak üzere tüm ülkeleriyle savunmadaydı. Askerler silah bakımından tam donanımlıydı. Ancak hepsinin üstü farklıydı. Anlaşılıyor ki Halyo gezegeni bir anda saldırmış ve bizim askerlerimiz üstünü giyecek zaman bile bulamamıştı. Biz de apar topar savaşa katılmıştık. Tanklar, silahlı askerler, bombalar... Savaş iyice karışmıştı. Halyo gezegeninin bizden daha güçlü olduğu belliydi. Biz plansız hareket ediyorduk. Halyoluların sırtları denize dönüktü. Derin düşüncelere dalmış, endişeli, aynı zamanda kızgındı Devır. "Ne oldu" diye sordum Devır'a. "Lamborji nerde?" dedi kızgınlıkla. "Nasıl böyle bir savaşa gelmez, dünya söz konusu." "Bilmiyorum" dedim endişeli bir sesle. Savaş bir km farkla yapılıyordu. "Atom bombasııı!" dedi Master. Demesiyle de aniden beşimizde üç metre koşup iki metre zıplayıp on metre de yerde yuvarlandık. Arkasından atom bombası çok gürültülü bir sesle patladı. Anlaşılan bu küçük çaplı bir atom bombasıydı. Ama çok ölü ve yaralı vardı. Ordunun yarısı ölmüştü. Çok sinirlendi Stompa. Tam savaş alanına gidip onlara bomba atmaya kalkışacakken "Duur!" dedim sert bir sesle. Arkasından bir atom bombası daha patladı ve ordunun hepsi öldü. Ordumuz küçüktü ama çok şehit vardı. Halyo gezegenin ordusu şehre doğru yaklaşıyordu. Biz şehre saklanmaya gittik. Halyo gezegeninden birini sıkıştırıp her şeyi söyletecektik. Şehir merkezine geldik. Bir apartmanın çatısına çıktı Franklin. Ve "gelin" dedi bize. Mutlaka bir planı olmalıydı. Çatıya çıktık. "Siz şurada durun, işaret verdiğimde çıkarsınız" dedi Franklin. Halyo gezegeni ordusu dünyayı işgal etmeye gidiyordu. Bir grup asker vardı bizim bulunduğumuz apartmanın altında. Franklin aniden güçlü bir ıslık çaldı ve aşağı baktı. Tekrar çaldı. Apartmanın altında bulunan bir grup askerden biri "ben şu ıslığa bakayım" deyip buraya yani çatıya çıktı. "Kimse yokmuş" dedi kendi kendine asker. Sus işareti yaptı Franklin saklandığı yerden çıkarak. Sonra biz çıktık. Asker çok korkmuştu. Franklin askerin göğsüne dayadı dirseklerini. "Söyle size kim bunları yaptırıyor" dedi . Franklin' in arkasında da biz vardık. "DPHK Müdürü" dedi korkuyla asker. "Nasıl ve niçin?" dedi şaşırarak Master. "Baştan anlat şu olayı" dedi Stompa. "DPHK müdürü bize çok para vereceğini söyledi. Dünya ile savaş yapıp dünyayı yenmemizi sonrada ona vermemizi söyledi. Sizin de bizi durduramamanız için Lamborji' yi kaçırdı dedi asker." Yine olan olmuştu. En güvendiğimiz adam baş düşmanımız çıktı. "DPHK müdürü nerede ?" dedim kızgınlıkla. "Büyük olasılıkla şu an Kuzey Pasifik Okyanusunun yakınlarında, bizim savaş yaptığımız yerin arkasında olmalı" dedi asker. Askeri kimseye bir şey söylememesi için tehdit edip onun anlattığı yere geldik. DPHK müdürü oradaydı. Yanına yaklaştık. "Burada kendimi koruyorum" dedi DPHK müdürü. "Kesin öyledir" deyip ağzının üstüne çok sert bir yumruk attı Devır. "Ne oluyor" dedi DPHK müdürü. "Çabuk şu orduyu durdur!" dedi bağırarak Stompa. "Ne ordusu, ne durdurması" dedi DPHK müdürü. "Çabuk, bize palavra yutturma artık" dedi Franklin iki katı bağırarak. "Tamam" dedi DPHK Müdürü. "Suçumu kabul ediyorum, ama onları durduramam onları ancak ve ancak Halyo gezegeni kralı durdurabilir." "Çabuk bizi ona götür" dedim ben. Uzay gemisine bindik. Halyo gezegenine doğru ilerliyorduk. Ona bizi DPHK müdürü götürecekti. "Nihayet Halyo gezegenine varabildik" dedi Master. Aniden görevliler yanımıza geldi. "Beni tanıyorsunuz beni krala götürebilir misiniz? tabi arkadaşlarımı da" dedi DPHK müdürü. Bizi kralın odasına götürdü görevliler. "Ne istiyorsunuz?" diye sordu kral. Franklin DPHK Müdürünün kolunu dürttü. "Tamam" dedi DPHK müdürü. "Bunlar sizi durdurmak istiyor,dünyayı vurmamanız için beni sıkıştırıyorlar." "Demek öyle" diyerek kral sözlerine devam etti. "Arkadaşınız Lamborji elimizde." "Nöbetçiler getirin!"Ve nöbetçilerle birlikte Lamborji odaya girdi. Lamborji birden yere yatıp yuvarlanarak yanımıza geldi. "Artık elinizde değil! Bırakın dünyayı!"dedi Franklin. Ardından Master silahını çıkarıp krala ateş edecekti ki aniden görevlilerden biri Master'ı vurdu. Master kafası kanlar içinde yere yığıldı. Bu arada Franklin kralın arkasına geçmişti kimseye çaktırmadan ve silahını tutup kralın kafasına dayadı. "Vurayım mı?" dedi Franklin kızgınlıkla. "Dur tamam emir verip dünyayı serbest bırakacağım" dedi kral korkuyla. Franklin inanmıyordu ona ve kralı kafasından iki kurşunla yere serdi. Uzay gemimize bindik. Stompa Master'ın kalbine baktı. "Kalbi atmıyor" dedi. Evet Master ölmüştü. Acı bir haberdi bu ama yapacak bir şey yoktu. Dünyaya vardık. Uzay gemimizden indik. Savaş çoktan sona ermişti. Krallarının öldüğünü görünce Halyo gezegeni ordusu geri çekilmişti. Bu arada Stompa Master'ı uzay gemisinden çıkartıyordu. O da ne! Master gözlerini araladı ve bize bakıyordu. Kısık bir sesle "beni hastaneye götürün" dedi. Hemen uzay gemimizle onu hastaneye götürdük. Onu şehrin en iyi doktoru tedavi etti ve çarçabuk iyileşti. Dünya eski haline geri döndü.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Aksiyon Ekibi - İlker Keleş
AcciónTüm online internet kitap satış sitelerinde ve kitapçılarda hızla tükenen Aksiyon Ekibi'nin, tanıtım amacıyla bir kaç bölümünü gözler önüne serdim. Washington'da yaşayan altı adam görevlendirilmiştir devletler tarafından özel olarak. Hiç bir özel gü...