Sesler:3

112 7 0
                                    

Bu sefer alarmı beklemedim. Sabah altı gibi yataktan kalkıp kısa ve soğuk bir duş aldım. Üstüme pembe ve beyaz çiçekli bir tişört, bileklerime kadar inen kot ve dar bir pantalon giydim. Saçımı yüz yılda ilk kez tarayınca mutfağa indim.

Sophie masaya oturmuş test çözüyordu.
"Hayırdır ne zamandan beri bu kadar erken kalkıyorsun?" diye sordum
Kaşlarıni çattı "Asıl sen neden bu kadar erken kalkmaya başladın?"
Buz dolabını sert bir şekilde kapattım ve "En azından geçmiş olsun diye bilir misin? Ya da daha kibar davransan? Son günlerde çok huysuzsun." dedim
Kalemini bıraktı "Geçmiş olsun!" diye bağırdı "Huysuz falan davranmıyorum!Ben hep böyleydim!Son 12 yıldır bunu fark edemediysen!" dedi ve sandalyenin altındaki çantayı alıp evden çıktı.

Ben şok. Sophie asla bağırmazdı, kesin bir şey yanlış gidiyor. Ama kafa yoramiyacak kadar yorgundum. Omuz silkip kendime Coco Pops yaptım. Bitirnce çantamı almak için odama giderken birden evin tüm renkleri gitti. Herşey gri-beyaz olmuştu. Ağzım açık bir şekilde koridorda yürümeye başladım. Odama geldiğimde bir kahka duydum, kahkaha;Tiz,kurnaz ve kesinlikle bir kadına ayitti. Arkama döndüğümde bir ışık topu geldi ve "Orda ne yaptığını gördüm" dedi. Hafif bir çığlık attım ve odamın kapısını açtım. Sanki biri beni ittirdi gibi yere tosladım. Olduğum yerde arkama döndüm, her yer renklerime kavuşmuştu ve sihirli ışık topu yoktu. Yine halisinasyon görmüştüm.

Okula girdiğimde herkes bana acıdığını gösteren bakış atıyordu. Bakışları görmezden gelerek 9/A sınıfına gittim. Sınıfa girer girmez bi kız yanıma geldi. Siyah düz saçlı, ela gözlü, minyon tipli bir kız geldi.
"Benim adım Lucy. Lucy Brett ve sana geçmiş olsun kartı vermek istedim." dedi. Bana sanki kafadan gidik biri ve bana acıyormuş gibi bakıyordu.
Haff sinirli bir şekilde "Teşekkür ederim Lucy. Fakat ben gerçekten hasta filan değilim. Yinede düşündüğün için teşşekkürler" dedim.
Kız kıkırdadı "Hadi gel sena okulu gezdireyim." dedi ve kolunu uzattı, kaba olmamak ve bir arkadaşın iyi olacağını düşünerek koluna girdim.

Lucy aslında çok iyi ve neşeli biriydi, tüm gün beraber olduktan sonra son derse girmiştik. Matematik özürlüsü ben hocanın dediği tek kelimeyi anlamıyordum. Birisi "Ben hep senin yanındaydım" diye fısıldadı. Olduğum yerde sıçradım ve arkamı döndüm. Hiç bir şey yoktu. Herkes kafasını bana döndürmüştü, hocanın zar zor "Kızım sen iyi misin?" dediğini duydum.
"Özür dilerim hocam, benim eve gitmem lazım." dedim ve tüm dünya etrafımda dönerken kalktım. Koridorlarda yürümek için duvara tutunarak gitmeye başladım. Henüz üç adım atmışken. Durdum bir zil sesi çalıyordu. Okul zili. Insan seli üstüme geliyordu. Ben daha ne olduğunu anlamadan her yer durdu. Herkes,herşey haraketsiz kaldı fakat hayla insanlardan çıkan boğyk sesleri duyuyordum. Yine aynı sesten "Ben hep senin içindeydim,dışarı çıkmak istioyrum." diye bir cülme duydum ve tüm dünyam karardı.

KIZIL MELEKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin