Sonunda mesajda verilen adrese gelmiştik. Boş bir ev vardı. Uzun zamandır buralara kimse gelmemiş olmalı ki her yer pislik içindeydi. Zeliha ablayla orada duraksamış ve telefon bekliyorduk. Çünkü mesajda;
"Bu adrese gelin ve sizi tekrar aramamı bekleyin. Eğer ki polisi karıştırırsanız olacaklardan ben sorumlu değilim."
Bu yüzden polisi aramayıp telefonun gelmesini bekledik. Biz beklemeye devam ederken telefonun çaldığını duyduk. Zeliha abla telefonu açtı hemen ve;
"Biz dediğin yere geldik lütfen Zeynep'i bize ver."
"O işler o kadar kolay değil Zeliha Hanım. Ya beni affedersin ya da kardeşin çok sevdiğin babacığının yanına gider."
Zeliha abla resmen hıçkırarak ağlıyordu. Onun için hayat çok zordu. Bizlere hayat hiç gülümsememişti. Hayatın zorluklarına karşı çıkmaya çalışıyor olsak da hayat bizi her defasında aynı zorluklarla karşılıyordu.
Zeliha abla ayağa kalkıp bana;
"Eslem, Zeynep'i bulmamız lazım. Onu bulmadan hiç bir yere gitmek yok. O pisliğin elinden kurtarmamız lazım kardeşimi. Onun kılına zarar vermeden kurtaralım lütfen."
"Zeliha abla şu evin içinde olabilirler mi dersin?"
"Bakalım Eslem. Bir ihtimal kardeşim belki oradadır."
~
Evin içine girdiğimizde Zeynep'in şalını görmüştük.Onlar buradalardı!
Nasıl olur da gittiler?
Ne zaman gittiler?
Biz nasıl göremedik?
Bunları düşünürken telefon sesiyle irkildik.
"Kardeşini geri istiyorsan verdiğim adrese gel."
Verdiği adrese hemen gittik. Fakat kimse yoktu.
Ne yapıyordu bu adam?
Amacı bizi mi üzmekti ?Geldiğimizde Zeynep'in çığlık sesleri duyuluyordu. Bize çok yakın olmalılardı. Sesi takip ettik ve boş bir fabrikaya girdik. Sesler buradan geliyordu.
Ve ses daha da çok yakınlaşmıştı. Bir kapı gördük ve içeri girdik.
Ve bir silah sesi !
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Benim Gökyüzüm
Chick-LitYürüdüm, yürüdüm, yürüdüm. Sonunu bilmediğim sokaklarda yürüdüm. Tek başıma ayakta durmaya çalışıyordum. Ben kimsesiz bir kız değildim. Benim gökyüzüm vardı bir de hayallerim. Yürüdüğüm yolda başıma geleceklerden habersiz yürümeye devam ediyorum.