Özledim Diyecektim...

32 5 4
                                    

Ali ve Elif, karşılaştıktan sonra bir kafeye gidip oturdular. İlk başta hiç konuşmadılar. Garip garip sesler çıkarıyorlardı.

Ali: Öhöömm.
Elif: Öhööömmmmöömmm.
+ööhonshskhdkahööömmm
-ÖhöömjrishjfjshclakfjiglsisbdkjakzMm..
+ Aha kız gidiyoo!! Kız boğuluyor lan!!! Yardım edin!!! Garsoooonn!! Garson su getir!!!
-Öjkdhajdjaumdkhooooommnahajs

(Etraftaki herkes onlara bakmaktadır. Garson koşup su getirir.)
Elif suyu içti. Bir süre bekledi. Ali:

-Hah! Geldin mi kendine? Kızım sen napıyorsun ya? Ölüyordum korkudan! Dedim yine mahfettim kızın hayatını.
+Saçlama Ali. Seninle ne alakası var? Tamam önceden mahfettin hayatımı da, şuan çok alakasız.
- (Ali kızarak) Ha ben mahfettim hayatını!
+( Elif de kızarak ama daha sakin) Evet sen mahfettin.
- ( Ali sesini yükseltir. Ayağı kalkar.)Ben nasıl mahfettim senin hayatını? Sadece sen üzüldün dimi? Sadece senin canın yandı. Kızım bak ben...
+Ali tamam! Mahfetmedin hayatımı falan. Yani... Tek sebep sen değilsin. Benim de suçum var.
-( Ali mahçup bir şekilde oturur.) Yok ya. Ben çok büyük eşşeğim. Hem senin hem de kendi hayatımı mahfettim ben.(düşünceli) Ben galiba... Çok kötü bir insanım. Gerçekten. Hem iyi biri olsam...
+Ali! Tamam. Açmayalım eski mevzuları. Hiç gerek yok. Bir daha üzüleceğiz, kırılacağız. Değmez. Zaten bir ton sene çektik cezamızı. Yani... En azından ben...
-(Ali sözünü keser) Ben de çektim. Emin ol fazlasıyla çektim. Çok üzüldüm. Sonra seni çok üzdüğüm için kat kat üzüldüm. Ve ben...
+(Elif Alinin sözünü tamamlasina izin vermez. Ayağı kalkar.) Ali. Daha fazla devam etme. Bırakalım birbirimizi. Devam edelim hayatımıza. Ayrı ayrı.
Der ve Elif Ali den uzaklaşır biraz.

Ali, arkasından darmadağın bir şekilde bakar ve sessizce:
- Çok özledim diyecektim...

***

Nazlı ve Serkan. Ali ve Elif'e göre daha neşelilerdi. En azından konuştular.

Nazlı: Ee naptın Serkan.
Serkan: Napıyım be. Valla dolanıyom ortalıkta meczup gibi.
+Valla mı ya! Ben de aynı.
-Hee. Tamam.
+Okey.
-Hııhı.

Bunlar tertip muhabbetine girdiler anlayacağınız. Sanki, onlara ağlayarak sarılan benmişim gibi. Bunlar eski sevgili! Baya aşıklar birbirlerine yani. Fakat büyük oranda gerizekalı oldukları için... Her neyse.

Biraz konuşmadan durdular. Sonra Serkan lafa girdi:

- Nazlı. Bak ben seni...
+Serkan. Bak ben eski mevzuları açmak istemiyorum.

İkisi de ciddileşti. Ve çok yorgun yüz hatlarına büründüler.

-(Serkan derin bir nefes aldı.)Nazlı. Emin ol,ben de maziyi unutmak istiyorum. Seninle yeniden tanışmak... Bütün bunlar olmamış gibi davranmak... Ama mümkün değil böyle bir şey.
+Keşke olsa.
-Nasıl yani?
+Keşke unutmak mümkün olsa. Bak Serkan ben çok üzüldüm. Çok yoruldum. Sonra seni çok üzdüğüm için daha da çok üzüldüm. Ve ben...
-(Serkan ciddi bir tavırla ayağı kalktı.) Nazlı, maziyi unutalım bence. Birbirimizi de. Devam edelim hayatımıza. Ayrı ayrı.

Dedi ve Serkan uzaklaştı Nazlıdan biraz.

Nazlı arkasından darmadağın, hayalleri yıkılmış şekilde baktı ve sessizce:
- Çok özledim diyecektim...

Aşık olduğun zaman, çok mutlu olursun. Herkese hoşgörüyle yaklaşırsın. Toz pembedir her şey senin için. Sonra biraz zaman geçer. Acı çekmeye başlarsın. Alışırsın acı çekmeye. İşte o zaman daha kaba olursun.Eskisinden daha kırıcı.
Peki kötü bir şey mi bu? Tabiki hayır. Büyürsün işte. Daha dayanıklısındır artık.
Hayat gerçekten bir garip.

Arkadaşlar. Şuan hikayeyi 2 kisi falan okuyor. Yani nerdeyse hiç. Şuan bölüm yazmaktaki tek amacım hikayeyi tamamlamak. Çünkü tamamlayınca bastırıcam kendime. Bir kopya kendim için.
Okuyan arkadaşlar da gercekten okuyolar mi yoksa bi acip dolanip kapiyolar mi anlamadım. Eger gercekten okuyorsanuz yorum yapin. Yazmak icin baska bir amacim olsun. Iyi davranin kendinize.

KIŞIN İNSANLARIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin