Karakterler: Alpay Bulgurcu (çocukşuk arkadaşım)
@YILMAZKILIC0 (çocukluk arkadaşım)
Teysir BATMAN (dostum)
Alper MERCAN (dostum)
Fotoğraf ve film: Alper ÖZGEN (DOSTUM)Doğum gününü iple çekiyordum. Bayılacağı bi süpriz hazırlamıştım çok önceden. Çok klasik ama çok beğeneceği bir süprizdi. Arkadaşımla beraber sokaklarda dolaştık saatlerce hiç durmadan. İnsanlar seçtik "KADINIM" ın doğum gününü kutlaması için elimizde kamera dolanıp durduk rica ettik başlarda hiç özgüvenim yoktu ama sevgi işin içindeydi ve yapmalıydım. Ama bende kendimce haklıydım sonuçta türk insanlarının sağı solu belli olmaz ve ben reddedilmekten hoşlanmam. İlk video için durdurduğumuz kişi reddetti. Bunun beni hırslandıracağını hiç ummazken beklemediğim şey oldu ve hırslandım durdurmaya başladık insanları ve herkese söyletmeye çalıştık. Meğer ne ünlü olmak isteyen insan varmış haberimiz yok. Çok keyifli aynı zamanda yorucu bi gün geçirmiştik ve birer bira içmek için önceden çalıştığım bara gitmiştik bizim çocuklarada söylettirdik kırmadılar bizi, ve söylediler artık herşey hazırdı bütün videolar sadece birleştirme kalmıştı birleştirmek için bilgisayara ihtiyacım vardı ama bulamadım. Telefona indirdim videoların hepsini ama açılmadı doğum gününe çok az kalmıştı ve çok stresliydim herşeyi elime yüzüme bulaştırmaktan çok korkuyordum. Son iki gün kala programları araştırırken video dönüştürmek için bir program buldum dönüştürdüm ve birleştirmeye başladım. Fakat hâlâ rahatlamış değildim. Doğum gününde ailesi tarafından terslik çıkmasın diye bir gün öncesinden kutlamayı yapacağımı söylemiştim. Daha projeksiyon makinası bulmam gerekiyordu ve benim bilgisayarım bozuk olduğu için bir de bilgisayar. Buldum her ikisini de yedekleriyle hemde. Son bir gün kala karton bardaklar aldım ve yarısından kestim tam yirmidört tane ve folyoyla kapladım bardak yanmasın diye çünkü içinde ateş yakacaktım. Bunu okurken ne yapacağımı tahmin eden oluyordur sanırım. Akşam mesaj attı önceden ona süpriz yapacağımı biliyordu söylemiştim kendisine :
"Aşkım yarın kaçta geleyim? "
" Saat 3.00 gibi buluşuruz akşam saat 19.00'a kadae bendesin aşkım sen geldiğinde bana mesaj at... "
" Sanmıyorum o saate kadar izin alabileceğimi annem geç kalmayın dedi. "
" Kalmayın? "
" Evet aşkım ablamla gelecez onsuz çıkamam. "
(Ablası beni bildiği için sıkıntı yoktu)
" Tamam sen rahat ol o iş bende "
Ve baldızım aradım:
(yalakalık yapıyordum tabii)
" Baldızların kralı n'apıyorsun? "
" Hiç oturuyorum sen? "
" Bende uğraşıyorum ee doğum günü süprizi hazırlıyorum bu arada yardımına ihtiyacım var"
"Yapabileceğim bie şeyse..."
"Yaparsın yaparsın sen "
" Biliyosun zaten yarın doğum günü planı şu biyerlerde oturacaksınız ben saat 4.00 gibi gelip alacam onu ve bize gidecez çünkü pastasını kesecez ve daha sonra cafeye gidip hazırladığım filmi izleyecez saat 7 olmadan kardeşini yanına getirecem. "
" Tamam sen rahat ol ama yediyi geçmesin."
"Tamam tamam merak etme çok sağol hadi yapacak çok işim var bay"
Ve işte beklediğim gün gelmişti 4 Şubat ("KADINIM"ın doğduğu gün 5Şubat) kutlamayı yapacağımız yere gittim sonradan Alper ve Teysir geldi yaptığım bardak altlarına tuz döküp üzerine biraz ispirto ilave edip yaktım denemek için başarılı olmuştum. Oturma düzenini ayarladık ses sistemini projeksiyon makinasının konulacağı yeri vs...
Benim planım çok farklıydı adeta ters köşe yapmayı planlıyordum. Saat 3.00'de gelecekti ona ineceği dırakta beklemesini söyleyecektim ama ben gitmeyecektim mesaj atıp,
"Aşkım çok özür dilerim gelemeyecem işim çıktı."
Sonra benim yerime Alper ve Teysir'i gönderecektim. Alper ve Teysir'in çarşıda olan işi bitmiş ve eve gitmek için durağa gelirken karşılaştıklarında onu suratı asık bi halde gördüklerine morelini düzeltmek için biryerlere götürüp biraz vakit geçirmelerini söyledim ben mekanda hazırlıkları yaparken. Ama bu plan taa ki babamın "oğlum sevgilini çağır doğum gününü evde kutlayalım" diyene kadar geçerliydi. Bekledim bekledim ve saat 4'e kadar çıldırmış olmalıydı beklemeyi sevmezdi çünkü. Baldızı aradım,
"Alo nerdesiniz."
"Mapido arka kapıdan gir orda oturuyoruz."
"Tamam gelmek üzreyim. "(zaten yakındım)
İçeri geçtim bir bakış attmıştı kendimi ölü hissetmiştim bir aslan gibi üzerime atlayacktı sinirini hissedebiliyordum oturdum biraz sonra hadi gidelim dedim ve bize gitmek üzere yola çıktık durağa gidiyorduk. Kordonda yürürken sessizdi arada şöyle bir omzumu değdiriyordum tepki yoktu...
"Sakın bişey söyleme tribin Allahı'nı yiyeceksin bekle sen." dedi
(Ben sakindim çünkü ona yapacaklarımı gördüğünde bu söylediklerini yutacaktı. )
"Tamam ne istersen onu yap ama bugün bir geçsin trip istemiyorum bugün. "dedim
"Görecez" dedi söver gibi.
Durağa gelmiştik otobüste o anda ordaydı bindik hemen nereye dedi sus dedim evdem bir ara kablo almam gerekiyor hem annemle babam seni görmek istiyorlar dedim bu arada görürler seni dedim. Ve eve giderken çok hecanlıydım çünkü gerçekten ilk defa sevgilime süpriz vs hazırlıyordum bu hislerimi dile getirdim baktı gözlerime gülümsedi sanırım siniri geçmişti ve
"seni çok seviyorum" dedi.
"seni çok seviyorum" dedim.
10 dakika sonra eve varmıştık kapıyı açtım yukarı çıktık annem ve babamı öptü oturduk kahve içtik sohbet koyulaştı annem ise "birbirinizin değerini bilin" gibisinden öğütler vermeye başladı. Anneme işaret ettim pasta için bu arada ikide bir mekanın durumunu soruyordum Alper'e sıkıntı olduğunu söylediler korkutmak için ve başarılı da oldular kendi kendime "sıçtık" dedim. Halledin bi şekilde deyip telefonu kapattım ve salona geçtim herşey hazırdı ben konu açtım yüzü bana dönüktü, sırtı kapıya ve pasta geldi, şok olmuştu.Çok mutluydu.
Pastayı yedik ve çıktık evden durağa yürürken o sırada arkadaşımı gördüm arabayla gelmişti beni almaya bindik arabaya ve sen biliyorsun Alpay gideceğimiz yeri devam acelemiz yok daha mekan hazır değil dedim tamam kardeşim rahat ol dedi. Cafenin yakınlarındayken Alper beni aradı ve daha masalar boşalmadı 6.30'a kadar gelmeyin takılın dedi "Kadınım" duymasın diye Alpay'a mesaj attım ve Karaağaç'a sür dedim ve yavaş yavaş oraya gittik bekledik biraz muhabbet ettik saat 6.15'e kadar hadi gidelim dedim ve mekana doğru sürmeye başladı cafenin arka yolunu kullandık sessiz ve sakindi orada ilk süprizi yanıyordu; yere tuzla ismini yazdılar ve ispirtoyu döküp yaktılar orda kamera çekmeye başlamıştı her anı tabi ikinci şoku yaşıyordu ve sesini dahi çıkarıyordu baktı ve devam ettik cafenin önüne geldik küçük bi aksilik vardı bardakları yakmamışlardı onları yakmalarını bekledik ve içeri girdik herşey hazırdı yerimüze geçtik ve film başladı...Devamı yakında... :)
@YILMAZKILIC0 teşekkürler kardeşim bana olan yardımların için mekan senin :)