YENİ EV YENİ YAŞAM !!!

35 7 2
                                    

Herkezin hayatında hayallerini süsleyen bir ev vardır hani şu klasik pembe panjurlu gibi.Böyle hani kart postallık evler vardırya kocaman bahçesi kalabalık ağaçları olan herhezin hayalidir yaşamak.Ama ben böyle bir ev hiç hayal etmemiştim benim hayalimde içinde hergün mutlu mesut yaşadığımız akşam koşarak işten dönen babamı karşıladığım yada annemle beraber yemekler yaptığım bir ev hayal etmiştim .

Yani çoğu insanın aksine karşımda duran o kacaman ev benim gözümde sadece bir beton yığınına benziyordu ama yinede böyle bir evde Merve ile yaşamak isterdim.Onunla en büyük hayalimizdi yurtdan çıktıktan sonra beraber yaşayacağımız bir ev tutmaktı ama çok değil bunu yaklaşık bir ay önce kuruyorduk biz bu hayali ama o şimdi yanımda bile yok.Şuan yanımda olsaydı sokakta kalmayı bile tercih ederdim.Bu düşüncelerle ister istemez gözlerim dolmuştu göz yaşlarımın akmasına izin vermemek için başımı sağa sola salladım.Tabi Rüzgâr'ın sesiyle de sıyrılmış olabilirim.

-"Tabi sen daha önce böyle bir ev göremediğin için şaşırman normal ama bizim eve girmemiz lazım '' dedi.
Bu dediği sinirimi bozmuştu insanların zengin fakir diye yargılanması her zaman yanlış bulmuşumdur.Tabi bu lafın altında kalıcağım anlamına gelmez.

-"Nerden biliyorsun belki senden daha zengin biriydim seni bile cebimden çıkartırdım belkide niye öyle laf atıyorsun." bu tepkim karşısında ikiside şaşkın bir şekilde bana bakıyordu şimdiye kadar hanım hanımcık rolü yeter artık ben biraz atarlı giderli ağır abi takılan bir kızdım bu kadar bile sakin kalmam bir mucize.

-"Sen mi zenginsin zengin olsan ailen her yerde seni arıyor olurdu televizyonda gazatede sosyal medya senin fotoğraflarınla sallanırdı annen baban bile seni aramıyor birde senin paran mı olacak hıh" dedi Rüzgâr az önce tuttuğum göz yaşlarını şimdi tutamıyordum sicim gibi akıyordu gözlerimden hemen başımı aşşağı eğdim onun karşısında ağlayamazdım herkez onlar gibi annesi babası yanında el bebek gül bebek yetişmemiş olabilir tamam benim annesiz babasız oluğumu bilmiyor olabilir ama bu dalga geçilecek bir şey değildi.Araya Toprak girip.

-''Hadi artık içeri geçelim."dedi. Bende hemen ellerimle göz yaşlarımı sildim.En önde egoist beyimiz Rüzgâr onun arkasında Toprak en arkada da ben sessizce onları takip ediyordum .Kapıya geldikten sonra biz daha kapıyı çalmadan tahminen ellili yaşlarda bir kadın kapıyı açtı.Asıl dikkat çekici olan az önce bana gıcık davranan Rüzgâr gitmiş yerine bambaşka biri gelmişti.

-"Benim sultanım beni kapılarda mı karşılıyormuş ama olmuyor biz onca hizmetiçiye boşa mı para ödüyoruz sen gelip açıyorsun kapıyı. "

-"Aman be oğlum ne yaptım sanki alt tarafı evlatlarımı karşılıyorum hadi hadi geç en sevdiğin böreklerden yaptım gitde ye."dedi.Onlar böyle konuşurken bizde Toprakla onları izliyorduk.Rüzgâr börek adını duyunca koşarak mutfak olduğunu tahmin ettiğim yere doğru gitti.Toprak kadına dönüp

-"Ayşe sultan bak bu sana bahsettiğim kişi" dedi.Kisi diye hitap edilmek değişik hissettirmşti .Toprak sanki aklımdakileri okumuş gibi

-"Sana bir an önce bir isim bulmamız gerek."

-"Tamam da ne olucak."

-"Bilmem sevdiğin bir isim felan varmı o olsun.''O sırada Ayşe Sultan

-"Ben sana bulurum yavrum bir şey siz geçin içeri.

Demek ki Ayşe sultan'da benim hafızamı kaybettiğimi zannediyordu Allahım ben kaç kişiye birden yalan söylüyordum ne diyeyim bindik bir alamete gidiyoz kıyamete.

Salona girdiğimizde içerisinin de kocaman olduğunu fark ettim beyaz renk koltuk takımları üzerinde kırmızıve siyah yastıkları vardı.Tam karşılarında da yine siyah ünitesiyle televizyon duruyordu ama böyle kocaman bir şey gözlerim şok içinde açılmıştı tabi yurtda televizyon felan görmediğimizden bana garip geliyor.Ama yinede küçük bir evin daha samimi ve sıcak olduğu fikrimi değiştirmiyordu bunlar.Toprak

-"Eee yeni evini nasıl buldun."

-"Güzel"dedim kısaca ne siyebirdim ki başka.

-"Tamam otursana ayakta kaldın "dedi bende yakınımda olan tekli koltuğa oturdum oda benim tam karşıma ikili koltuğa oturdu.

Ortam oldukça sakindi ikimizdende ses çıkmıyordu umarım bu durumlar kısa sürerdi çünkü ben bundan oldukça rahatsızdım bir an önce hayatımın monotonlaşmasını istiyordum ben öyle herkez gibi ekşın seven biri değildim tamam biraz atarlı olabilirdim ama sakin bir hayatı severdim.Hayatımdaki tek aksiyon okuduğum kitabın sonunu merakla beklemekti.Benim yaşam enerjim Merve'ydi. O olmayınca şu koca dünyada kaybolurdum ben ki kayboldum da şu an ne durumdayım ne haldeyim bilmiyorum çok garip bir durumdu bu.

Az sonra Ayşe sultan Songül diye birini çağırmaya başladı.Toprak bana Songül diye birinden bahsetmemişti inşallah o da Rüzgâr gibi gıcık biri değildir diye düşünürken Ayşe sultan

-"Kızım sana sesleniyorum ya niye cevap vermiyorsun''dedi.

-"Ayşe sultan sen bana mı sesleniyordun " dedim.

-"Evet kızım duymadın mı."

-" Şey Ayşe sultan Songül diye çağırınca ben bana seslenmediğini düşündüm."

-"Bundan sonra senin adın Songül olsun ben öyle koydum."dedi. Pek sevmemiştim bu ismi yurtdayken devamlı kavga ettiğim bir kızın adıydı.Ama tabi beğenmedim demicektim kadın o kadar tatlı bir şekilde benimsemiş ki beni annem diyip sarılasım var yani o kadar.

-'Efendim Ayşe sultan."

-"Kızım ben senin odanı hazırladım biz sofrayı hazırlatana kadar istersen sen git duş felan al."dedi aslında bir duş almam gayet iyi olurdu rahatlardım.

-"Tamam Ayşe sultan"dedim

-''Gel kızım seni odana çıkarayım o zaman."

-''Ayşe sultan sen yemeklerle ilgilen ben gösteririm odasını Songül'ün".dedi

Toprak önden yine ben arkadan merdivenlerden çıkmaya başladık ikinci kata geldiğimizde bir kapıyı açtı ve orada durdu.

-" İşte burası odan tam karşıdaki Rüzgârın yan odada ben kalıyorum Ayşe Sultan'da aşşağı katta kalıyor sen gelmeden önce senin için birkaç parça kıyafet aldırdım şimdilik idare et daha sonra senle alışverişe gideriz.Tamam mı"

-"Sağol teşekkür ederim ''

-"Önemli değil."

Açtığı kapıdan içeri girdim beni direk camın önündeki yatak karşıladı ben öyle herkez gibi pencere kenarında yatak olmasını sevmezdim.Sabah güneşin gözlerimi delip geçmesinden niye hoşlanayım ki yatağın karşısında da makyaj masası ve ayna vardı duvar kenarında da büyük bir dolap kendimi acaba o dolabı nasıl dolduruyorlar diye düşünmekten alı koyamadım.Tabi herkezin benimki gibi on parçayı geçmeyen kıyafetleri yok.Odanın içinde bir kapı vardı büyük ihtimal banyodur diye tahmin ettim.Ben odayı incelerken Toprak

-"Odayı beğendin mi beğenmediğin bir şey varsa değiştirebiliriz "dedi.

-"Ah yok hayır gayet güzel oda tekrar teşekkür ederim."

-"Teşekkür etmene gerek yok ben çıkayım artık sen rahatına bak"dedi ve kapıyı kapaltıp çıktı.

O kapıyı kapaltınca ben koşarak geri açtım klostrofobim vardı benim ondan dolayı bir süre buraya alışmadan kapıyı kapaltamazdım.Dolaba yönelip içinde neler olduklarına baktım ve büyük bir şok geçirdim ben bunları hayatta giymezdim.
Hepsi bir karış etek ve şortlardan oluşuyor .hep sıfır kol tişörtler var ne giyicem ben şimdi.Bunu duştan sonra düşünmeyi bırakıp banyoya gittim ve kocaman bir duşa kabinle karşılaştım.Normal olarak duşa kabininde kapısını açık bırakacağım için ne olur ne olmaz diye gidip odanın kapısını kapalttım.Kilitleyim mi diye düşünmedim bile burda kilitli kalırsam krize girerdim.Hemen banyoya girip hızla üzerimi çıkarttım aslında büyük bir alan olsa korkmazdım ama banyo odaya göre küçüktü duşa kabinin kapısını açık bırakıp içine girdim yinede biraz tedirgin olmuştum ama düşünmemeye çalışıp hızlıca duş almaya başladım.Maşallah adamlarda para bol binbir çeşit sabun ve şampuan vardı içlerinden en güzelini alıp saçımı köpürtdüm.Son kez başımı bir daha yıkayıp durulamaya başladım sonuçta kaç gündür hastanedeydim.Son kez durulanırken gözümü açtım ve şimdiye kadar ki en büyük şokumu yaşadım.

Çünkü gözümü açtığımda bir çift gözle karşılaştım.


Multimedyada Rüzgâr var !!!

HAYAT GEÇ KALMAYI AFFETMİYORHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin