NE YAPICAM !!!

50 6 2
                                    

TOPRAK'TAN

İçeride kanlar içinde yatan Songül'e karşılaştım.Bir ara Ayşe sultanla konuşup şu ismi değiştirtmem lazım.

Hemen kucağıma alıp aşşağı indirdim bir yandanda Rüzgar'a sesleniyordum

-"Rüzgâr çabuk aşşağı gel arabayı hazırla."

-"Ne oluyor ya "diyerek aşşağıya inerken kucağımda kanlar içinde ki Songülü görünce hızlanıp evden çıktı bende o sırada Ayşe sultanı sakinleştirmeye çalışıyordum.

Göz yaşları içinde bize bakıyordu ne ara bu kadar benimsemişti bu kızı.

-"Ayşe sultan tamam sakin ol hiç birşey yok hastaneye gidip gelicez ."

Hemen evden çıkıp kucağımda onu düşürmeden hızlı adımlarla arabaya yöneldim benim geldiğimi gören Rüzgar kapıyı açıp binmeme yardım etti kapıyı kapaltıp hemen sürücü koltuğuna oturup son gaz en yakın hastaneye doğru yol aldı.Hastanaye geldiğimizde Rüzgâr hemen içeri girip sedye getirin diye bağırdı hemen bir doktor ve iki hemşire koşarak geldi getirilen sedyeye onu bırakıp hemen ameliyathaneye aldılar daha bir gün dahi hastaneden uzaklaşamadık döndük dolaştık yine buraya geldik Rüzgâr'a baktığımda duvarın köşesine çökmüş devamlı birşeyler söylüyordu yanına yaklaşıp ne dediğini anlamaya çalıştım sanırım 'benim yüzümden oldu'tarzı birşeyler geveliyordu ama ne dediğini anlayamıyordum bir türlü az sonra içeriden bir hemşire çıktı:

-"Acil ABrh+ pozitif kan lazım" dedi. Benim kan grubum değildi ama Rüzgâr'ın kanıyla uyuşuyordu.

-"Benim kanımla aynı ben veririm kanı" deyip hemşireyle beraber gittiler bir süre sonra Rüzgâr yanıma geldi.

Yaklaşık yarım saat sonra ameliyathane kapısı açıldı hemen yanına gidip

-"Durumu nasıl doktor bey .''

-"Hastamızın durumu gayet iyi onu şimdi odaya alıcaz ama hastamızın intihar etmesinden dolayı onu psikoloji servisine yönlendiricez bu durumu tekrarlamaması için"

-"Tamam doktor bey bu konuyla ilgilenicem." dedim

Az sonra Songül'u odaya aldılar hemen hemşirenin yanına gittim ve içeri girip giremiyeceğimi sordum.Az sonra zaten yanındaydım ama bunu neden yaptığını bir türlü çözemiyordum bizim yüzümüzden oldu desem hiç eve gelmeyi kabul etmez di gerçi bende neyi sorguluyorsam kızın beyni sıfırlanmış bildiğin reset atılmış hiç birşey bilmiyor hatırlamıyor böyle bir şeye kalkışmış olması normaldi doktorlar bir süre sonra uyanacağını söylemişlerdi.Doktorun yönlerdirdiği psikoloğa gitmiştim o uyanmadan onlara nasıl davranmam gerektiğini öğrenmek istemiştim o da bana neden yaptığını yada birdaha yapma gibisinden baskı uygularsam bunu tekrar yapabileceğini bu olayı hiç yaşanmamış gibi davranmam gerektiğini söylemişti bende böyle yapıcaktım ama uygun bir dille psikolojik tedavi almasını söyleyecektim diğer insanlar gibi psikoloğa gidenin deliler olduğunu düşünmek gibi bir yanlışa düşmüyordum psikologlar bazen en yakın arkadaşın dahi olabilirdi annemle babamın ölümünden sonra uzun bir süre gitmiştim ondan sonra da alışkanlık haline getirmiştim içinden çıkamayacağın sıkıntılarını gideriyordu.Ben böyle düşünürken aklımdakilerden Songül'ün sesiyle sıyrıldım.'Merve ' diye sayıklayıp duruyordu gözlerinden yaşlar akmaya başladı bu Merve kimse onu çok üzmüş yada kötü bir kâbus görüyordu uyandırmaya çalıştım ama olmuyordu vücudu titremeye başlamıştı.

-"Uyan hadi aç gözlerini bak bana hadi uyan "diye seslenip bir yandanda sarsıyordum.Az sonra uyandı ve hıçkırıklarının arasında etrafı gözlemlemlemeye başladı sanırım nerede olduğunu çözmeye çalışıyordu gözleri beni bulduğunda gözlerime baktı ve hemen gözlerini çekti kendi kendine söylenmeye başladı.

-"Ah çok beceriksiz biriyim ah salak kafam bir işide doğru düzgün halledemiyorum"

-"Hayır Songül sen salakda beceriksizde değilsin tamam mı böyle düşünmeyi kes."

-"Evet öyleyim ölmeyi dahi becermeyecek kadar salağım."

-"Hayır Songül bir daha ölümden bahsetmek yok ve böyle bir şeye bir defa daha kalkışmıcaksın."

-''İlk önce anlaşalım ve bana.Songül diye hitap etmekten vazgeç ve benim kararlarıma karışma ölmek istersem ölürüm sanane sen kimsin ki benimle ilgileniyorsun." Bu dedikleri kalbimi kırmıştı neden olduğunu bilmiyordum ama birileri sanki kalbime bıçak saplıyorlardı ve bu canımı çok yakmıştı ona ne cevap vericeğimi bilmiyordum sahi ben kimdim ki ona ne sıfatla karışabilirdim ki

-"Doğru ben senin için hiç bir şeyim."dedim ve kapıyı çarpıp çıktım onun için bir hiç olmaya dayanamamıştım.

YAĞMUR'DAN

Toprak
-"Doğru ben senin için hiç birşeyim " deyip kapıyı çarpıp çıktı .Sanki o kapıyı bana çarpmıştı kalbim sanki o kapının arasında sıkışmıştı niye böyle hisstemiştim bilmiyordum ama bu histen hoşlanmamıştım kendimi affettirmek istiyordum onu kırdığım bariz bir şekilde ortadaydı yataktan inip kapıya yöneldim yataktan çıkarken bileğimi acıtmıştım kolumdaki serumu çıkarıp attım bu canımı daha çok yakmıştı kapıyı açıp dışarı çıktım etrafıma baktığımda gözükmüyordu belki bahçeye çıkmıştır diye dışarı çıktım ama ortalıklarda yoktu belki hastanenin kafetaryasındadır diye tekrar içeri girip o tarafa yöneldim ama orada da yoktu artık iyice yorulmuştum son kez terasa çıkmaya başladım teras kapısını açıp içeri baktım başı yerdeydi ve vücudu sarsılıyordu acaba ağlıyormuydu hem niye ağlasın ki benim geldiğimi dahi fark etmemişti
Yanına gidip omzuna dokundum başını yavaşça kaldırıp baktı ben olduğumu görünce hemen göz yaşlarını silmeye kalkıştı bende yanına yaklaşıp yere oturdum bana yandan bir bakış atıp

-"Niye yatağından kalktın."dedi

-"Canım sıkıldı eğer sakıncası yoksa eve gitmek istiyorum"dedim.Ben buraya farklı bir nedenden dolayı gelmiştim ama az önceki kendime inancım kaybolmuştu.

-"Tamam hadi gidelim ama ilk önce psikoloğunla görüşmemiz lazım."

-"Ne psikoloģu ben psikolog felan istemiyorum."

-"Hayır Songül bundan kaçamazsın doktorla konuşacaksın."

-"Hayır görüşmücem ve bana Songül demeyi bırak ben Songül felan değilim ve eğer psikolog diye tutturmaya devam edersen bu hastaneden tek başına çıkarsın ve seninle gelmem."diye bağırdım.

-"Tamam o zaman ne halin varsa gör ben gidiyorum sende sokaklarda bir başına ne yapmayı planlıyorsan onu yap sana karışmıcam "diye kükredi evet adeta kükredi bu sesin ondan çıkmasını beklemezdim.

Ona bakmadan terastan çıkıp hastane odama gidip üzerimi değiştirdim ve hastane çıkışına yöneldim etrafıma bakıp Toprağı aradım içimde bir yerlerde onun ortaya çıkıp beni durdurmasını bekledim ama bunun olmayacağını biliyordum.Kim beni sevip yanında istesin ki isteklerime saygı duyup her halimle kabul etsin.

Sakinleşmek için deniz kenarına gitmek istedim ama buraya baya uzaktı ve hiç param yoktu yinede aldırmayıp yürümeye başladım.Yaklaşık yarım saattir yürüyordum ve hem yorgunluğu hemde açlığı iliklerime kadar hissediyordum en yakınımdaki banka oturup dalgaların gelgitlerini izlemeye başladım.Bundan sonra ne yapıcağım konusunda hiç bir fikrim yoktu.Kitaplardaki gibi şanslı biri olsaydım diye düşündüm o zaman hemen bir iş bulur hemde patronum iyi kalpli bir adam çıkar ve kalacak yer ayarlar felan.Dalgarın sesi beni iyice uyuşturmaya başlamıştı ve üşüyordum üzerimde sadece bir tişört vardı kollarımı kendime dolayıp ısınmaya çalıştım ama bir işe yaramıyordu.Yavaş yavaş uykum gelmeye başlamıştı banka uzanıp cenin pozisyonu aldım gözlerim gittikçe kapanıyordu ama uyuyamazdım hava kararmıştı ve ne olacağı belli olmazdı.Ne kadar o şekil kaldım bilmiyorum ama artık gözlerime hakim olamıyordum gözlerimle yaptığım savaşı kaybedip en sonunda kapalttım tek hatırladığım şey ise vücudumda gezen ellerdi.

Nasıl oldu bilmiyorum ama inşallah beğenirsiniz. Selamun aleyküm !!!

HAYAT GEÇ KALMAYI AFFETMİYORHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin