BİRAZ DA ESKİLER !!!

39 6 11
                                    

TOPRAK'TAN

Şirketten sinirli bir şekilde çıkıp arabaya bindim.Aylardır üzerinde uğraştığım projenin asılı kayıptı nerde olduğunu bilemiyordum bir türlü .Asıl planın teslim tarihi de yarındı ama ortada proje yok.Yarın akşam ki kurul toplantısın da eğer taslak sunarsak projeyi bize vermezlerdi ve o kadar çalışma boşa giderdi.

Arabada son gaz ilerliyordum ne yapıcam bir türlü bulamıyordum projeyi eve götürmediğimden emindim şirkette odamdaydı ama her yeri aradım hatta herkezin odasını arattım ama yok yer yarıldı da sanki içine girdi.Çalınma ihtimalini aklıma getirmek istemiyordum eğer o plan çalınırsa çok büyük bir mevla para kaybederdik yüz binlerce liradan olabilirdik.Camları açıp arabanın içine havanın girmesine izin verdim zira sakinleşmem lazımdı az sonra telefonum çaldı arayan en yakın çalışanlarımdan biriydi ben şirketten çıktıktan sonra o çalışanları sorguya çekicekti

-"Efendim Cem."

-"Alo abi bir haber var"

-"Buldunuz mu projeyi nerdeymiş"

-" Şey abi bundan pek hoşlanmıcaksın."

-"Ne oldu Cem bekletmede söyle çabuk."

-''Abi projeyi soykan holdingin adamları çalmış abi."

-"Nasıl çalmışlar ne zaman gimişler hiç kimse fark etmemiş mi onca güvenlik ne işe yarıyor orda."

-"Abi güvenliklerin bir suçu yok Ahmet projeyi çalıp para karşılığında soykanlara vermiş."

-'' Ahmet mi çalmış nasıl öğrendiniz peki."

-"Muhasebeden bütün çalışanların hesapları incelendi abi bir hafta içerisinde Ahmet'in hesabına yüklü miktarda para yatırılmış.Bunu öğrendikten sonra kenara çekip biraz sıkıştırdık zoru görünce de kendisi itiraf etti."

-"Tamam Cem ben şuan eve gidiyorum yarın sabah erkenden gelirim şirkete sizde o sıra niye yapmış ayrıntılı bir şekilde öğrenin"

-''Tamam abi iyi günler"

Günlerdir şirkette geceliyordum doğru düzgün uyku bile uyumuyordum umarım Ahmet'in beni bunca liralık kaybı yaşatmasının mantıklı bir açıklaması vardır diye geçirdim içimden çünkü o yediği kaba tükürmeyecek biriydi.

Sinirle seğiren gözlerimi elimle ovuşturmaya başladım tam elimi gözümdek çekmiştim ki önüme koşan bir kız geçti.Hızla frene bastım ama ne yazık ki durduramadım arabayı ve sertçe çarptım.Başımı direksiyona çarpmıştım ve muhtemelen kaşım patlamıştı ama şuan yüzümün kanlar için de kalması değil yerde yatan bu küçük kız önemliydi hemen arbadan inip yanına gittim basından akan kanlar yerde küçük bir gölcük oluşturmuştu hemen üzerimdeki hırkayı çıkartıp başına tampon yapmaya başladım herkez etrafımıza dolan mış kendi kendilerine mırıldanıyorlardı.Az sonra ambulansın o acı sesi kulaklarmı doldurmuştu.Hemen arabaya bindirip bende ambulansın ön koltuğuna oturdum arkada müdehale ettiklerinden dolayı beni oraya almamışlardı.Hastaneye geldikten sonra onu acilen ameliyathaneye aldılar kapının önünde beklerken yanıma hastane polisleri geldi ve olayın nasıl olduğunu sordu bende onlara yolda giderken bir anda koşarak önüme çıktığını son an da fark ettiğimi ve frene basmama rağmen arabayı durduramadığımı söyledim.Onlarda benim çarptığımdan dolayı beni ifademi resmi bir şekilde almak için karakola götürdüler bende karakola giderken yolda şirketin avukatını aradım oda direk karakola geldi ,benim ifademi alıp nezarete attılar çarptığım kız henüz kendine gelmediği için avukatım tutuklanmamam gerektiğini söyledi ve bir gece karakolda kaldıktan sonra çıkardılar.

Dün gece çarptığım kızın yanında refakatçi olarak Rüzgâr kalmıştı hemen hastaneye gidip Rüzgârı buldum

-"Nasıl durumu bir haber varmı Rüzgar "dedim.

-"Abi kızı yoğun bakıma aldılar uyutucaklarmış bir kaç gün bundan sonrası onda dediler yapacakları birşey yokmuş."

O günden sonra başından hiç ayrılmadım gözlerini açması için her gün Allah'a dua ettim nedeni ni bilmiyordum ama sanki günden güne daha çok bağlanıyordum.

Annem ve baba mı trafik kazasında kaybetmiştik.Annem kız kardeşime hamileyken bir gece bağrışla uyanmıştık sonradan öğrendim ki annem o gün doğuma gidiyormuş babamla annem telaşla arabaya binip gitmişlerdi bizi de Ayşe sultana emanet emişlerdi. Rüzgâr iki ben yedi yaşındaydım o günleri yarım yamalak hatırlıyorum.Gözlerimin önünde devamlı teyzemin,dayılarım,halalarımın,amcalarımın feryat figanları vardı hep.Meğer annemler o gece kaza yapmışlar ve annem ve babam kurtulamamıştı bir tek kız kardeşim kurtulmuştu ama onada o bizim kardeşlerimizin katili diyerekten bakmamışlardı.

Biz o günler bu kadar çok zengin deģildik.Doğan kız kardeşimi de hiç kimse sahip çıkmamıştı ve kardeşimi yurda bırakmışlardı o kadar kişi kardeşime bakmak istememişlerdi.Büyüyüp kendi ayaklarımın üstünde durmaya başlayınca Rüzgarı da alıp eski annemlerle hatıralarımız olan eve gelmiştik Ayşe sultanı da çağırıp hep beraber yaşamaya başladık Ayşe sultan kardeşime bakmak istemişti ama bizimkiler iztememişti bende o günden sonra hep bunu bekledim Rüzgâr ve kardeşimle beraber yaşamaktı hayalim ama yıllardır aramama rağmen bulamamıştım kardeşimi akrabalarımı bırakıp başka eve taşındım yükseldim zengin oldum kardeşimle yaşıyorum diye benim kardeşimi bir başına sahipsiz bırakan insanlar şimdi bana kızıp yanımızdan gittin diye güya küsler para vermiyorum ya bütün dertleri o bir türlü kardeşimi verdikleri yurdu söylemiyorlardı.

Kardeşim de yaşıyorsa eğer bu yaşda olucaktı belkide ondan dolayı bu kadar takmıştım bu kıza.

Günler sonra gözünü açmıştı buna çok sevinmiştim.Ama hafızasını kaybetmesine çok üzülmüştüm annesiz babasız büyüyen biriydim ve ailenin önemini anlayanlardandım annesi babası kızlarından haber alamayınca deliye dönmüşlerdir üstelik benim yüzümden Rüzgâr buna tamamiyle karşıydı ailesi olsa şimdiye kadar çoktan çıkmıştı belkide sırf para almak için bilerek atladı arabanın önüne diyor du klasik Rüzgar işte bir türlü kadınlara güvenmiyordu.

Onu eve götürmeye zor ikna etmiştim zaten beni tanımıyor hafızasını kaybetmiş bize güvenmemesi normaldi.Ona nasıl hitap edeceğim sıkıntılıydı doğrusunu söylemek gerekirse şu Songül ismini hiç beğenmemiştim (songül isimli olanlar alınmasın söz meclisten dışarı )
Ama Ayşe sultanı da kırmak olmazdı.Evdeki odasını ben hazırlatmıştım ben seçmiştim mobilyaları ama kıyafet işini Ayşe sultana emanet etmiştim zevkli kadındır kendisi ama işi olduğu gün Rüzgâra aldırmış kıyafetleri keşke önceden kontrol etseydim o Rüzgârın işi belli olmazdı gerçi ona alışveriş yapabileceğimizi söylemiştim.

Bu günlerde onu çok düşünür olmuştum Ayşe sultan bunu farklı türden yorumluyordu ama ben tamamiyle karşı çıkıyordum.Kahverengi saçlarıyla uyumlu kahve gözleri miyop yüzü beni farklı hissettiriyordu.Hastanede yapılan kontrollere göre doktor onun 17-18. yaşında olabileceğini söylemişti ama yinede aramızda yaş farkı vardı ben 24 yaşıdaydım ve öyle Rüzgâr gibi yakışıklı felan da değildim.Amaan ben ne diyorum ya.Düşüncelerimden Ayşe sultanın sesiyle irkildim.

-''Hadi oğlum sofra hazır sen geç oturda ben diğerlerini çağırayım."dedi.

-"Yok anne bütün gün yoruldun saten sen otur ben çağırırım milleti."deyip merdivenlerden çıkmaya başladım yukarı çıkıp Rüzgarın odasına girdim ki Arzu yani bizim hizmetçiyle yiyişirken buldum hemen Arzuyu kolundan tuttuğum gibi Ayşe sultanın şaşkın bakışları arasında dışarı attım ve Ayşe sultana açıklama yapmadan yukarı çıktım Songül'ün kapısını açıp baktım ama odada kimse yoktu seslendim ama ses gelmedi gidip açık olan banyo kapısından içeri girdim ki girmez olaydım bu sahneyle karşılaşmak istermiydim bilemiyordum.

Bu bölümden pek emin olamadım ama inşallah güzel olmuştur !!! Selamun aleyküm

HAYAT GEÇ KALMAYI AFFETMİYORHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin