Noha hala Taylor'u arıyordu. Bu adam üssün sınırları içerisinde olamazdı. Peki ya öyleyse neredeydi ? Taylor, Noha'nın en yakın dostuydu. Onu da kaybetmeyi göze alamazdı. Noha için bu çok ağır olurdu. Bir bahane bulup bi an önce üssün dışına çıkması gerekiyordu. Taylor'u üsten uzaklaştıran sebep neydi ? biriyle mi tartışmıştı, yoksa başka bi neden mi yatıyordu bu kaçışın ardında. Yada sadece biraz gezmek için de çıkmış olabilirdi. Ama neden böyle bir şey yapsın ki ? üssün içinde dolaşamıyor muydu ? Noha'nın kafası bu sorularla doluydu. Saat çok geç olmuş, ama Taylor'un kayıp olduğunu sadece Noha biliyordu. Şimdi tam zamanıydı. Çıkıp Taylor'u arayacaktı. Yoksa hem en yakın arkadaşını, hem de aklındaki bu deli soruları bir tarafa asla bırakamıyacaktı. Yattığı yatak bile rahat vermez olmuştu artık ona.
Noha'nın kendini kötü hissetmesi için yalnızca bir neden vardı. Taylor'un kaybolması. Onu aramalı mıydı ? ama saat cok geç olmuştu. Bu saatte üssün kapıları kapalıydı, ve kilitliydi. Ayrıca kapı korumaları da nöbetteydi. Başka bir yol bulmalıydı. Taylor'un başı dertte de olabilirdi. Yüzbaşı Karter'in de dediği gibi:
"tehlike kapımızda, her an her şey olabilir. Noha, dikkatli olmalıyız."
Yüzbaşının sesi Noha'nın kulaklarında çınlıyordu. Noha saate baktığında ta 03:26 yı gösteriyordu. Bu Taylor'u aramak için en iyi fırsattı. Noha sessizce odasından ayrıldı. Çünkü diğer askerlerle odası arasında çok fark yoktu. Hatta dip dibe bile diyebiliriz. Noha gerekli tüm hazırlıkları yaptıktan sonra artık dışarı çıkmak için doğru zamanı beklemek kalmıştı. Üssün 4 kapısı vardı. 4'ü de farklı bölümlere açılan kapılar. Ve işin aksi, her kapıda 3 koruma vardı. Noha bunu tek başına yapamayacağını anladı. Ama bu saatte bu saçma fikir için kimi kaldıracaktı yatağından.
"-Gwen. Evet her ne kadar kavga etsek de dostluğuna en çok güvendiğim kişi o. Hem Taylor'u da çok sever. Bu işi yapacak bir kişi varsa o da Gwen olmalı. Hay aksi. Gwen'in odası en olmayacak yerde. Olamaz. Yüzbaşının odasının hemen karşısında. Yüzbaşı uyurken asla kapısını kapatmaz. İlk önce onun kapısını kapatmam gerek. Bunu nasıl yapacağım ? Lanet olsun, Taylor, dostum beni ne kadar zor durumlara soktun. Bunun bedelini ağır ödeyeceksin. Aşağılık serseri.."
Noha, sessizce Gwen'in odasının bulunduğu yere girdi. Ayağındaki botları çıkarmıştı. Çünkü botun ucundaki demirler yere değdikçe ses yankı yapıyordu. Ve bu Noha'nın cidden hiç hoşuna gitmiyordu. Böylesine sinir bozucu bir ses kimin hoşuna gidebilirdi ki ? Çat, Çat, Çat..
Noha, Gwen'in odasına biraz daha yaklaşmıştı ki çok korkunç bir olayla karşı karşıya kaldı. Yüzbaşı yatağında yoktu. Peki ya öyleyse neredeydi bu adam ? Hem de saat gecenin 4'ünde. Noha çok paniğe kapılmıştı. Kalbi yerinden çıkacak gibiydi..
Noha'yı korkutan, yüzbaşının odada olup olmaması değildi. Onu asıl korkutan, Taylor'un odasından seslerin geldiğiydi. Oysa ki Taylor üssün içinde bile değildi. Kimdi bu sesleri çıkaran ? Noha tedirgin olmuştu. Aklında iki soru vardı. O kişi ya Taylor'un ta kendisiydi. Yada yüzbaşı onun odasında bir şeyler arıyordu. Noha ne pahasına olursa olsun sonucunu düşünmeden hızla Taylor'un odasının bulunduğu bölüme gitti. Onun odası 7. Bölgedeydi. Araplar ise 6. Bölgede kaldığı için de onlarla arası çok iyiydi ve bu yüzden onun kaybolduğunu anladığında ilk olarak Araplara sormak istemişti.
Noha 7. Bölgeye geldiğinde odadan gelen sesler iyice artmıştı. Artık bu seslerin sorumlusunu öğrenmeliydi. Odanın kapısını açtı ve karşısında yüzbaşı Karter'i gördü. Her ikisi de birbirini karşısında görünce çok şaşırmışlardı.
"-Noha ! Ne istiyorsun ?
"- Efendim. Odadan bu kadar çok ses geldiğini duyunca rahatsız oldum ve merakımı gidermek için gelmiştim. Bu oda Taylor'un odası fakat onun yerine sizi görüyorum.
"- Evet. Senden Taylor'un yanına gidip istatistikleri getirmeni istemiştim. Ama senin daha önemli işlerin olduğunu sanıyorum. Çünkü yanıma kimse gelmedi. "
"- yüzbaşı. Size açıklamam gerek bir şey var. Taylor.."
"- Evet Noha. Biliyorum. Onu odasında görmeyince anlamıştım. Nerede olduğunu biliyor musun ? "
"- Son yarım gündür onu hiç görmedim. Bunu aslında size söyleyecektim ama yapamadım."
"- Neden ? "
" – Çekindim efendim. Onu size haber vermeden bulabileceğimi düşündüm. Ama anlaşılan siz de benim bildiklerimi biliyorsunuz. Üsteki insanlara bildirecek miyiz bunu ? "
"- Hayır Noha. İnsanları korkuya düşürmek istemem. Bu işi ikimiz halledeceğiz. Sen ve ben. Hazırlan Noha. Çıkıyoruz."
"- Nereye efendim ? "
"- Taylor'u aramaya."
"- emredersiniz. Efendım. Peki Taylor'un odasında ne arıyordunuz ? "
"- Hiç. Sadece, sad..
Yüzbaşının sözü yarıda kesildi ve buna sebep olan şey telsizdeki ses olmuştu. Bu James Sweet'in sesiydi. Günler sonra tekrar üsse ulaşmayı başarmıştı. Ama sesi çok garip geliyordu. Çok bozuk ve az geliyordu. Noha ve Karter, James'in ne dediğini anlamaya çalışıyorlardı ama oldukça zorlanıyorlardı. Ses artık tamamen kesilmişti. Fakat yalnızca birkaç saniye sonra ses tekrar düzeldi. Ve James'in söylediği garip cümle Noha ve Karter'i çok ürpertmişti açıkçası. Söylediği sözler şunlardı:
"- Ölüm, ölüm yaklaşıyor. Grubumuz Artık tamamen yok oldu. Hiç su kalmadı. Yiyecek de öyle. Artık sadece ben kaldım. Tek başımayım. Dikkatli olmanız gerek. Grubumun yok olması sadece susuzluk ve açlık değil. Çok değişik insanlar görüyorum. Tabi onlara insan denirse. Dudakları olmayan, her yerinde kan olan, ve çok hızlı olan korkunç insanlar. Onlara görünmemeye çalışıyorum. Saldırıyorlar. Ve parçalıyorlar. Karşısındaki ne olursa olsun. Hiç yorulmuyorlar. Yürüyen ölü gibiler bunlar. Eğer onlardan birisiyle karşılaşırsanız, asla mücadele etmeyin. Sizi kolaylıkla yakalarlar ve oracıkta parçalarlar. Kendimden bir umudum kalmadı artık. Bu sizle olan son konuşmam. Tabi buna konuşma denirse. Lanet olsun. İşte, onlardan biri geliyor. Dediklerimi unutmayın. Kapatmalıyım...
Arkadaşlar, okul bir yandan roman bir yandan zorlanıyorum. bu yuzden kısa kısa ama sıklıkla paylaşacağım bölümleri. takipte kalın. teşekkürler :) Bu arada romanı iyice sürükleyici bir hale getiriyorum yavaş yavaş :) Tam hayalinizdeki roman olacagından emin olabilirsiniz :)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Noha'nın Günlükleri
Teen FictionBu sadece bir roman değil. Aksiyon, bilimkurgu, heyecan, aşk, korku, gerilim. Hepsinin bir kitapta birleşimi. İçinde sizi neler beklediğini asla bilemezsiniz. Bakmadığınız sürece tabiki. Bir göz atın :) pişman olmazsınız :)