YILBAŞI

1.7K 65 22
                                    


            Yılbaşı günü çoğu kişi evine gidiyordu. Bizimkilerde Sirius'un evine gidiyorlardı. Harry Sirius'un yüzündeki ifadeyi çokkkkkkkkkkkkkkkkkkkkkk merak ediyordu. Kendini görünce kim bilir ne kadar şaşıracaktı. 

           Sonunda hogwarts express'ine bindiler. Hepsi birlikte otururken kompartmana Draco Malfoy geldi. Pek kötü şeyler yapmamıştı takiiiiiiii o kelimeye kadar... Çapulcularla laf dalaşına başlamışken Lily araya girmişti. Bu sırada Lily'ye karışmamasını söyledi. Tabii ki dayağı bu yüzden yemedi. Bunu söylerken bulanık demesiydi. 

           Bu  sözcük James'in sabrını taşıran son damlaydı. O kelimeyi söylememeliydi. James asası olduğunu unutmuştu. Bu yüzden Malfoy aşırı dayak yedi. Her tarafı sızlıyordu. Ama bunu söylemiyicek kadar gururu vardı. 

            Bu yüzden sustu ve kompartımanın kapısını kapayarak gitti. James ve Sirius ise gülüyorlardı. Remus onaylamaz bakışlar atıyordu. Bu sırada Harry şekerleme almak için dışarı çıkmıştı. Elinde bir sürü şekerle döndü. 

           Hepsi şekerleri yemeye başladılar. Şekerlerde bitince Lily ve Remus birer tane kitap okumaya başladılar. Ama sonunda bu uzun yolculuk bitti ve inme vakti geldi. Hepsi sandıklarını aldılar ve duvardan geçerek mugglelerin arasına karıştılar. 

          Uzun bir süre yürüdüler ve sonunda Grimmauld Meydanı 12 Numara'ya geldiler. Harry aklında geçirdi ve kapıyı çaldı. Kapıyı ev cini Kreacher açtı. Açtığı gibi de söylenmeye başladı. " Kanıbozuklar, melezler hanımımın evini kirletiyorlar." Bunu duyan Sirius aşağı indi. 

          Ancak kapıdakileri görünce donup kaldı. Sonra Harry'e sarıldı. Gözü kapıdakilere takıldı. Tabii ki kendini hemen tanıdı. Remus'u görünce gülümsedi. James'e gelince gözleri doldu. Onları içeri davet etti.

          Hepsi girdiler. James kendini tanıtmaya hazırlanıyordu ki gelecekteki Sirius söze girdi. " Zaten sizi tanıyorum James." James bu cevap karşısında şaşırdı. Ama sonra bir anda kafasına dank etti. Tabii tanırdı. O Siriusdu. 

          O sırada biri kapıyı çaldı. Gelen pembe saçlı bir cadıydı. Bu sırada salona girdi ve yüzü göründü. Bu kişi Nympdora Tonks tan başkası değildi. Odada bir göz gezdirdi. Biran gözü yeni gelenlere takıldı. Onların kim olduğunu anlayınca gözleri parladı. 

         Hepsini kaldırdı ve tek tek sarıldı. Sonunda yoruldu ve bir koltuğa oturarak buraya nasıl geldiklerini sordu. Onlarda anlatmaya başladılar. Yarım saat sonra hikayeleri bitmiş vede karınları da iyice açıkmıştı. 

         Sirius bunu anladı ve mutfağa girerek onlara yemek hazırlamaya başladı. Bu sırada onlarda Tonks ile konuşmaya devam ediyorlardı. Tonks onlara çoğu şeyi anlatmışlardı ki Sirius yemeğin hazır olduğunu söyledi ve hemen yemeğe oturmazlarsa hepsini tek başına yiyeceğini söyledi. 

         Hepsi de Sirius'un  bunu yapabileceğini bildiklerinden hemen mutfağa koştular. Sirius yemeğe tavuk ve pilav yapmıştı. Kaymak birası ve ateş viskisi de vardı. Yemeklerini afiyetle yediler. Sonunda hepsi doyduklarında odaları ayarlamaya yukarı kata çıktılar. Sirius Hermione ve Lily'nin birlikte yatmalarını uygun gördü. 

        Diğerleride birlikte yatıyorlardı. Sirius , James ve Remus, Harry ve Ron birlikte yatıyorlardı. Dora içinde bir oda ayarlamıştı. Herkes rahattı. 

        Gözlerini güneş ışınlarıyla açtılar. Mutfaktan güzel kokular geliyordu. James ve Sirius koşarak aşağıya inerken Sirius'un ayağı kaydı ve James ile birlikte merdivenden yuvarlandılar. Canları çok yanmıştı fakat bunu unutmaları uzun sürmedi. Sirius mutfaktan onlara hemen gelmezlerse yemeklerin soğuyucağını ve aç kalacaklarını söyledi. Bunun üzerine herkes aşağı indi ve kahvaltı etmeye koyuldular. 

        Kahvaltıdan sonra Sirius muggle lerin lunaparkına gidiceklerini söyledi. Lily bunun üzerine çok mutlu oldu. Ama Harry olmadı çünkü bu gün Duddley'nin doğumgünüydü. Onlarda lunaparka geliyor olabilirlerdi. 

       Ancak bunu onlara söyleyip keyiflerini bozmak istemedi. Sonunda herkes hazırlandığında yani yaklaşık bir saat sonra lunaparka gittiler ve tabii ki Harry'nin düşündüğü oldu. Petunia teyze onlara bakıyordu. Daha doğrusu Lily'ye bakıyordu. 

         Lily bunun farkına vardı. Bunun üzerine Lily "Petunia ." dedi. Petunia Lily'ye bir adım yaklaştı ve koşarak ona sarıldı. İki kız kardeş birbirlerine sarıldılar ve Harry Petunia teyzenin ilk kez ağladığını gördü. Bu olaydan sonra lunaparktaki aletlerden birkaçına bindiler ve eve geri döndüler. 

        O akşam yılbaşıydı ve herkes hediyelerini vermeye başladılar. Sonunda geri sayım başladı. 10,  9, 8, 7, 6, 5, 4, 3, 2, 1 VE 0. Tüm salon alkış sesleriyle doldu. Bu noel herkes için çok mutlu geçmişti.

Çapulcular ve Lily Zaman YolculuğuHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin