Baekhyun büyüğünün ayak parmakları üzerine çıkarak onu öpebildiği kadar öpmeye çalışıyordu. Bu belki de son anlarıydı.
Sevgilisiyle geçirdiği son anların tadını çıkarmak isteyen Baekhyun...
Başkana tekrar yakalanma korkusuyla içi içini yiyen Chanyeol...
Aşk ve korku hangisi daha ağır basacaktı Chanyeol için.
Aşktı bu ağır basan duygu. Küçüğünün ince beline uzun kollarıyla kavradıktan sonra dudaklarıyla da karşılık vermeye başladı. Bu büyülü öpüşme onları daha çok zevkle dolduruyordu. Fakat izin veremezlerdi daha fazlasına.
İkisi de...
Bu büyülü öpüşme son bulduktan sonra sımsıkı sarıldılar birbirlerine.
Baekhyun Chanyeol'u kollarından tutarak ittirdi. Konuşmaya başladığı sırada hala kollarını tutuyordu.
"Chanyeol biliyorsun ki başkan..."
Chanyeol nefesini sesli bir şekilde verip , bu konuşmayı yapmak istemediğini belli ediyordu.
"Farkındayım, biliyorum. Sadece son bir kez daha, hiçbir şey yokmuş gibi davranamaz mıyız? Lütfen Baekhyun. Bu belkide... mutlu olabileceğimiz son zaman?"
Baekhyun anlayışla kafasını salladı ve eğdi. " Ben üzgünüm, Chanyeol. Her şey için. Yaptığım her şey için üzgünüm."
Chanyeol'un kalbi karşısındaki görüntüyle burkulmuştu. Güzel kaşlarının arasındaki çizgi, parıldayan gözlerindeki hüzün, öpmeye doyamadığı dudaklarının kıvrılışı... Buna bir son vermeliydi. Onu geri çekerek sarıldı ve saçlarını öptü. " Bir fikrim var. Sadece beni takip et, tamam mı?"
Baekhyun geri çekilerek gözlerine baktı. "Ne düşünüyorsun?"
"Merak etme. Sadece, bugün eğleneceğiz." Kısa bir sessizlikten sonra miniğin korktuğunu anlamıştı. " Bir şey olmayacak, söz veriyorum bebeğim. Sadece ufak bir geziye çıkacağız."
Odada Baekhyun'u yalnız bırakarak çıktı. Birdaha böyle bir fırsatları olamayabilirdi, kim bilir? Ona güzel bir gün yaşatmak istiyordu. Hatıralarında yer edinmek istiyordu.
Birkaç dakika sonra, elinde şapka ve ceketle geri dönerek ona uzattı. Baekhyun'un şaşkın bakışlarına karşılık bir gülümseme sundu ve bir süre uzattığı eli havada kalınca şapkayı karşısındakinin kafasına takarak bileğini tuttu. Baekhyun şapkayı düzeltmeye çalışırken bir yandan bileğindeki kol tarafından çekiştiriliyordu.
---
"Güzel, değil mi? Bana güvenmen gerektiğini söylemiştim."
Birbirlerinin kalp atışlarını duyabilecekleri kadar sessizdi. Yemyeşil çimenlerin üzerinde, Chanyeol eliyle kendini desteklemiş bir şekilde oturuyordu, Baekhyun ise dizlerini kendine çekmişti ve aşık olduğu adamın kucağında kafasını dinlendiriyordu. İkisi de derin düşüncelere dalmış, huzur dolu bir şekilde gökyüzünü izliyorlardı.
Ne kadar huzur dolu olsalar da şerefsiz başkan akıllarından çıkmıyordu. Ama bugün en huzurlu anlarını başkan stresi olmadan geçirmek gerekirdi.
Aniden başlayan yağmur , onların huzurunu bozmak yerine daha çok aşık olmalarını sağladı.
"Baksana pamuk şekerim , yağmur bizim için ağlıyor. Sanırım o da sonumuzu biliyor. "
"Bana pamuk şekerim mi dedin Byun Baekhyun?"
"Dememem mi gerekiyor? " derken gözleri pörtlemişti Baek'in.
"Hmm.. sanırım, yaklaş kulağına söyleyeceğim."
Baekhyun kafasını yaklaştırdığı sırada burnuna ufak bir öpücük kondurdu Chanyeol.
O öper öpmez birden şiddetlendi yağmur.
Bulutlar biliyordu gerçekten sonu...
Belki mutluluktandı bulutun gözyaşı belki de hüzünden
Kim bilebilir...
-milkşeyk/kimkaa
Hasta olduğum için hem kısa hem geç yayınladım üzgünüm.
-milkşeyk
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Chanbaek's secret room
FanfictionKai'ın küçük cenneti Soo' nun duyduğu seslerle başlar herşey.. Gizli bir oda ve iki aşık. Bu aşk engelleri geçebilecek mi ?