Sonunda Haftasonu diye sevinecekken telefonumun çalmasıyla sevincime ara verdim.
Arayan Zübeyir di
-Selam Ebrar
-Selam
-Ben şey diyecektim..
Sesi bi tuhaf geliyordu birşeyler karıştıyor bu.
-Söyle hadi?
-Ihm şey Tuğra nın ufak bir mevzuzu varmışta,sana söylememiş yollamassın diye..
Tuğra benim gerçekten de kardeşten öte gördüğüm bir insandı ve benden hiçbir şeyini saklamazdı.Ama bunu bana neden söylemediğini biliyordum,arada mevzu çıkınca hallederdik beraber ve ben onun böyle işlerle uğraşmasını pek istemezdim.
-Tamam hemen adresi ver. Kiminleymiş mevzu?
-Çocuğu bende pek bilmiyorum yeni biri sanırım kıllandırmıştır Tuğra yı yoksa gitmez biliyorsun ama sen bi konuşsan bana anlatmadı pek sana söyler muhtemelen.
Tabiki de söyleyecek dalga mı geçiyosun benden birşey saklayamaz o.
-Tamamdır ben konuşurum saol. Görüşürüz.
-Görüşürüz.
Telefonu kapatınca hemen Tuğra yı aradım,çok geçmeden açtı.
-Ebrar ben seni daha sonra ararım meşgulüm de.
Bir de meşgulüm diyor. Adresi verecekken.
-Bak hemen adresi veriyorsun bende geliyorum.
-Biliyordum Zübeyir dedi demi,her neyse ben hallediyorum mühim bir şey değil.
Sesi aceleci geliyordu,maksat telefonu biran önce kapatmak biliyorum ama kaçış yok.
-Adresi bekliyorum,atmazsan seni güzel bir sorguya çekerim haberin olsun!
Sinirli bir şekilde telefonu kapattım ve yüzümdeki zafer gülümsemesiyle telefona gelen mesaja baktım.Tahmin ettiğim çok uzak olmayan bir yerdi Taş Cafe nin ara sokak.Tenha bir yer serserilerin olacağı ama yanımda Tuğra olacağı için endişelenmeden hazırlanıp evden çıktım.
Bir taksiye atladım 20 dakika içinde orada olmuştum.Oraya vardığımda Tuğra 2 arkadaşının kollarından tuttuğu bir çocuğa sinirle bir şeyler anlatıyordu.
çocuğun suratı aşağı doğruydu pek tanıdık değil gibiydi.
Beni farkettiklerinde Tuğra nın yanına gidip sakinleştirmeye çalıştım. Benim en değerlilerimden Tuğra nın çok üzülerek söylediğim kalp rahatsızlığı vardı ve gerçekten ciddi bir husustu,fazla sinirlenmemesi,yorulmaması lazımdı ve ben elimden geldiğince ona dikkat etmeye çalışıyordum.
-Bak, her ne yaptıysa cezasını verirsin ama sen bir sakin ol lütfen.
Çocuğa bakarak imalı konuşmaya başladı.
-Canım sakinim ben,zaten büyük bir şey yok arkadaş yeni olduğu için bazı yanlış davranışlarda bulundu bende onu uyardım bu kadar.
Zaten çocuğun kafasını kaldırmasıyla başımdan aşağı kaynar sular dökülmesi bir oldu.Bu o Allah'ım bu o METEOR!!
Onun da beni görmesiyle kalbimin ritimleri daha da hızlandı.Beni görmesinden olsa gerek o da şaşkın bakıyordu.O an anladım Tuğra benim çocuğa olan ilgimi muhtemelen anlamıştı ve onu uyardığını bilmemi istemediği için bana haber vermemişti.
Meteorun kaşının kenarında kanama vardı.İçim bir tuhaf oldu bu kanın iğrendirmesi değildi,bu başka bir şeydi onun canı acıdığı için mi böyle tuhaf hissetmiştim.Ama neden ona neden değer veriyordum.Bu düşüncelerin temeli olan kalbimi hissettiğimde bana ilk görüşte aşk dan bahsediyordu resmen ama ben inanmazdım ki böyle aşklara.Bana ne oluyordu ki şimdi?
Ben mi öyle hissettim yoksa gerçekten de bana tebessüm mü ediyordu.Evet evet o haldeyken bile bana gülümsüyordu,yoksa oda bana bir şeyler hissediyordu yok canım nereden çıkartıyorum böyle şeyleri bir konuşmayla hissetmezdi sanmıyorum.
Tuğra bir ona bir bana bakıyordu ve çocuklara bakışlarıyla bırakın dedi.Meteor derin bir nefes aldı.Keşke şuan bu durumda olmasaydı Tuğra ona çok birşey yapmamıştı bir yumruk du sadece bir yumruk ama ben neden hüzünleniyorum ki.Tuğra yı gerçekten sinirlendirecek bir şey demesi lazımdı yoksa Tuğra gerçekten böyle yapmazdı.
Tuğra konuşmaya başladı fakat daha yumuşak davanmaya başlamıştı ne yani ben buradayım diyemi.
-Bak Mete,dediklerimi anlamışsındır eminim.Şimdi uzaklaş hadi.
Tuğra METE mi dedi? Mete iyide bu ona verdiğim isimle tam uyuşuyordu 'Meteor bir Mete'gülünç geldi kulağıma.Bu arada Mete hiç umarsamaz bir şekilde kafasıyla onayladı ve bana son kez gülümseyerek ara sokaktan devam etti.
Ben daha çok arkasından bakarken tuğra ise derin bir nefes aldı.Ama iyiydi kendini çok yormamıştı.
-Ebrar bak, biliyorum biraz tuhaf hissettin ama bu çocuk biraz değişik yani nasıl anlatsam..
Tuğra susuyordu ne var ki nasıl değişik bir çocuk?
-Değişik derken ne demek istiyorsun Tuğra söyle?
-Yani biliyorsun bizim okulda serseri tipler var fakat bu daha çok..Daha çok playboy gibi yani okuldaki bazı kız arkadaşlara garip şeyler söylemiş.
Ben hala şaşkın bir suratla Tuğra ya bakarken aklım 'playboy' kelimesine takıldı ne demek garip şeyler söylemiş. Anlasam da garip şeylerden kastını ama inanasım gelmiyordu.O çarpışma anındaki sevecen konuşmaları tebessümü o kadar temiz ve içdendi ki .O hiç öyle düşünceli birine benzemiyordu fakat bana göre öyle düşünceli birine benzemiyordu.
-Tuğra garip şeylerden kastını anladım ama ona kötü şeyler yapmayacaksın değil mi? Hem onu uyardın anlamıştır demek istediğini.
-Bak güzelim o çocuktan Mete den etkilendin biliyorum,ama çok kaptırmasan mı kendini.
Başımı olumlu anlamda salladım.Haklıyı,playboy birine zaten kendimi kaptırmam ne kadar doğru ki.Ama anlamadığım şey onu ben değilde kalbim ele geçirmiş gibiyidi.
Oradan ayrıldıktan Tuğra beni eve bırakmıştı Tuğra.Eve gelince olanları Nisa ya özet geçtim,oda şaşkın seslerle ne diyeceğini bilemedi.Telefonla işimi bitirince kendimi duşa attım.Duşta rahatlamaya çalışırken aklımda gene adını yeni öğrendiğim Mete vardı benim şu Meteor...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
METEor
Fiksi RemajaGerektiğinde gerektiğinden fazla umursa ama gerekmediğinde gerekmediğinden fazla umursama.