-6-

32 4 2
                                    

Yolun ortasında duran bir kız. Daha doğrusu ağlayan. Yağmurla gözyaşları silinen bir kız. Ama silinemeyen. Gözleri kızarmış çünkü.

Neden ağlıyorsun diye sorsalar kendimi tutamam. Bir daha sonsuzluğa uğurlarım gözyaşlarımı.

Deniz kenarına gelmiştim. Belki bütün bu mavilik o bildiklerimi unutturur diye. Ama olmadı. Daha fazla hatırlattı. Hayat benim için bambaşkaymış da benim haberim yokmuş. Neden? Neden hayatım bir yalanmış.

Annem annem değil. Babam babam değil. Niye benden sakladılar böyle bir şeyi? Hayatım değişti.

Şimdi ne yapmalıyım? Ağlamaya devam mı etmeliyim? Yoksa gerçek ailemi mi aramalıyım? Tabi ki de gerçek ailemi aramalıyım. Ama nereden başlayacağım? Bilmiyorum. Offff.

Bence şimdi eve gidip uyumalıyım. Yavaş yürümeye başladım. Saatime baktım. Yuh. Saat gece 2. Bu saatte daha önce tek başıma dışarıya çıkmamıştım.Tamam arkadaşlarla çıktım ama tek çıkmadım. Bu saatte taksi de bulunmaz. Neyse biraz yürüyeyim de belki bir taksiciye denk gelirim.

Yürümeye devam ettim. Karşıdan gelen bir taksi mi? Evet taksi. Hemen taksiyi durdurdum. Arka kapıyı açtım ve bindim. Ben taksiye binerken ön tarafa tanımadığım bir adam bindi. Neydi şimdi bu? Adam arkaya dönerek

"İn arabadan."dedi

"Asla. Asıl sen in. "

"İn dedim sana"

İçkili olduğu her halinden belliydi.Bu sefer konuşan taksiciydi.

"Biriniz arabadan insin.Hadi işim gücüm var benim."

"Tamam beyefendi bekleyin. İnen şu öndeki serseri olacak."

"Sen kime serseri diyorsun be."

"Sana diyorum kime diyeceğim."

"Çok oldun ama sen"

"Yaaa öyle mi?"

Kapıyı açıp dışarı çıktı. Bu kadar kolay olacağını tahmin etmiyordum.Ama dur. Benim kapımı açtı ve benim kolumdan tutup dışarı çıkardı. Daha sonra taksiye binip gitti.

"Ayı herif. Geri zekalı. Sen benim elime düşersin bir gün."

Şimdi ne yapacağım ben?Serdar'ı çağırabilirim. Gelsin alsın beni. Offf ama olmaz ki uyuyordur şimdi. Uyandırsam kızar mı acaba? Neyse ya kızarsa kızsın. Arkadaşının cesedini yarın bir arazide bulmak istemiyorsa uyansın. Telefonumu çıkardım. Kişilerden Serdar'ı bulup aramaya bastım. Çalıyordu. Ama açmıyor. Hadi Serdar. Hıh açtı

"Ne var Başak gece gece?"

"Evde değilim. Sahil kenarındayım. Gel beni al."

"Bu saatte mi? Kızım saat kaç biliyorsun dimi? Bu saatte dışarı mı çıktın?"

"Evet Serdar. Sorgulamayı bırakta gel al beni hadi."

"Off tamam. Bekle geliyorum."

"Hadi bekliyorum."

Aramayı sonlandırdım. Bir banka oturup beklemeye başladım.10 -15 dk sonra Serdar'ın arabası yolun kenarına yanaştı. Arabadan inip yanıma geldi.

"Başak ne bu senin halin?"

"Ya şimdi onu boşver de çok üşüdüm. Arabada konuşsak."

"Tamam geç."

Arabaya bindik. Serdar:

"Hadi anlat ne oldu? Ne bu halin?"

Gözlerim yaşardı. Yine ağlayacaktım. Sesim buruk bir şekilde
"Annem ve babam..."

"Ne oldu annen ve babana?"

"Bi şey olmadı onlara. Ama onlar benim ..."

"O senin ne? Kızım lafı ağzında geveleyip durmasana."

"Onlar benim gerçek ailem değilmiş."

"Ne? Sen ne dediğinin farkında mısın Başak?"

"Evet farkındayım. Dediklerim doğru Serdar."

"Bu nasıl olur?"

"Geçen gün bi tahlil kağıdı bulmuştum. O zamandan beri bir şeyler olduğunu anlamıştım zaten. Bi kaç gün sonra o tahlil kağıdının ne olduğunu ısrar edince söyledi annem her şeyi. Pardon annem dedim. O kişi."

"Başak annene neden o kişi diyorsun? "

"Başka ne diyeyim?.  Bana yalan söylemişler bunca yıl. O ne olacak?"

"Tamam orasıda var. Ama"

"Aması maması yok Serdar. Bana yalan söylemeyeceklerdi. Bu kadar."

"İyi sen bilirsin. Ne yapacaksın şimdi. Gerçek aileni arayacak mısın?"

"Tabiki de evet. Ama saat çok geç oldu. Bunları yarın düşüneceğim."

"Evine dimi?"

"Bilmiyorum. Eve mi gitsem?"

"Bence eve git. Hem merak etmişlerdir seni."

"Offff tamam."

Arabaya bindik . Serdar sürmeye başladı arabayı. Aslında pek eve gitmek istemiyordum. Ama neyse. 15 dk filan sonra evin önündeydik.

"Hadi iyi geceler. Sağol Serdar sen olmasan gece kalacaktım öyle."

"Bi şey değil ne demek. Her zaman. Hadi git yat uyu."

"Tamam."

Serdar'a sarıldıktan sonra iyi geceler diyip arabadan indim. Çantadan anahtarı çıkardım. Arkama dönüp baktığımda Serdar hala oradaydı. Benim girmemi bekliyordu her halde. Kapıyı açıp içeriye girdim. Ceketimi tam çıkardım annem ve babam yanımda bitti.

"Ne oldu? Uyuyamadınız mı?"

"Hiç uyulur mu kızım? Nerdesin sen? Saat kaç oldu?"

"Size ne? Nerdeysem nerdeyim."

"Kızım düzgün konuşur musun?"

"Konuşamam efendim. Var mı bi sorun? Size ne ya? Annem misin babam mısın ?"

"Neyinim ben senin annenim tabi. Başka kim olacağım? Bunca yıl büyüttüm ben seni."

"Tamam büyütmüş olabilirsin ama bana yalan söylemeyecektiniz. Bunu asla kabul edemem."

Diyip yukarıya çıktım. Odama girip direk yatağıma yattım. Yine ağlıyordum. Yine gözyaşlarımı sonsuzluğa uğurluyordum. Kendimi yavaşça uykunun kollarına bırakmak istedim. Ama olmadı. Belki uyursam bu kalbimdeki belirsiz acı diner diye düşünmüştüm.

Oluyordu galiba. Yavaş yavaş uyku vücudumu sarmaya başlamıştı. Gözlerim üzüntüyle bir daha açılmayacakmış gibi kapandı.

YalanHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin