O gün doğum günüydü Ceyda'nın. On dokuz yaşına gircekti. Sabah hiç kimse uyanmadan önce kalktı, elini yüzünü yıkadı, giyindi. Aç değildi o gün. Canı sadece dolaşmak istiyordu. Ayakkabılarını giyip dısarı çıktı, Can'ı görebilmek unuduyla. Mahalle bakkalına kadar yürüdü. Derken bir ses geldi. Biri ağlıyordu sanki. Sese doğru ilerlemeye başladığında ağlayanın Can olduğunu gördü. Korktu yanına gitmeye. Ya anlarsa onu sevdiğini. Ya duyarsa kalp atışını. İzemeye başladı. Onun ağladığını gördükçe üzüldü. Dayanamazdı onun üzülmesine, kıyamazdı onun tek bir damla gözyaşının dökülmesine. Bir süre sonra kalktı ayağa Can, sanki birinin onu izlediğini faretmişcesine. Ceyda hemen çöp kutusunun arkasına saklandı ve devam etti izlemeye onu. Sildi gözyaşlarını ikisde. Gülümseyerek baktı ona Ceyda. Görmediģini biliyodu onu. Başladı yine hayal kurmaya. Biliyordu hayallerinin gerçekleşmeyeceğini. Ama olsun, hiçbir zaman yitirmeyecekti umudunu. O hayallerle büyümüştü hep, o hayallerle doluydu anıları, o hayallerle renklenecekti ve gerçekleşecekti geleceği. En azından bunu umuyordu, tek dileği de buydu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Küçük Kız
Fiksi RemajaCan'a 5 yaşından beri aşık olan Ceyda'nın Can'a ulaşırken geçtiği engelleri anlatan bir kitap