Bölüm 5:Zihin okumak

141 8 2
                                    

Hemen odama çıkıp Cece'yi aradım. Olanları anlattıktan sonra Edy'ye gitmek için hazırlandım. Arabaya atlayıp Cece'yi evinden alarak Edy'nin evinin yolunu tuttuk.

"Vampir diye bir şeyin olduğuna inananiliyor musun?! Tanrım! İnanılmaz bir şey. Yani sen şimdi bir vampir avcısısın. Vay canına!"

"Evet.. Ve sen, hiç yardımcı olmuyorsun."

"Ah, evet üzgünüm. Ben sadece çok heyecanlıyım. Hâla olanlara inanamıyorum."

"Bir de bana sor! Ama ailemin yaşadığını bilmek beni mutlu ediyor."

"Yani şimdi ne yapıcağız. Aileni bulmak için 'şeylerle' savaşıcak mıyız?"

"Vampirlerle! Ah, evet sanırım. Ve.. Ben 'savaşıcağım' sen değil."

"Saçmalama! Bu işte birlikteyiz adamım!"

"Cece bu şaka değil. Tehlikeli olabi-"

"Umrumda değil. Ben tehlikeyi severim. Ayrıca o kan emicilere karşı seni yalnız bırakamam."

"Kan emiciler.."

Yol boyu konuşup durduk. Sonunda Edy'nin evine gelmiştik. Bizim geleceğimizden haberdarmış gibi kapıda bekliyordu.

"Hoşgeldiniz kızlar" dedi ve bizi içeri davet etti. Cece salondaki eski kanepeye oturucaktı ki

"Kızlar, yorgun olduğunuzu biliyorum ancak zaman kaybetmek istemezsiniz bu yüzden.. Size anlatmam gereken çok şey var. Beni takip edin." Dedi ve bizi bodrum katına indirdi. Oldukça ürkütücüydü. Ve karanlık. Her yerde kalın ve tozlu kitaplar vardı. Haritalar, tuhaf taşlar, aksesuarlar..

Ortada duran kare masanın yanında ki sandalyelere oturduk ve Edy bildiği her şeyi bana anlatmaya başladı.

"Isabel, senin büyükbabanı tanırdım. Gerçekten çok iyi bir adamdı. Ve de güçlü. Daha sonra Rebekahla tanıştı ve evlendiler. Annen doğduğunda Michael -büyükbabam- daha çok gençti. Annenin doğmasını hiç istemedi. Çünkü korkuyordu. Onu elinden almalarından korkuyordu. Çünkü Michael'ın başı dertteydi."

"Nasıl yani?" Diye sordu Cece. Edy Cece'ye döndü ve devam etti.

"Çok çok eski zamanlardan beri vampirleri bulup etkisiz hale getirmek vampir avcılarının görevi. Ancak artık onlar çok güçlü. Ve senin gibi Black soyundan gelen herkesten intikam almak için geliyorlar. Micheal bunun farkındaydı. Bu işleri bırakmak istedi. Kızını korumak için bırakıp, hayatına devam etmek istedi. Ancak yapamazdı. Çünkü; bu aileden gelen bir şey Isabel. Bu bir miras!" Dedi ve tekrar bana döndü.

"Çok geçmeden bi karar verdi ve büyükanneni yanından gönderdi. Böylece kimse annenin doğduğunu bilmeyecekti. Ama malesefki vampirler annenden haber aldı ve peşine düştü. Michael'ın yaptığını annemde yaptı. Seni korumak için kaçtı." Dedi. Birden ayağa kalktı karşıda duran kitaplığa ilerledi. Konuşmaya devam etti.

"Isabel aileni gerçekten bulmak istiyorsan-"

"Kesinlikle ailemi ne pahasına olursa olsun bulacağım."

"O zaman bana düşen tek görev sana yardım etmek."

"Ne yapmam gerekiyor?"

"İşe başlamadan önce, bilmen gereken bir kaç şey var. Sen bir Black'sin."

"Yani?"

"Sıradan biri değilsin. Sen özelsin."

"Gerçekten anlamıyorum."

"Her Black'in kendine ait özel bir gücü var."

"Hayır, benim yok! Yani olsaydı bunu farkederdim öyle değil mi?"

"Hayır hayatım. Bunu açmak benim görevim."

"Siz.. Ne alaka?" Diye atladı Cece.

"Bilmeniz gereken bir diğer şey de bu. Ben bir cadıyım."

"Oh, hayatımda kan emiciler ve büyücüler var. Aman ne hoş!"

"Gücünü öğrenmeye hazır mısın?"

"Evet.. Yani sanırım."

"O zaman hadi beni takip edin." Dedi ve bizi tekrar yukarı çıkardı. Mutfağa gidip mutfak kapısından arka bahçeye çıktık. Uzun sarı otlar vardı.

"Cece sen burada kal." Dedi Edy.

"Sen benimle gel Isabel." Diyerek devam etti. Evden uzaklaştık. Arkamı döndüğümde Cece'yi hâla görebiliyor olmak beni rahatlatıyordu. Çünkü bu yaşadıklarım oldukça ürkütücüydü. Edy bana doğru yaklaştı. Ellerimi tuttu. Gözlerini kapadı. "Şimdi rahatla ufaklık. Güzel şeyler düşün" dedi. Söylediklerini yaptım. Daha sonra bir rüyaya dalmışcasına ailemi gördüm. Birden gözümü açtım. Kendimi yerde yatıyor buldum. Ve etrafıma baktığımda kimse yoktu. Güneş batıyordu. Ayağa kalkıp eve doğru koştum. İçeri girdiğimde Cece ve Edy çay içiyorlardı. Onları gördüğümde öyle rahatlamıştım ki. İkisi de bana bakıyordu.

"Tanrım! Oldukça kötü görünüyorsun."

"Bunun farkındayım Cece." Dedim. Cece şaşırmışcasına bakıyordu.

"Sen iyi misin tatlım? Neyin farkımdasın?" Dedi.

"Kötü göründüğümün!"

"Anlayamadım."

"Bana az önce kötü görünüyorsun dedin ya!"

"Hayır ben öyle bir şey demedim."

"Evet söyledin. Az önce."

"Hay-"

"Ben ne olduğunu anlıyorum." Dedi Edy.

"Neyi anlıyorsun." Dedim sinirlenerek.

"Isabel iyi misin? Kiminle konuşuyorsun?" Dedi Cece.

"Sanırım Isabel zihin okuyor Cece." Dedi Edy.

TesadüfHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin