Bölüm 4:Her şeyi yaparım

137 8 2
                                    

"Sen.. Sen ne saçmalıyorsun. Vampir avcısı mı?" Dedim kahkaha atarak.

Ardından "Sen kafayı sıyırmışsın.. Cece hadi burdan gidelim!" Diye devam ettim.

"İnanması senin için oldukça güç ama doğru olan bu Isabel." Dedi Edy.

"Cece çabuk ol!"

"Isabel belki de biraz daha kalmalıyız"

"Sen ciddi misin?! Bu adamın söylediklerine inanmamı mı bekliyorsun? Tanrım! Siz aklınızı mı kaçırdınız? Ben, gidiyorum!" Kapıya doğru ilerlemeye başladım. Cece arkamdan gelip beni köşeye çekti.

"Isabel, adamı dinlemelisin." Dedi kısık sesle.

"Tanrım! Bu adam aklını kaçırmış Cece. Torunu haklıymış. Daha fazla burada kalamam."

"Bakın kızlar, aklımı kaçırdığımı düşünüyorsunuz ancak bu söylediklerime inanmak zorundasınız. Isabel eğer aileni bulmak istiyorsan sana yardım edecek tek kişi benim." Diye yanımıza yaklaştı ihtihar adam. Bu adam gerçekten çıldırmıştı. Ve daha fazla burada kalamazdım. Kapıya doğru ilerledim kapıyı açarak "Hadi Cece gitme vakti!" Dedim.

"Rebekah'a selamlarımı ilet. Ve ona aileni sor. Sana bazı şeylerden bahsetmesi gerek!" Diye içeriden seslendi. Büyükkannemi nereden tanıyordu bu adam? Bana nelerden bahsedecekti? Arabaya atladık ve otele döndük. Cece yol boyu adamın söylediklerinin doğru olup olamayacağından bahsettin. Bense tek kelime etmedim. Otele vardığımızda doğru odama çıktım. Cece akşam yemeği için kapıma geldiğinde yemek istemediğimi söyledim. Yatağıma uzandım ve o adamın 'saçmalıklarını' düşünüp durdum. Birden kapı çaldı. "Cece yemek istemediğimi söyledim!" Diyerek kapıyı açtım. Bu Eric'ti. "Ah, affedersin ben seni Cece sandım."

"Sorun değil"diyerek güldü ve "Bugün seni aradım ancak ulaşamadım bu yüzden burdayım." Diye devam etti.

"Oldukça yoğun bi gün geçirdim. Biraz sessizlik için telefonumu kapattım. Üzgünüm."

"Isabel.. Sen iyi misin?"

"İçeri girsene." Diyerek onu içeri davet ettim. Cam kenarında duran karşılıklı iki koltuğa oturduk ve olanları anlatmaya başladım.

"Cece Charly adında biriyle tanıştı. Ve büyükbabasının ailemi tanıyabileceğini öğrendi. Bu yüzden adamın evine gittik. Ama adam aklını kaçıran herifin teki çıktı! Sözde.. Sözde ailem bi 'Vampir Avcısı'ymış. Vampir diye bi şey bile yok! Tanrım!" Diye konuyu özetledim. Eric oldukça gerilmiş görünüyordu.

"Va.. Vampir mi?" Dedi.

"Oldukça aptalca biliyorum. Neyse daha fazla bu konuda konuşmayalım." Dedim ve devam ettim.

"Ve.. bir şey daha var."dedim. Eric hala gergin gözüküyordu.

"Dinliyorum?" Dedi.

"Yarın eve dönüyorum."

"Oh, öyle mi? Şey.. Biz, haberleşiriz. Seni ararım. Şuan gitmem gerek." Dedi ve gitti. Oldukça gergindi. Söylediklerim onu telaşlandırmış gözüküyordu.

Sabah olduğunda erkenden yola çıktık. Uzun bi yolculuğun ardından kasabamıza dönmüştük. Cece'yi evine bıraktıktan sonra eve döndüm. Büyükannem mutfakta yemek hazırlıyordu.

"Ben geldim!"

"Oh, tatlım! Hoşgeldin."

"Odama çıkıp üstümü değiştiriceğim."

"Daha sonra masaya gel, yemek hazır olur."

Odama çıktım ve üzerimi değiştirdim. Daha sonra yemek için aşağı indim ve masaya oturdum.

"Ee tatlım, gezi nasıldı?"

"Bu bi gezi değil büyükkanne."

"Peki."

"Sana bi şey sormam lazım."

"Evet?"

"Edy adında birini tanıyor musun?"

"Edy mi?"

"Evet. Senin yaşlarında bi adam. O seni tanıyor. Ve.. Ailemi."

"Oh, Edy Black mi?!" Dedi ve gözlerimin içine baktı. Çok endişeli gözüküyordu.

"Evet.. Evet sanırım. Tanıyor musun?"

"Sen onunla nasıl tanıştın?!"

"Tanıştım işte. Bana bazı şeyler söyledi."

"Bir daha onunla görüşmeni istemiyorum. O adam delinin teki!" Dedi. Çok endişeli ve korkmuştu.

"Benden ne saklıyorsun büyükanne?! O adamın söyledikleri doğru mu?"

"O adam yalancının teki hayatım!"

"O zaman neden bu kadar telaşlandın? Bana ne söylediğini bilmiyorsun bile!"

"Çünkü.. Çün-"

"Ailem bi vampir avcısı mı?!" Diyerek bağırdım.

"Tatlım.."

"Büyükanne? Oh Tanrım! Bu nasıl olur?"

"Bunu anlaması zor biliyorum. Bunun seni hiç bir zaman öğrenmemen lazımdı. Bu bir aile mirası. Lanet olası bi miras.. Büyükbabanın babasımdan büyükbabana ve ondan annene şimdi de ..."

"Bunlar çok saçma! Gerçek olamayacak kadar saçma!"

"Tatlım bunu kabullenmen uzun sürebilir. Ama sen bunu yapmak zorunda değilsin. Sen.. Onlardan biri olmak zorunda değilsin."

"Ama ailem?"

"Onlar çok uzakta. Ve onları bir daha bulamayız tatlım. Sen bunları.. Bunları unutman lazım. Bu işlere bulaşmak zorunda değilsin."

"Ailemi bulmam lazım büyükanne. Onları bulmak için her şeyi yaparım."

TesadüfHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin