Bölüm 2:Aileni Tanıyan Birileri

195 12 0
                                    

"Beni mi takip ediyorsun?" Dedim şaşırmış bi sesle.

"Seni bide takip mi edeceğim?" Dedi gülerek. "Dün gece senin yüzünden uyuyamadım." Dedi ardından.

"Anlayamadım ?"

"Kafama öyle sert vurmuşsun ki, tüm gece ağrısından uyuyamadım."

"Ciddiyim burada ne işin var." Dedim merakla.

"Söylediğim gibi. Hoş bi tesadüf." Dedi ısrarla. O kadar tatlıydı ki. Tanrım! Bu adamdan hoşlanıyormuydum.

"Artık adını öğrenebilirim miyim?" Dedi. Bana bakarak gülümsüyordu ve çok sevimliydi. Oh, yine yaptım. Bu adamdan hoşlanıyor olmama imkan yok.

"Isabel." Evet sadece aptal gibi 'Isabel' dedim.

"Güzel isim. Ben Eric." Dedi yine o aptal gülümsemesi suratındaydı. O mavi gözleri o kadar tatlı bakıyordu ki gözlerimi gözlerinden alamıyordum. Bakakalmıştım. Şaşkınlığımı hala atamamıştım ve konuşamıyordum.

"Tanışmamız ne kadar sorunlu olsada, memnun oldum." Hala adamın gözlerine gerzek gibi bakıyordum.

"Oh, evet, bende me-"

"Bu adam kim Isabel?" Dedi bi ses. Bu Cece'ydi.

"Şey, Bu adam.. Eric!." Ne diye bilirdim ki. Arkadaşım değil. Onun hakkında bildiğim tek şey isminin Eric olması -bir de çok yakışıklı olması-.

"Ben Cece. Memnun oldum." Dedi Cece. O kadar samimi bi ses tonuyla konuştu ki şaşırmıştım. Ne yapıyordu bu. Adama asılıyormuydu? Eric tam bir şey söyleyecekti ki hemen atladım.

"Evet bu Cece! Benim arkadaşım. O ve ben buraya ailemi tanıyan birilerini bulmaya geldik." Dedim ve "Ne yazık ki hiç bir şey yok." Diye devam ettim.

"Ailen.. Onlar öldü mü?" Dedi üzgün bi ses tonuyla.

"Evet." Dedim. Onları yine hatırlamak, sesimi kısmıştı ve gözlerim doldu. Eric kahvaltı tabağının yanında duran elime uzandı ve "Gerçekten çok üzgünüm Isabel." Dedi. Elimi tuttuğunda, o kadar heyecanlanmıştım ki kalbimin sesini duyabiliyordum. Cece bana bir bakış attı "Tamam, ben biraz yürüyeceğim" diyerek göz kırptı. Sanırım Eric'ten hoşlandığımı anladı ve geri çekildi.

"Ailen, onlar burada mı yaşıyordu?" Diye devam etti ve elini elimin üzerinden çekti.

"Hayır, ama bi keresinde tatil için buraya gelmişler."dedim. Masanın üstünde duran telefon çaldı. Bu Eric'in telefonuydu.

"Özür dilerim, hemen döneceğim." Dedi ve telefonu cevaplamak için masadan kalkarak uzaklaştı. Neden böyle bi şey yapsın ki. Masada cevaplayamayacak kadar önemli biri mi arıyordu. Belki de sevgilisidir ya da karısı ya da ben gerçekten paranoyak bi şizofrenim. Çok geçmeden Eric masaya geri döndü.

"Hikayeni dinlemeyi çok isterdim fakat çok acil bi işim çıktı. Buna akşam yemeğinde devam edelim mi?" Dedi elleriyle masayi göstererek.

"Evet, tabii." Dedim hiç düşünmeden. Sözler dudaklarımdan istemsizce dökülmüştü. Neden böyle olmuştu? Bu adamdan gerçekten hoşlanıyordum sanırım. Eric uzaklaşırken hemen telefonu elime alıp Cece'yi aradım ve durumu anlattım. Cece otele döndü.

"Isabel derhal sana bi elbise almalıyız."

"Gerek olduğunu düşünmüyorum Cece. Bu sadece bi yemek."

"Bu bi randevu!"

"Saçmalama! Bu sadece, bu.. Bu bi yemek."

"Peki, dediğin gibi olsun. Yine de seni bi avcı gibi gösteren pantolon ve gömlekle gidemezsin."

"Sanırım haklısın." Dedim üstümdekilere bakarak. Gerçekten de haklıydı. Benim bi elbiseye ihtiyacım vardı. Elbise almak için bir dükkana girdik. Bir çok elbise denedim ancak içime sinen hiç bir şey yoktu. Hepsi ya çok süslü ya çok sıradandı. Biraz daha etrafa bakındık ve sonunda çok güzel bi elbise bulduk. Straplez göğüs kısmı kırmızı ve belinde siyah bi kemer vardı. Kemerden aşağısı siyah tüldü.

Elbiseyi aldık ve otele döndük. Odama çıktım ve elbiseyi giydim. Hafif bi makyaj yaptım ve saçlarımı saldım. Saçlarım kendiliğinden dalgalıydı. Dükkandan aldığım elbiseme uygun kırmızı topuklu ayakkabılarımı da giydikten sonra hazırdım. Aynada kendimi incelerken kapı çaldı. Kapıyı açtığımda karşımda elinde çiçek ve üstüne oturan takım elbisesiyle Eric duruyordu. O, o kadar tatlıydı ki.

"Bunlar senin için." Diyerek çiçekleri uzattı.

"Teşekkür ederim" diyerek gülümsedim. Sanırım gerçekten bi randevuydu.

"Sonunda! Seni gülümserken görebilmek çok hoş" dedi ve sırıttı. Bende tekrardan gülümsedim. Daha sonra yemek yiyeceğimiz yere gitmek için Eric'in arabasına bindik. Oldukça pahalı bi arabaydı. Bi restourantın önünde durduk ve arabadan inip içeri girdik. İçeri rezervasyonla alıyorlardı. Bizim için önceden yer ayırtmış olması beni etkilemişti. Masamıza geçtik. Daha sonra yemeklerimizi söyledik.

"Bu gece çok güzel görünüyorsun." Dedi o seksi ses tonuyla.

"Teşekkür ederim. Sen de fena değilsin." Dedim gülerek.

"Ailen için gerçekten üzgünüm."dedi. Gecenin ilerleyen saatlerinde ailem hakkında konuştuk ona nasıl ortadan kaybolduklarını, tüm zamanımı onları arıyarak geçirdiğimi ancak hiç bir sonuç bulamadığımı anlattım.

"Aman tanrım! Bu çok tuhaf. Ailen birden ortadan yok oluyor ve kimse bir şey bilmiyor. Büyükannen bu konu hakkında ne düşünüyor?"

"O, bu konudan pek bahsetmiyor. Sanırım bu onu üzüyor."

"Ne yani kızı birden ortadan kayboluyor ve o bunun nasıl olduğunu merak etmiyor mu?"

"Bilemiyorum. Bak, büyükannem biraz tuhaf biridir."

"Anlıyorum. İstersen bu konudan bu gece daha fazla bahsetmeyelim." Dedi ve şarabını yudumladı. Yemeğimiz bittikten sonra dışarı çıktık ve arabaya bindik. Otele döndüğümüzde saat 12'yi geçeli çok olmuştu. Odamın kapısına geldiğimizde ne yapıcağımı şaşırmıştım.

"Bu gece için teşekkürler." Dedim sırıtarak.

"Beni kırmayıp geldiğin için ben teşekkür ederim." Diye karşılık verdi.

"Saat geç olmuş, sanırım artık uyumalıyım." Dedim karşımdaki duvarda duran saate bakarak.

"Evet.. İyi geceler." Dedi ve arkasını dönüp gitti. Odama girdiğimde komidinimin üzerinde bir not duruyordu.

"Aileni tanıyan birilerini bulmuş olabilirim. Yarın 8'de kalk -Cece."

TesadüfHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin