°°°2°°°

22 7 0
                                    


Multimedyada melike var.

Saçları annesininki gibi kahverengi, lüle lüle Ve omuzlarından dökülen, gözleri babasınınkiler gibi deniz mavisi, teni süt gibi bembeyaz, yanakları olgun bir elma kadar kırmızı, gülünce iki yanağında ufak birer çukur oluşan 6-7 yaşlarında tatlı mı tatlı bir kız çocuğu hoplaya zıplaya masada oturarak elindeki kitabı okuyan adamın yanına doğru gitti. Tam dizlerinin üzerinde biten yeşil tonlarının ağırlıkta olduğu çiçekli cıvıl cıvıl bir elbise vardı üzerinde. Altında ise siyah bir külotlu çorap giydirikmişti. Lüle lüle kahverengi saçları iki taraftan eşit parçaya ayrılmış ve toplanarak kırmızı bir kurdeleyle bağlanmıştı.
Masada, elindeki kitapla meşgul olan babasının kolundan tutarak çekiştirdi.

" baba, babaa. "
Saçları sarının en koyu tonunda, aralarına aklar düşmeye başlamış olan, düz saçları bulunan, kızının ten renginin bir ton koyusu, Deniz mavisi gözleri olan adam siyah çerçeve kemik gözlüğünün üstünden kendisini çekiştiren annesinin kopyası dünyalar güzeli kızına baktı.

" Efendim Ravda. " küçük kız kendisine ilgisizce cevap veren babasına kiraz gibi olan dudaklarını kıvırarak konuşmaya başladı.

" ben çok sıkıldım artık gidebilir miyiz? "
Önce sıkıldığı çok aşikâr olan kızına, Sonra da elinden bırakmak istemediği kitaba bakan adam, kızına tekrar döndü.
" peki napmak istersiniz küçük hanım " gözlerinin içi bir yıldız kadar parıldayan küçük kız, ellerini çırparak bulunduğu yerde zıpladı.

" eğlenmek istiyorum " kızının bu masum haline gülümseyerek bakan adam. Elindeki kitabı masaya bırakarak kızına doğru eğildi.
" mesela nerde eğlenmek. "

Cevabı çoktan hazır olan küçük kız önemli bir sır verirmiş gibi babasının kulağına doğru fısıldadı.

" hastanede"

Bu cevabı zaten bilen genç adam, hâlâ anlayamıyordu kızının hastaneye olan bu ilgisini. Her fırsatta küçük yaşına rağmen hastaneye gider, hastalarla sohbet eder, Bazen onlara moral verir bazen de şebeklikleriyle onları güldürürdü. Belki de annesinin yokluğunu böyle doldurmaya çalışıyordu kim bilebilirdi ki. Diye düşündü genç adam.
sonra da ondan cevap bekleyen bir tanecik kızına dönerek cevap verdi.

" tamm Ravda, o zaman şu kitabın parasını ödeyelim ben bu kitabı evde okuyayım olur mu babacığım "

Başını olumlu anlamda sallayarak bir adım geri çekildi küçük kız, Ve babasının kalkarak kitabı ödemesini bekledi. Genç adam kasaya doğru yürümeye başladı ve kitabın parasını ödeyerek arkasında kendisini takip eden küçük kızının elini tutarak bulundukları yerden çıktılar ve arabaya doğru yürüdüler. Küçük kız arabanın kapısını açarak oturması gereken yere oturdu , Genç adam ise şoför koltuğuna geçerek kapıyı kapattı ve elindeki anahtarı kontağa takarak çevirdi. Araba çalışınca birden gaza bastı, Küçük kız babasının ani atağı sebebiyle arkaya doğru savruldu. Sonra kendine gelerek şoför koltuğuyla
Ön koltuk arasına gelerek babasına masmavi gözleriyle baktı.

" Baba, Annem çok güzel miydi? "

Kızının bu sözlerinden sonra şoka uğrayan adam ani bir şekilde fren yaptı. Küçük kız arabanın önüne doğru savrularak geri yerine döndü.

" babacığım, noldu, Neden durdun ki? " diye sordu tüm masumiyetiyle. genç adam ani şok yaşıyordu. Kendini zor da olsa toparlayarak konuştu.

" birden frene basmak zorunda kaldım babacığım bir şey yok, korkma tamm mı? " masumca başını salladı küçük kız sonra da bütün dişlerini göstererek gülümsedi.

" soruma cevap vermedin baba? Annem çok güzel miydi? "
Genç adam artık cevap vermeliydi küçük kızına, Çünkü onu her seferinde; Daha sonra diyerek kandırıyordu. Ama ölen karısını anlatacak gücü bulamıyordu kendinde. Yutkundu, derin bir nefes alıp verdi, diliyle dudaklarını ıslattı ve zor da konuşmaya başladı.

" çok güzeldi, senin gibi saçları vardı... " bir müddet durakladı. Gözyaşları daha fazla konuşmasına izin vermeden yanaklarından aşağı doğru süzülmeye başlamıştı.

" Ravda, Evde devam edeyim mi anlatmaya.? Şimdi hastaneye gidelim istersen " küçük kız dudaklarını önce kıvırdı ve masum masum baktı babasına.
" söz mü "
Genç adam zorlukla, Küçük kızına dönerek cevap verdi

" söz, Hem de erkek sözü "

Küçük kız neşeyle kıkırdadı ve eliyle ağzını kapattı.

genç adam tekrar gaza basarak arabayı hareket ettirdi. Napacaktı bu kızla, Her fırsatta annesini soruyordu ve onunla ilgili her şeye meraklıydı. tam hastaneye gidecekleri yol ayrımından dönüyordu ki kızının sesiyle irkilip arabayı kenara çekti. küçük kıza doğru dönerek konuştu.

" noldu Ravda? "
küçük kız masum ve utangaç tavrıyla babasına başı eğik göz ucuyla baktı

" eve gitmek istiyorum " babası kızının bu anı kararına anlam veremeyerek baktı.

" ama hani hastaneye gidiyorduk babacığım. "
uykulu gözlerle baktı babasına. Sonra da esnedi.

" galiba uykun geldi " başını salladı küçük kız. Adam kızının bu masum haline gülümseyerek karşılık verdi ve arabayı çalıştırdı,
eve gittiklerinde küçük kızı çoktan uyumuştu. arabadan inip kızının bulunduğu yerin kapısını açıp kızını kucağına aldı ve kapıyı ayağıyla kapatarak elindeki anahtara basıp arabayı kilitledi. Sonra müstakil Ve dubleks olan evin ziline basıp kucağında uyuyan kızıyla birlikte beklemeye başladı adam. Az sonra kapı açıldı ve beyaz mutfak önlüğüyle orta yaşlı bir bayan göründü kapıda, adamı kucağındaki kızla görünce geri çekilerek adama yol verdi. Adam içeri girdi ve merdivenlerden yavaş adımlarla çıkmaya başladı. Adamın içeri girmesiyle kapıdaki bayan kapıyı kapattı ve mutfaktaki işine döndü. Adam kızını odasına götürerek yatırdı ve alnına bir öpücük kondurarak üzerini örttü Ve kapıyı kapatarak çıktı. Oda yeşilin her tonunda boyanmıştı, giysi dolabı iki kapaklıydı Ve kapaklardan biri yeşil, diğeri beyazdı. Küçük kızın yattığı bazanın üstünde ise yeşil renk ağır basan bir yatak takımı vardı. Odadaki halı, yeşilin tonları ve beyazdan ibaretti. Sadece bu odaya bakılarak, Küçük kızın yeşil renk hastası olduğu çıkarılabilirdi.
adam çıktığı merdivenlerden aşağı indi ve mutfağa girdi. kapıyı açan bayan yemek yapmakla meşguldu. Bayana seslendi adam.

" Fatma abla, odanın anahtarını alabilir miyim? " yemek yapmakla meşgul bayan birden döndü ve şaşkınlıkla baktı
adama.
" emin misiniz Eren Bey? "

kararlı bakan adam başını salladı ve avucunu açarak Fatma hanıma elini uzattı.

" Evet fatma abla, hazırım buna. Hadı ver anahtarı da melikemle özlem gidereyim. "
Fatma hanım ekini suyla temizleyerek havluya sildi ve önlüğünün cebinden bir anahtar çıkararak adamın avucuna bıraktı ve işine geri döndü.
adam elindeki anahtarla mutfaktan çıktı ve merdivenleri dikkatle çıkarak odaya ulaştı. anahtarı kapının deliğine sokarak çevirdi ve kapıyı açıp içeri girdi. odanın her tarafında bütün duvarlarında bir kişinin resimleri vardı ; Eren Beyin eşi Melike hanım. Bu oda da ravdanın odası gibi yeşilin her tonunda boyanmıştı. 5-6 tabe kitaplık ve her birinde 5 raf vardı bütün raflar da melikenin kitaplarıyla doluydu. Bütün odayı melikenin eşyaları süslüyordu. Adam , melike öldükten sonra bu odaya gitmeye cesaret edememişti. Resimlerden birini eline aldı ve içli içli baktı resme deniz mavisi gözleriyle.

" kızımız çok büyüdü sevgilim. Senin gidişinden sonra hiç bir şey eskisi gibi olmadı. Seviyprum seni, Beni unutma olur mu Melike, unutma beni.. " adam ağlıyor muydu ne? Tabi ya canından çok sevdiği karısı için ağlardı değil mi? Hem ne çok özlemişti onu?










Bana Aşk'ı Hatırlat... Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin