Maçı izlerken öyle kaptırmıştım ki,herkes susmuş beni izliyordu.
Yani ciyak ciyak bağırıyordum.
O top öylemi oynanır falan diye.
Sonra kahve sahibi Ahmet abi bana;
"Sokak kedisi,sakin ol.Sadece bir maç!"dedi.
Ama sakin olamazdım ki...
Favorim Rüzgar ayağını incitmişti.Offff!
İçim acıdı.Evet böylede tuhaf bir insanım.Hiç tanımadığım biri için bile ağlayabilirim.
Ve sanırım şuan ağlıyorum..
"Aaaaaaaa sokak kedisi!Kötü bir şeymi söyledim?Sadece sakin ol dedim.La havleee!"
Ahmet abiyi baya bir sinirlendirmiştim.Ama o zaten hep sinirliydi!!
Kahveden çıkıp,her zaman gittiğim ağaçlığa gittim.Nadirde olsa sokaktan çıkardım.
Ve farklı yerlere giderdim.
Aslında gezmeyi,farklı yerler keşfetmeyi,rüzgarın götürdüğü yere gitmeyi çok severdim...
Rüzgar demişken...
İki gün sonra burada yani İstanbul'da maçı var.Ve ben o maça gitmek için her şeyimi verebilirim.Ama küçücük bir ayrıntıyı atladım.
Benim hiçbir şeyim yok!
Ama o maç...
Offf Allah'ım offf..
Lütfen..lütfen o maça gidebileyim.
Ben böyle düşüncelere dalmışken çimlerin üzerinde uyuyakaldım...
Maç Günü
İşte iki gündür sürekli düşündüğüm gün geldi çattı.
Ve ben maçı izleyebilmek için muhteşem bir plan yaptım.
Görevlilerden gizlice stada giricek ve bir koltuğa kurulucaktım.
Bu benim için zor olmaz.Çünkü ben bir kedi olduğum için görünmeden bunu yapabilirim.
Zaten komşularımız turta yaptıklarında,soğusun diye camın önüne koyarlardı.Ve ben gizlice alır,bir güzel yerdim.
Veee şimdiiiii...
Maça gitmek için bir otobüse bindim.
Allah'tan Sadık amca bana harçlık veriyor.O olmasa zaten ne yapardım.
Maçın yapılacağı stada geldim ve şuan kalabalığın içinde,
sıradayım.
Sıra bir bir ilerlerken,kendimi planıma odakladım.
Eveeet.
Sıra önümdeki kızda ve o geçerken hemen arkasından sıvışıcam.Dedim tabi öyle olmadı!!!
Görevli beni kolumdan tuttu ve;
"Biletinizi görebilir miyim?"dedi.
"Aaa şey..bilet bakın yere düşmüş."dedim ve görevli yere bakınca koşmak için harekete geçtim.Tabi yine başarısızım.Biz görevliyle resmen kavga ederken,polis geldi.
Bizi ayırdı ve;
"Ne oluyor burada?"diye sordu.
Görevli polise olanı anlattı.Ve bende yalan söylüyor dedim.Tekrar kavga etmeye başladık.Kavga derken laf kavgası.
Neyse aradan 5 dakika geçti.Tam yeter yaaa aman gidiyorum diyecekken...
Aman Allah'ım...
O...o yani..Rüzgar Bayer...
Bana bakarak gülüyor!
E bende lafımı esirgemem!
"Ne gülüyorsun be!?"
Rüzgar bu tavrıma şaşırmış olucak ki kaşlarını kaldırdı ve bana doğru gelmeye başladı.
Bense olduğum yere çivilenmiştim.
Geldi ve tam önümde durdu.Baya bir uzundu.Onun omzuna geliyorum.
Bana baktı ve;
"Adın ne?"dedi.
Ona adımı söylemek istemediğim için lakabımı söyledim.
"Sokak kedisi."dedim.
"Lakabını değil,ismini söyle!"dedi.Bana ne hakla bağırıyordu?
"Sana ismimi söylemek zorunda değilim!"dedim bağırarak.
"Asi bir kedi..."dedi.La havlee.
"Bak seninle uğraşamıycam.Zaten...bu maçı izlemeyide çok istemiyorum.(çarpılıcam!)"dedim.
"Gitmene izin vermiyorum.Bu maçı izliyceksin!"dedi sinirle.
Allah'ım...dileklerim kabul oldu.
Rüzgar Bayer...bana maçımı izliyceksin diyor.
Bende direk "Tamam."dedim.
Evet ilk başta sinir olmuştum ama ben onun hayranıyım.
"Beni takip et asi kedi..."

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Neden Olmasın?
Novela JuvenilSokakların büyüttüğü bir kız...Tatlı,patavatsız ve sevecen... Diğer yanda zengin,disiplinli,kaba,uyuz bir basketbolcu... Kader onları bir araya getirirse neler olur?