robbers

1.2K 114 34
                                    

Bu bölüm Tessa'nın hikayesinden bir kısım bakalım Michael neler yaşıyor nihahahah

Hepinizin o güzel mi güzel yorumlarını okumasaydım herhalde bölüm yazmam bir iki ayı falan alırdı

Sizi seviyorum

//////

Michael boş apartmanın çatısında soluklanırken son sınıfı geçemeyeceğine dair düşünceler beynini kemiriyordu ama bu durumdan daha önemli bir olay içerisindeyken bunu düşünmesi saçmalıktı. Ceketinin cebindeki bozuk ve kağıt paraları yere dökerken arkasına bakıp izini kaybetmiş olduklarına kesin kanaat verdi.

Son kez üzerini yokladı ve yere bağdaş kurarak oturdu. Yere serptiği paraları saymaya başladı. Bu şehri terketmek için gerekli uçak biletine yetecek parası yoktu ve bu yüzden okulun yardım fonundaki paraları çalmıştı. Belki de sadece ödünç almıştı. Kendini böyle düşünürek rahatlatmaya çalışıyordu

"Bu paralar müdürün eşini aldattığı kadına gidiyor." diye düşündü.  "Şimdi ise benim cebimi yararlı bir sebep için canlandıracak. Bu bence daha iyi bir durum."

400 doları ve 50 centi cüzdanına sığdırmaya çalışırken uzaktan gelen adım sesleri onu tedirgin etti ama yerinden kalkmadı. Sokakta yürüyen herhangi bir insan olabilirdi ve boşa heyecanlanmaya gerek yoktu.

Cüzdanını zorla kapattığında paraları bütünleteceğine dair beyninin köşesine not aldı ve ceketinin cebinden telefonunu çıkardı. Calum'u arayıp ona haber vermeliydi. Eğer bunu birine söylemezse rahat edemeyecekti. Telefonunu tam kulağına götürdüğünde arkasından biri ona seslendi.

"Seni yakaladım!"

Tüm planlarının suya düşmesiyle girdiği hayal kırıklığıyla yüzünü onu yakalayan öğretmenlerden birine döndü. Döndü ama karşısında öğretmen veya herhangi bir görevliyi görmedi. Rahatça nefesini dışarı bırakırken ellerini aşağı indirdi.

Lizzy karşısındaydı.

Michael'ın rahatlığı yüzünden olacak ki Lizzy tedirgince gülümsedi ve ona doğru birkaç adım attı. "Merak etme seni şikayet etmeyeceğim." dedi sakince.

"İstersen edebilirsin." Michael alayla gülerken Lizzy kahverengi gözlerini
kısmış sorar gözlerle karşısındaki çocuğa bakıyordu. "Ama bil ki eğer edersen senin için iyi olmaz."

Alayla gülerken kollarını göğsünde birleştirdi ve aradaki mesafeyi kapatarak Michael'a yaklaştı. Çocuk, yüzüne tokat falan atacağını düşünüyordu ama sadece yanından geçip biraz önce oturduğu yere oturdu.

Yanına oturmasından şikayetçi olmayacağını tahmin ederek Michael yerini aldığında dalgın gözüküyordu. Neden onu takip ettiğine dair sorular sormayacaktı.

Lizzy kısmi kısmi rengi açılmış kahverengi saçlarını omuzlarından
geriye attı ve bedenini Michael'a çevirdi. Dolgun dudaklarını izlediğini farketmişti fakat bunu umursamadan onları aralayıp konuşmaya başladı.

"Neden böyle bir şey yaptın?"

"Devlet bizi soyuyor. Bir uçak bileti 350 dolar. Ne yapsaydım? Uyuşturucu kaçakçılığı falan mı?"

Konuşurken Michael ne kadar sinirliyse Lizzy o kadar eğleniyordu. Keyifle kıkırdadığında ellerini çenesine destek yaptı. "Buradan nereye gideceksin?Mar-Hayır, hayır kesinlikle Satürn."

Michael kızın gülümsemesini çok sevmişti. Bunu söndürmesine izin vermeyecek kadar güzel gülüyordu.Onunla dalga geçmesine gözlerini devirerek izin verdi.

"Bilmiyorum. Muhtemelen Los Angeles olacak. Ohio'ya bile giderim."

Tekrar güldü. Ama bu gülüş gözlerinin uzaklara dalmasını ve iç geçirmesini sağlamıştı. "Neden gitmek istiyorsun? Sonuçta New York burası."

Lizzy'nin bakışları gökyüzünde uçan kuşları izlerken Michael gözlerinin onunkilere sabitlenmesini bekledi. Birkaç saniye sonra bunu farketmiş olacak ki ona baktı ve tebessüm etti. Eli diğer elinin parmak boğumlarında dolaşırken bir yabancıya kendini açmanın ne kadar doğru olduğunu düşünüyordu.

Fakat o konuşmak için doğru kelimeleri ararken iki öğretmen onların yerini bulmuştu. Michael buna sevineceğini düşünmüyordu.

"Siz ikiniz! Okulunuza, müdürün odasına gidiyorsunuz

***
     
Lizzy, Michael'a doğru bağırdı. Müdürün karşısında olmalarını umursamıyordu. Çünkü okulun gözde öğrencilerinden biriydi ve bu okuldan atılacak son kişi olmanın getirdiği bir rahatlık vardı. İşaret parmağı Michael'ın üzerinde gezinirken kendini gergin hissediyordu. Yapmadığı bir durum için suçlanmak en son isteyeceği şeylerden biriydi.

Tipik dizi veya hikaye karakterlerinden değildi. Lisenin en çalışkan ve ezik kızı gibi basmakalıp sözcükler onu nitelemiyordu. Derslerinde başarılıydı, kötü kız havası vardı ama insanlar yine de onu seviyordu. Bazı zamanlar da onunla konuşmaya çekiniyorlardı. Çünkü etrafına ördüğü sıkı duvarları vardı. Belki bu da klişeydi. Herneyse.

Michael, akşamdan kalma yüzüyle bir şeyler homurdanırken müdür ikisini de dinlemiyordu. Çünkü bütün odağını bilgisayarındaki kart oyununa vermişti. Michael da bunu farketmiş olacak ki sustu ve başıyla kapıyı işaret etti. Dudaklarını sessizce kıpırdatırken "Gidelim." diyordu.

Lizzy ilk önce müdüre ardından Michael'a baktı. Boşa çaba harcamak istemiyordu çünkü yorgun birgün geçirmişti ve hemen evine gitmek, yatağına girip birkaç film izlemek istiyordu. Başını onaylar bir şekilde aşağı yukarı salladı. Ardından her ikisi de geri geri yürümeye başladılar. Bunu yaparken yavaş olmaya çalışıyorlardı. Fakat bu plan işe yaramayacak gibiydi.

Çünkü Müdür Stark'ın bilgisayarından kart sesleri yerine havaifişek ve kutlama sesleri geliyordu.

Oyunu bitmişti.

İkisi de içlerinden akıllarına gelen binlerce küfürü savurdular. Lizzy, Michael'a uymaması gerektiğini biliyordu. Ama yine de... O sevdiği çocuk Michael'dı işte.

Orospu çocuğu Michael.

Stark sandalyesinde gerilirken ağzını kapatma ihtiyacı görmeden esnedi. "Ne kaba ama!" diye düşündü Lizzy. "Büyük bir CEO olduğum zaman onu görgü okuluna göndereceğim."  Ardından burnunun ucuna düşen gözlüğünü kemiğine doğru işaret parmağıyla kaydırdı. Artık konuşmak için hazırdı.

"Bu yaptığınız hırsızlık biliyorsunuz değil mi? Sizi bunun için polise verebilirim. Sizi süründürebilirim. Ama yapmayacağım. Kimin umrunda." Umursamazca omuz silkti ve konuşmaya devam etti. "Siz ikiniz cezalısınız. Müzik ve resim odasını temizleyeceksiniz."

Michael, ucuz atlattık diye düşünüyordu fakat bu Lizzy'nin hoşuna hiç gitmemişti.


Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Mar 02, 2016 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

Please Don't Kill Me | CliffordHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin