11/Fen-A sınıfının önünde durmuş,kimsenin beni farketmemesi için dua ediyordum.
Sınıfın kapısını tıklatıp içeri girdim. Yoklmayı alan öğretmen gözlerini bana çevirdi.
" Sen yeni öğrenci olmalısın."
" Evet, efendim."
Beni yeni sınıf arkadaşlarımla tanıştırdıktan sonra sözüne devam etti:
"Boş bir yere geçebilirsin."
Gözlerimi sınıfa çevirdiğimde, yine soğuk mavilerle buluştu kahve gözlerim
••••••••••••••••
En arka sıraya geçmiştim. Sürekli mavi gözlerle buluşuyordu gözlerim. Neden bu kadar bakıyordum ona anlamamıştım.
.............
Çıkış zili çalmasına 5 dakika kalmıştı. Of zaman hiç geçmiyordu.
Sonunda zil çalmıştı. Herkez çıkmıştı. Tek ben ve o mavi gözler kalmıştık. Tam çıkıyordum ki ,
"Hey" diye bir ses geldi. Arkamı döndüm. O beni çağırıyordu , evet o mavi gözler...
"Ne oldu ? "
"Sınıfa girdiğinden beri bana bakıyorsun."
"Haha hiç güleceğim yoktu. Ben sana niye bakayım ki ? "
"Yok yani biraz hızlı gitmiyor musun ?"
Al sana şimdi de sapık olduk !
"Üff ben sana bakmıyordum sen yanlış görmüşün."
"Pekala öyle olsun.""Öyle zaten"
"Ben seni sanki bir yerde daha görmüştüm."
"Evet biz yeni taşınırken sende bir ağacın altında oturmuş kulaklıklarla müzik dinliyordun."
"Vayy iyi hatırlıyorsun bakıyorum. Tabi böyle birisini hiç kimse unutamaz."
"Üff uğraşamıycam seninle ben gidiyorum."
Dedim ve kapıdan hızlı bir şekilde çıktım. O da arkamdan çıktı.
Aman Allah'ım ! Ben ismini sormamıştım. Ve çok merak ediyordum. Gece uyuyamazdım ki ben. En iyisi yarın yoklama alınınca öğrenirim.
..........
Evimiz okula biraz uzak olduğu için servisle gidip geliyordum.
Serviste sadece iki yer boştu ikiside arkadaydı ve yan yanaydı. Ben cam kenarına geçtim. Son bir kişi gelmemişti. O da yanıma gelecek olan kişi.
Oha ben mi yanlış görüyorum yoksa gerçek mi? Yok yok gerçek olamaz! Şu anda yanımda olamaz ! Mavi gözler yine bana bakıyor olamaz!
Arkaya doğru yürüyüp yanıma oturdu.
"Merhaba Röntgenci."
Röntgenci?
" Röntgenci mi ?"
"Evet, hani muhteşem yakışıklılığım dan etkilenip ,hep beni izliyorsun ya."
"Hah! Sen mi yakışıklısın?!."
" Her neyse. İsmin ne senin?."
" Doğa. Senin?"
"Abdulrezzak Hamid."
Nöğ!
"Ne oldu? Beğenemedin mi?."
Sen sus Abdulrezzak Hamid! Şu an ismini ve yaşadığım şoku sindirmeye çalışmak için çalışıyorum. Neden hayat? Neden ben?
Kahkasıyla ona döndüm. Neye gülüyorsun Abul bilmem ne?
"Gerçekten inandın mı? Şaka yaptım, ismim Doruk."
Ve gece, yerini güneşe bıraktı.
" Ha, tamam."
Susup önüme döndüm. Eve yaklaştığımızda, zihnimde çığlık atan gerçekle sarsıldım.
Buradan taşıncaktık.
Birilerine çabuk bağlanan birisiyim. Eğer Doruk'a bağlanırsam, bir enkazdan farkım olmaz.
Bunu biliyorum.
Ondan etkilendiğimin farkındayım.
Ve, ona çekildiğimin de farkındayım.
Ondan uzak durmalıyım!
Servis, evimizin önünde durduğunda, arkamda şaşkın bir Doruk bıraktım.
" Bir daha konuşmayalım Doruk."
••••••••••••••••••••••
Merhaba arkidişponişlerim!
Bir bölümün daha sonuna geldik.
Umarım bu yazdıklarımı okuyorsunuz.
Bu bölümü yazmama yardım eden kuzenim, Hira'ya onun değişiyle; teşakkur edeyorum.
Teşakkurler!
Bölüm hakkında Yorum yapmayı ve Vote vermeyi unutmayın.
By
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ölümle Mücadele
FantasyHayat, bir varmış bir yokmuş ama yapacak bir şey yok ya hayatı yaşayacaksın ya da yaşamaya çalışacaksın ta ki ölüm kapını çalana kadar . O zaman elden bir şey gelmez ve ölüme boyun eğmek zorunda kalırsın ama Doğa öyle yapmadı mücadeleye girdi ölü...