22. Bölüm (M' imsi)

2.8K 196 236
                                    


''Chanyeol, iyi misin oğlum?'' Bayan Park elindeki yemek tepsisi ile Chanyeol'un anne evindeki odasına girmişti.

Chanyeol, soruyla gözlerini devirdi. ''Sence ne kadar iyi olabilirim anne!'' Yatağının üzerinde uzanmış tavandaki avizeye bakıyordu. Bütün suç annesinde değilmiş gibi bir de gelmiş iyi misin diye soruyordu. Chanyeol annesine kızmakta haklı mıydı bilinmez ama annesi yüzünden sevdiğinin kalbini kırmıştı. Onu dinleme gereği bile duymadan öylece çıkıp gitmişti. Şimdi de neden bu eve geldiğini bilmiyordu. Otelin birinde kalabilirdi. Annesini seviyordu Chanyeol, ama bazen her anne gibi can sıkıcı olabiliyordu.

''Tamam kızma. Ben sadece biricik bebeğimi merak ettiğim için öyle dedim. Hem bak sana yemek getirdim. Bugün doğru düzgün bir şey yemedin. Dün de yemedin. Hadi kalkta bir şeyler atıştır.'' Hyesu tepsiyi, Chanyeol'un yatağının kenarındaki komodine bırakırken oğlunun yanına oturmak için yatağa ilişti.

''İstemiyorum anne'' Chanyeol, annesine baktı ve sert bir şekilde dile getirdi.

Kadın derin bir nefes aldı. Chanyeol'u kızdırmak istemiyordu. Biliyordu ki oğlunun siniri saman alevi gibiydi ve o an düşünmeden hareket edip, aklına eseni yapıyordu. Daha sonra deli gibi pişman olmasına rağmen, asla bu huyundan vazgeçmiyordu. ''Onu düşünüyorsun değil mi?''

''Sence anne? ''

''Tamam haklısın. Kim olsa öyle bir şeyi görünce delirirdi. Gerçi ben onun doğru dürüst biri olmadığını ilk görüşte anlamıştım ama yine de-''

''Anne!'' Chanyeol, annesinin Baekhyun hakkında kötü konuşmasını dinlemek istemiyordu. ''Beni yalnız bırakır mısın? Yoksa otele gitmemi mi tercih edersin?''

Hyesu, gözlerini kırpıştırıp oğlunun sinirli yüzüne baktı ve sustu. Oğlunu kaybetmek gibi bir niyeti yoktu. Chanyeol zaten böyle bir şeyi affetmezdi. Olayı daha sonra karıştırabilirdi. ''Peki, anladım oğlum. ''Kadın ayaklandı ve ''Ben çıkıyorum. Ama sende yemeğini ye olur mu?'' dedi.

Chanyeol, seslenmedi ve Bayan Park sessizce odadan çıkıp kapıyı kapattı. Baekhyun ile uyumaya o kadar çok alışmıştı ki dün gece gözünü zerre uyku girmemişti. Onun kokusu ve minicik bedeni olmadan Chanyeol kendini boşluktaymış gibi hissediyordu. O iğrenç görüntüler aklına geldikçe boğazına kocaman bir yumru oturuyordu ve kalbi sıkışıyordu. Baekhyun'un her şeyde ilki olduğunu düşünüyordu. En azından Baekhyun ona öyle söylemişti. Hayal kırıklığı ve sevdiği adama başka birinin dokunduğu düşüncesi onu deli ediyordu. Baekhyun, onu dün defalarca aramıştı ve bir sürü mesaj atmıştı. Chanyeol hiçbirine cevap vermemişti, çünkü sinirli iken onun kalbini daha çok kırmak istemiyordu. Evden çıkarken onu gözü yaşlı bırakmak bile o kadar zor gelmişti ki... Daha fazla ağlasın istemiyordu.

O sırada titreyen telefon ile dikkatini yan tarafına çevirdi. Ekran aydınlanmış ve sonra sönmüştü. Büyük ihtimalle mesaj gelmişti. Chanyeol uzanıp telefonu eline aldı ve gelen mesajı açtı.

+Chanyeol, bana kızgın olduğunu biliyorum, ama lütfen bir kere olsun sana açıklamama izin ver. Sonra benden ayrılmak istersen inan karşı çıkamayacağım. Sadece sana anlatamama izin ver lütfen :((

Mesaj Baekhyun'dandı. Chanyeol, iç çekip, ekranı kapattı. Baekhyun ısrarla ona açıklama yapmasına izin vermesini söylüyordu ve Chanyeol, her şeyin meydanda olduğu bir videodan sonra Baekhyun'un neyi açıklayacağını bilmiyordu.

Saçlarını sıkıntı ile karıştırdı ve telefonu eline aldı.

+Tamam. Öğleden sonra 1 gibi Chengdu daki gittiğimiz kafeye gel.

EL DORADO 2  √Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin