23. Bölüm

2.6K 200 338
                                    

''Se-sen?''

''Evet ben, Tao. Yeniden karşılaşmak büyük bir zevk ''

********

Baekhyun, onu görünce ne yapacağını bilememiş ve sandalyeden aniden kalkınca, sandalye geriye düşmüştü. Kafedeki sessizliği yaran gürültü ile ortamda olan birkaç insan onlara bakmıştı.

''Uzak dur benden!''

''Hey, sakin ol! Sadece, merhaba demek istemiştim. '' Tao, onlara bakan insanların onaylamaz bakışlarına karşılık gülümsemiş ve sakin bir tonda Baekhyun'a sessiz olması gerektiğini söylemişti.

''Konuşmak istemiyorum seninle, uzak dur benden!'' Baekhyun, hızlı hızlı nefes alırken göğsü şişip iniyordu ve geriye doğru kaçıyordu. İnsanların bakışları, daha da meraklı hale gelirken Tao, olduğu yerde durmuştu ve sadece gülümsüyordu.

''Özür dilerim bebeğim. Seni aldatmadım. '' Baekhyun'a bakarak söyledi. Amacı onlara onaysız meraklı bakışlarını yönlendiren insanları; kendi işlerine dönmelerini sağlamaktı.

''Birisi polis çağırsın!'' Baekhyun sağına soluna bakıp insanlardan yardım istersen, aklına hücum eden iğrenç görüntüler yüzünden titriyordu.

''Sorun ne?'' Kafenin sahibi gelip Tao'ya bakarken, Tao adama döndü.

''Aa merak etmeyin abartmayı sever. Biraz aptallık ettim ve şimdi beni affetmiyor. Sevgilim ve adıma özür dilerim.''

''Yalan söylüyor! Ben onu tanımıyorum bile.'' Baekhyun söylediğinde Tao, yüzüne yayılan sahte bir gülümseme ile hemen Baekhyun'un yanında bitmişti. Kolunu onun beline sarıp kendine çektiğinde, Baekhyun kurtulmak için çırpınıyordu. ''Biraz daha devam edersen seni öldürürüm.'' Tao, onun kulağına eğilerek söylediğinde; Baekhyun sırtından aşağı inen ürperme ile donmuştu.

''Sorun çıkardığımız için üzgünüm. Gidiyorduk zaten.'' Tao, kafe sahibine söyleyip, Baekhyun'u da kendisi ile birlikte dışarı sürüklemişti.

Kafenin yan tarafındaki ara sokağa getirmişti onu. ''Beni özledin mi güzelim?'' Tao, onun kulağına burnunu sürttüğünde, Baekhyun dağılmış durumdaydı. Yeniden aynı şeyler olsun istemiyordu.

''Lanet olası şey uzak dur benden!'' Baekhyun, ani bir hamle ile ona tekme attığında, Tao dan kurtulmuştu. ''O lanet yerden ne zaman çıktın bilmiyorum, ama benden uzak durmazsan yemin ederim oraya yeniden girmen için elimden geleni yaparım. ''Baekhyun ses tonunu kontrol edemiyordu.

''Hmm görmek isterim. Ne yapacaksın?'' Tao, acıyan bacağını hiçe sayıp onun üzerine yürümeye başlamıştı.

''Gelme!'' Baekhyun gerileyip, elleri ile ona durması gerektiğini söylüyordu.

''Ahh bebeğim... altımda inlediğin o günü ne kadar çok özledim anlatamam sana. '' Tao, dudaklarını yaladı. ''Teninin ısısını hala hissedebiliyorum. ''Tao hatırladığı an ile titredi. ''Seni yeniden o şekilde görmek için nelerimi verebileceğimi tahmin bile edemezsin.''

''İğrençsin. Uzak dur benden!'' Baekhyun yan tarafta duran çöp tenekesini aralarına devirip, ana yola çıkmak için koşmuştu.

Tao, onun kaçmasını zevkle izlerken, yavaş adımlarla peşinden gitti. ''Benden kaçmana izin vermeyeceğim şekerparem.''

Baekhyun, oradan uzaklaşmak için koşarken önüne bakmıyordu. Tao arkasından geliyor mu diye baktığı sırada birine çarptığı için hızı kesilmişti. Gözlerini kapatıp yere düşmeyi beklerken, öylece kaldığını fark etti. Burnuna dolan tanıdık kokunun sahibini çok iyi tanıyordu.

EL DORADO 2  √Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin