MEDYA: ARYA KARACA
Düşüncelerimden çalan okul zilinin sesi ile kurtuldum. Asya ile aynı sınıfta olmadığıma binlerce kez şükrediyordum. Bugün arkadaşlarımla vedalaşabilmek için okulda kalmıştım. Bu hafta daha bu okula gelmeyecektim. Sanırım bugün bu nakil olayı yüzünden bütün dersleri kaynatabilirdim. Ah zeki ben!
...
Sonunda çıkış zili çalabilmişti. Okulda bütün gün Asya ile atışmıştık. Yine. Telefonumu arka cebimden çıkartıp abime mesaj yazmaya başladım, şimdiden yalakalığa başlamak lazım tabi.
'Abilerin en yakışıklısı, gelip beni okuldan alır mısın? konuşmamız gerek önemli bir konu var da.' diye bir mesaj attım. Abim benim herşeyimdir. Haksız olsam bile beni savunur. Tıpkı bu akşam yapacağı gibi.
Telefonun elimde titremesiyle abimin cevap verdiğini anladım ve tuş kilidimi açarak gelen mesaja baktım. 'Fıstık şu anda gelemem işim var. Caner geliyo seni almaya geldiğinde konuşuruz.' Bravo abicim resmen kuzuyu kurta emanet ediyorsun haberin yok.
Aradan 15 dakika geçmişti ve ben hala okulun önünde Caner beyi bekliyorum. Şansıma tüküreyim. Savaş'ın arabası mı o gelen? vallaha onun arabası. Bende tam günüm daha ne kadar kötüye gidebilir diyordum. Araba önümde durdu ve Savaş "Arya arabaya bin." Diye emir verdi. "İnsan gibi söylemeyi dene." Dedim. Haksız mıyım ama?
"Aryacım abin dedi arabaya teşrif eder misin artık." Vazgeçtim bu çocuğa insanlık yakışmıyor.
"Caner nerde o gelecekti beni almaya?"
"Arya bin şu arabaya yolda konuşuruz." Cevap vermeyip arabaya bindim. Peki gerçekten binmek istedim mi ? tabi ki hayır.
Tabi şimdi sizin kafalar karıştı Caner Savaş falan. Ben hemen size açıklayayım. Caner benim kuzenim, biriciğim. Aras neyse benim için Caner de o. Tabi tek fark Canerle aynı yaşta olmamız. Savaş işe bizim mahallede oturuyor. Çocukluk arkadaşımız ama dört senedir tam anlamıyla bana saplantılı. Sırf bu yüzden abimden zamanında az dayak yemedi. Gerçi arada bir hala yiyor orası ayrı.
Dayanamayıp konuşmaya başladım. "Kuzenim nerde?"
"İşi var" dedi. Derken de dönüp bakmayı ihmal etmedi tabi.
"Ne işi var, nerde, kiminle, ne zaman işi biter, abim nerde? haber verseydiler kendim dönerdim eve." Çok mu soru sormuştum acaba.
"Ne işi olduğunu söyleyemem, mekanda, abin ile birlikteler, çok uzun sürmez, işleri oldukları için gelemediler ve ben gelmek istedim çünkü kaç gündür seni göremiyordum!" dedi. Sinirlenmiş miydi bu? ve bütün sorularıma cevap mı vermişti? en önemlisi de bana kaç gündür seni göremiyorum mu demişti o?
"Dün gayet mutluydun, eğleniyordun hemde Asya ile şimdi de gelmiş bana burda sitem ediyorsun, gerçekten hiç inandırıcı değilsin Savaş!" sesim biraz yüksek çıkmıştı.
Evet dün Asya ile Savaş'ı gördüm. Akşam Hande en yakın arkadaşım mesaj atmıştı onlara gitmiştim. Aynı mahalledeydik ve evler de çok uzak değildi. Hande ile biraz dertleştikten sonra eve dönüyordum. Biraz yürümek istedim ve yolu uzattım, ara sokağı ordan geçerken onları gördüm. Pek münasip bir şekilde değillerdi ve beni de fark etmemişlerdi bile. Buna kırılmış mıydım? kesinlikle evet. Ama neden? İşte cevap veremediğim sorulardan biri de buydu.
"Senin orada ne işin vardı? Daha doğrusu senin o saatte dışarıda ne işin vardı!" diye bağırmıştı.
Bende "bu seni hiç ilgilendirmez!" diye bağırdım. Derin bir nefes aldı ve konuşmaya devam etti.
"Senin yüzünden... 4 sene Arya, koca bir 4 sene. 4 senedir beni takmıyorsun sürekli reddediyorsun. Senin yüzünden ben bu haldeyim." Süper şimdi de suçu bana yüklüyor. Ben dedim sanki gel bana aşık ol diye!
"Hödük!" diye bağırdım. Cevap vermedi ve hızını biraz arttırdı. Geriye kalan yol boyunca konuşmamıştık. Mekana geldiğimiz zaman hızlı bir şekilde arabadan indim ve yürümeye başladım. Mekana girdikten sonra abimin odasına doğru çıkmaya başladım.
Mekan buranın adı idi. Abimin bir barı var ve adını mekan koydu. Nedenini bilmiyorum ama kulağa güzel geliyordu.
Odaya bir anda pat diye girdim. Hay girmez olaydım, bu ne böyle! mahallenin bütün psikopatları odadaydı resmen, abime dönüp 'abi sen napıyon ya' bakışlarımı attım. Abim içeridekilere çıkmalarını söyledi. Bu çocuk başımıza iyice psikopat kesildi. İçeride ben, abim, Caner ve benim arkamdan odaya giren Savaş vardı. Tekli koltuğa geçip oturdum.
"Anlat bakalım Arya hanım derdin ne?" dedi abim
"Anlatıcam abicim ama önce Halim'in gelmesi lazım." Dememle Halim'in odaya dalması bir olmuştu. Okuldayken Halim'e haber vermiştim o da çıkışta geleceğini söylemişti.
"Bensiz başlamadınız dimi?" diye sordu. Siyah pantolonunun üstüne giydiği kot gömleği vücuduna yapışıyordu ve fazla çekici duruyordu. En yakın arkadaşım olmasa ona yürüyebilirdim.
"Yok kardeşim başlamadı Arya hanım" dedi Savaş. Cevap olarak sadece gözlerimi devirmekle yetindim.
"Tamam başlıyorum beni iyi dinleyin ve ben anlatırken asla bölmeyin" diye uyardım. Hepsi 'tamam' anlamında başlarını salladı ve okulda olanları anlatmaya başladım.
...
"Ya işte böyle oldu resmen okuldan şutlandım!" Abim de dahil olmak üzere hepsi anıra anıra gülüyorlardı. Allah aşkına komik olan ne? ben okuldan şutlandım depresyondayım diyorum bunlar geçmiş karşıma anırıyorlar resmen!
"Ya gülün tamam da ne anırıyosunuz be!" diye sitem etmeye başladım.
Savaş bir yandan gülüyor bir yandan da Asya hakkında sorular soruyordu. En son dayanamayıp üstüne atladım ve vurmaya başladım.
"Sanane lan Asya'dan sanane ya!!" diye bağırdım derin bir nefes alıp konuşmaya devam ettim. "Aaa doğru pardon siz kaçamak yapıyordunuz dimi? unutmuşum özür dilerim!" diye yaptığı şeyi yüzüne vurmuştum.
Ben öyle diyince herkes bir anda gülmeyi kesmişti ve Savaş'a öldürücü bakışlar atmaya başlamışlardı. Keşke o gün oradan geçmeseydim. Keşke yolu uzatmasaydım.
Savaş tek hamle ile beni üstünden attı, ciddi ciddi attı. Sanırım çanaklarım kırılmıştı.
Abim telefonla konuşmaya başlamıştı galiba annemleri aramıştı.
"Demek şutlandın kuzen hah?" diye sormuştu Caner. Ah birde o yan yan gülüşleri yok mu, ben sana bunu hesabını sorarım Caner Karaca!
"Kuzen yaramı deşme lütfen, hala taze daha kabuk bağlamadı" diyerek kendimi koltuğa geri attım. Abime dönüp baktığımda bana öyle bir gülüş attı ki 'sen şimdi bittin' dermiş gibi.
"Aryacım, canım kardeşim, annemlerle konuştum. Asya'yı bildikleri için pek kızmadılar ama..." ve öyle bir kahkaha attı ki korkmamak elde değil. "Ama?" diye tekrar ettim.
"Tahmin et nereye şutlanmışsın. Dur ya da ben söyliyeyim. Hazır mısın? Caner ile Halim'in yanına." Abim büyük bir keyifle bunu söylerken ben, Caner, Halim ve Savaş aynı anda 'ne!' diye bağırdık.
İşte kabus şimdi başlıyor...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kötü Kızlar
Dla nastolatkówİki yakın kız arkadaş... Yaşadıkları acı dolu aşklar. Başlarına gelen olaylar, çektikleri sıkıntılar. En yakın arkadaşları ile birlikte üstesinden geldikleri zorluklar. Yeni tanıştıkları masum bir kız... O kızın bir anda en yakınları olması. Bir tar...