Başımdan aşağıya resmen kaynar sular dökülmüş gibi hissediyordum. Her okul olabilir ama orası olamazdı. Eğer o okula gidersem, Caner ile Halim'in gözü hep üstümde olacak, Savaş'ı daha sık görmek zorunda kalacak ve en kötüsü de attığım adımı bile abime söyleyeceklerdi!
"Sen şaka mısın ya!" diye konuşmaya başladım.
"Hayır abicim gayet ciddiyim, annemler eve gidince bu konuyu açmayacaklar, abin sayesinde" yine o gülüşü attı. Ne kadar güzel gülüyorsun sen öyle ya! neyse konumuz bu değil.
"Evet Arya hanım düşünceleriniz nedir?" diye sordu Caner. Şu odadan bir çıkalım ben sana göstereceğim düşünceyi!
"Kuzen!" diye tısladım dişlerimin arasından.
Abim de o okulda okumuştu seneler önce mezun olmasına rağmen hala o okulda ki herkes tanıyordu abimi. Zaten o okulun neredeyse hepsi bizim çevrede oturduğu için tanınması gayet normal idi. Savaş ise geçen sene mezun olmuştu. Bir sene geç mezun oldu çünkü 'zeka küpümüz' sınıf tekrarı yaptı.
Hepsinden uzak olabilmek için başka okulda okumak istemiştim. Okuyordum da ta ki bugüne kadar. Güle güle rahatlık. Hoşçakal huzur. Merhaba cehennem gibi geçecek olan koskoca bir sene.
Bir anda titremeye başlayan telefonumu cebimden çıkardım ve kimin aradağına baktığımda ise Hande'nin aradığını fark ettim. Kurtarıcı meleğim benim! hemen telefonu açıp kulağıma götürdüm.
"Hande'm kurtarıcım benim! Nerdesin?"
"Dur be kızım ya olaylar karıştı acil buluşmamız lazım!"
"Mekandayım buraya gel çabuk!"
"Geliyorum bekle" dedi ve telefonu suratıma kapattı.
Odayı sessizlik bürümüştü herkes telefonu ile ilgileniyordu. Yarım saat geçmesine rağmen hala gelmemişti, neredeydi bu kız?
Kapının açılması ile Hande'nin geldiğini anladım. Çünkü onun gibi odaya dalan biri yoktu. Ayağa kalkıp hemen boynuna atladım. Özlemiştim aptal kızı. Koyu kahve saçları her zaman ki gibi kusursuz bir şekildeydi. Dalgalı saçlarını omuzlarından aşağıya sarkıtmıştı. Açık kahve gözleri ile saçları bir bütün gibiydi resmen. O kadar kusursuzdu ki. Geri çekildiğim zaman konuşmaya başladı.
"Sanırım okuldan şutlandım!" dedi. Yok artık! Bu nasıl bir tesadüftür ya. Hande'nin bunu demesi ile bizimkiler yine anırarak gülmeye başladılar.
Halim "dur tahmin edeyim sende bizim okula şutlandın" dedi. Bunu demesi ile Hande'nin kaşları çatıldı ve "evet" dedi. Sonra "bu kadar komik olan ne?" diye sordu.
"Senin gibi biri daha varda" dedi Caner gözleriyle beni işaret ederek.
Hande ile bakışlarımız buluştu ve omuz silktim. O da ben olduğumu anlayıp çığlık atmaya başladı ve boynuma atladı. Geri çekildi ve "işte şimdi bizden korkusunlar!" diye bağırmaya başladı. Aptal kız! ama haklıydı da biz yan yana geldiğimiz zaman hiç iyi şeyler olmuyordu.
Abimin "kızlar" demesiyle bakışlarımızı abime çevirdik ve "işte şimdi bittiniz" dedi. Abimin bunu söylemesiyle olduğumuz yere çivilendik resmen. Abim resmen bize peşinizde bu 3 hödükten daha fazla kişi olacak demeye çalışmıştı. Ah lanet!
Hande "Aras abicim, canım abicim, abilerin birtanesi sen şimdi niye bize böyle şeyler yapıyosun ki" diyerek abime baskı yapmaya çalıştı, ama sadece çalıştı canım arkadaşım benim!
Abim "hadi sizi eve götüreyim" dedi ama Savaş bey durur mu ? tabi ki hayır. "Ben bırakırım abi zaten işlerim vardı" dedi. Yalancı hödük! Abim gözlerini kısarak Savaş'a baktı ve "eminim işlerin vardır Savaş, kızları bıraktıktan sonra buraya gel" dedi. Savaş'da kafasını sallayıp odadan çıktı. Abime öpücük atıp Savaş'ı takip ettim Hande ise "görüşürüz yakışıklılar" deyip benim peşimden geldi.
Savaş arabanın kilidini açtı ve şöför koltuğuna geçti. Bende arka koltuğa oturma planları yapıyordum. Tam kapıyı açtım oturacaktım ki Savaş "Arya şuraya geç!" diye kükredi ön koltuğu işaret ederek. Hande'ye dönüp baktığımda Savaş'ı onayladığını gösteren bir bakış attı. Hay ben sizin.
Cevap vermeden ön koltuğa geçtim. Kapımı kapatıp emniyet kemerimi taktım. Yandan Savaş'a bir bakış attım ve yüzünde hafif bir tebessüm yakaladım.
Yol boyunca kimseden çıt çıkmamıştı. Savaş önce Hande'yi bırakmıştı. Hande inmeden önce vedalaşırken kulağıma ne olursa olsun sakin olmam gerektiğini fısıldamıştı, tabi biliyordu bu hödük ile ne zaman yan yana gelsek kavga ettiğimizi.
Telefonumun titremesi ile mesaj geldiğini anladım. Hande atmıştır diye tahmin ediyordum ama mesajı açtığımda Hande olmadığını anlamıştım. Koray mesaj atmıştı. Eski sevgilim. İlişkimiz fazla uzun sürmemişti onu sevmiyordum. O zaman neden çocukla çıktın diye soracak olursanız eğer yanımda ki hödük yüzünden. Tamamen onun inadına yani.
"Duyduğuma göre artık bizim okuldaymışsın, çok eğleneceğiz!" diye mesaj atmıştı. Amacı neydi bunun? hızlı bir şekilde cevap yazdım. "O zaman pazartesi eğlence başlasın!" yazıp gönder tuşuna bastım. Göz ucuyla Savaş'a baktığımda bakışlarının telefonumda olduğunu gördüm.
Ani bir frenle arabayı durdu ve öne doğru biraz kaydım iyi ki kemerim takılıydı. Bir anda uzanıp telefonumu aldı ve mesajı okumaya başladı. Bir mesaja bir de bana bakıyordu, çenesi kasılmaya başlamıştı. Telefonumu bana uzattı ve kendi telefonunu çıkartıp birine mesaj yazmaya başladı o kişinin Koray olduğuna kalıbımı basabilirdim. Acaba ne yazıyordu? mesajı yazdıktan sonra tuş kilidini kapattı, telefonu cebine attı ve arabayı tekrar çalıştırdı.
Evin önüne geldiğimiz zaman arabayı durdurdu, emniyet kemerimi çıkardım ve kapıyı açtım tam kapıdan inecekken beni kolumdan yakaladı ve kendine çekti. Bir anda afalladım ve kafam göğsüne çarptı. Kafamı geri çektim. Kollarını bedenime doladı ve beni kendine çekti. Burnum boynuna gömülmüştü resmen ve o kadar kusursuz kokuyordu ki. Kokusu ayrı bir huzur veriyordu. Elini saçlarımın arasına doladı ve saçlarımla oynamaya başladı.
"O kadar kusursuzsun ki" diye fısıldadı kulağıma doğru. Bu duygu gerçekten çok güzeldi. Çenesi başımın üstündeydi. Saçlarımla oynuyordu. Ona belli etmemeye çalışarak kokusunu içime çekmeye başladım ve kollarımı beline doladım. İlk defa. Savaş'la ilk defa bu şekildeydik. Kavga etmiyorduk, birbirimize bağırmıyorduk, kızmıyorduk. O kadar iyi hissediyordum ki.
Saçlarıma küçük bir buse kondurdu ve kafasını geri çekti. Gözlerimin içine baktı ve "seni seviyorum çimen gözlüm" diye fısıldadı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kötü Kızlar
Ficção Adolescenteİki yakın kız arkadaş... Yaşadıkları acı dolu aşklar. Başlarına gelen olaylar, çektikleri sıkıntılar. En yakın arkadaşları ile birlikte üstesinden geldikleri zorluklar. Yeni tanıştıkları masum bir kız... O kızın bir anda en yakınları olması. Bir tar...