BÖLÜM 4

474 30 6
                                    

4 sene. Koskoca 4 sene üstüne, bana ilk defa 'seni seviyorum çimen gözlüm' demişti. Peki ya ben ne yapmıştım. Hiçbirşey söylemeden arabadan inmiştim. Şimdi ise tavana bakarak yaptığım aptallığın pişmanlığını yaşıyorum. 

Telefonumun titremesi ile yerimden sıçradım. Mesaj gelmişti. Hemde Savaş'tan. Hızlıca mesajı açıp okudum. 

"Bugün olan herşeyi unut gitsin."

Dakikalardır bu mesaja bakıyorum. Gözlerim artık yanmaya başlamıştı. Ayağa kalktım kulaklığımı cebime tıktım ve sigara paketimi de diğer cebime koyduktan sonra direk evden koşarak çıktım. Kendimi sokağa attım, rüzgarın suratıma çarpmasına izin verdim. Gideceğim yer belliydi. İskele. Ne zaman kötü hissetsem oraya giderdim. Huzur bulduğum tek yer diyebilirdim. Telefonu elime alıp abime dışarıda olduğumu ve merak etmemesini gerektiren bir mesaj attım. Mesajı yolladıktan sonra kulaklığımı taktım ve Adele'in Hello şarkısı kulaklarımı doldurmaya başladı.

SAVAŞ'TAN

Nasıl böyle bir hata yapabildim? Nasıl durumu bu raddeye getirebildim? Hödüğün tekiyim resmen! Şimdi ise sokakta oturmuş yaptığım hatayı nasıl düzeltebilirim diye düşünüyorum. Acaba Arya beni affeder miydi? Düşüncelerimden önümden birinin geçmesi ile kurtuldum. Bu Arya idi. O kadar dalgındı ki beni fark etmemişti bile. Bu saatte nereye gidiyordu olum bu kız? Ağaya kalkıp onu takip etmeye başladım. Sahile doğru gidiyordu. İskeleye gideceğine dair yemin edebilirdim.

Montunu giymemişti. Bu havada sahile montsuz mu gidecekti bu kız. Ah be güzelim!

İskeleye gidip her zaman ki yerine oturdu ve ayaklarını denize doğru sarkıttı. Cebinden sigara paketini çıkardı ağzına bir tane götürdü ve yaktı. Derin bir duman çekti ve üfledi. Sigara bile yakışıyordu çimen gözlüme.

Ağlıyor muydu o? Hemde benim hödüklüğüm yüzünden. Ağlamasına neden olduğum için bir kez daha nefret ettim kendimden. Şu anda onu kollarımın arasına almak sıkıca sarılmak ve ağlama deyip başını okşamak ama yapamıyorum!

Sigarasından son dumanını, izmaritini baş ve orta parmaklarının arasına sıkıştırdı işaret parmağı ile vurup fırlattı. Bu hareketi ona ben öğretmiştim istemsizce gülümsedim. 

Aradan neredeyse 1 saat geçmişti hala orada oturuyordu ve kaçıncı sigarasını yaktığını hatırlamıyorum bile. Hava da iyice soğumuştu ama ona işlemiyor gibiydi. Daha fazla dayanamayıp yanına doğru ilerlemeye başladım, yanına gelip onun oturduğu gibi oturdum ve bir sigara da ben yaktım. Beni umursamayıp denizi izlemeye devam etti. Kulaklığına uzandım ve kulaklıklığın birini çıkardım o da sanki benim bunu yapmamı bekliyormuş gibi diğerini çıkardı ve kulaklığı cebine tıktı. Bana bakmadan "ne zamandır buradasın?" diye sordu "evden çıktığından beri seni izliyorum" dedim.

Cevap vermedi. Sigarasından son dumanı alıp attı. Sabrım kalmamıştı. "Kalk gidiyoruz" dedim. Umursamadan denizi izlemeye devam etti. Ayağa kalktım, tepesinde dikiliyordum. Bir sigara daha yakıyordu. Sinirlenmeye başlamıştım. Bir hışımla sigarayı elinden aldım ve dudağıma koydum. Derin bir duman çektim ve sonra geri üfledim. İkinci bir dumana gerek duymadan sigarayı attım.

"Ne istiyorsun Savaş?" diye tısladı. Aslında cevap basitti onu istiyordum, sadece onu ama o bunu anlayamıyordu.

"Arya kalkıyor musun yoksa ben mi kaldırayım?" diye sinirli bir şekilde sordum. Gözlerini devirdi ve "beni yalnız bırak Savaş" dedi. Gerçekten onu dinleyeceğimi düşünmüş müydü? Eğilip onu kollarından tuttum ve kaldırdım, neye uğradığına şaşırmış gibi bir yüz ifadesi vardı haklıydı da. Hızlı bir hareketle onu sırtıma aldım ve eve doğru yürümeye başladım. Bir yandan sırtıma vuruyor bir yandan da onu indirmem ile ilgili şeyler geveliyordu.

Kötü KızlarHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin